Verirsin Çeviri Fransızca
2,897 parallel translation
Eğer beni biraz olsun düşünüyorsan, bana huzurumu geri verirsin.
Si vous m'estimez, laissez-moi en paix.
- Sen savaşını, kelimelerle fikirlerin gücüyle verirsin.
- Tu te bats avec des mots, le pouvoir de l'idée.
Daryl'a geri verirsin.
Rends-le à Daryl.
O zaman karar verirsin, olur mu?
Alors on y va?
- 500'e değil de 200'e verirsin bana.
- Donne-moi 250 au lieu de 500.
Ne alırsan geriye onu verirsin.
Qu'as-tu amené... et que reprendras-tu?
Ne alırsan geriye onu verirsin.
Qu'as-tu amené et que reprendras-tu?
Ne alırsan, onu verirsin.
Qu'avez-vous amené et que reprendrez-vous?
- Bana yeni bir gömlek verirsin, olur, tamam mı canım?
- Sors-moi une autre chemise de la valise.
"Birinin hayatını aldığında kendininkinden bir parça verirsin."
"En prenant à quelqu'un sa vie, " on perd un peu de la sienne. "
İnanması zor ama yalan söyleyerek kendine zarar verirsin.
Difficile à croire, tant que tu ne repenses pas à tes propres mensonges
Onu bana geri verirsin...
Tu me le rendra...
Ya topu verirsin ya da ağzını burnunu kırarım.
Tu me donnes la balle, ou je te massacre.
Bir soruya her zaman başka bir soruyla mı cevap verirsin?
Tu réponds toujours par une question?
Bana ihtiyacın olduğunda haber verirsin, değil mi William?
Appelle-moi quand tout sera prêt.
İster şimdi cevap verirsin... istersen de işkenceden sonra.
Vous pouvez soit y répondre maintenant... ou après que je vous torture.
Haber verirsin bana.
Vous me tenez au courant.
Hem bu adamla tanışırım hemde paramı geri verirsin hepsi bu kadar
Ou bien je rencontre cet homme, ou bien tu me rends ma thune. Toute ma thune.
Ya parayı verirsin ya da karına söylerim. "
Donne les moi, ou je dis tout à ta femme "
Pota altındayken pas verirsin.
Je te la passe sous le panier.
Ben boş olduğumda pas verirsin ve sonra boom!
Tu me la passes quand je suis démarqué. Boum!
Ya hapse gidersin ya da adamın seni aramasına izin verirsin.
Tu peux aller en prison ou laisser ce type te fouiller.
Ona nasıl iş verirsin? O bir suçlu.
Comment as-tu pu engager un criminel?
Al şunu, ona verirsin.
Tu lui donneras ça.
Ya meclise gelir İran'a karşı misilleme yapılacağını duyurursun ya da gelir istifanı verirsin.
Venez à la Chambre maintenant et annoncez des représailles contre l'Iran, - ou bien démissionnez! - Et sinon?
Ben derim ki eğer birileri başbakanını öldürmüşse sen ona sert, daha sert cevap verirsin.
Quand on assassine notre Premier ministre, on se bat et on réplique fort.
Burada soruları ben sorarım. Yanıtları ise sen verirsin.
C'est à moi de poser les questions et à vous d'y répondre.
Belki bir gün bir sene ya da bir asır sonra kapıma dayanırsın ve dünyanın sana sunabileceği şeyleri göstermeme izin verirsin.
Peut-être un jour, dans un an ou même un siècle, Tu pointeras le bout de ton nez à ma porte et tu me laisseras te montrer ce que le monde a à offrir.
Kendini ona adar ve hayatını ona verirsin.
tu t'y abandonne et cela ordonne ta vie.
Dersini sonra verirsin.
Tu peux me lire plus tard.
En sonunda taşınacağım, bilirsin, eğer kalmaya karar verirsin.
Finalement emménagée ici, tu sais, si... Si je décide de rester.
Ya bizimle çalışırsın. Ve tüm bilgileri bize verirsin.
Soit tu travailles avec nous et tu donnes toutes les informations,
Haber verirsin o zaman.
- D'accord.
Buna nasıl izin verirsin?
Comment peux-Tu laisser faire ça?
Böyle öksürürsen işe yaramaz bir asker olup hepimizi ele verirsin.
Ce sera un voyage inutile si tu commences à tousser comme ça et nous faire remarquer.
10 üzerinden kaç verirsin Ulay?
Bon, sur une échelle de 1 à 10, Ulay, - qu'en penses-tu?
Ve sadece kendin için tuvalet molası verirsin.
Et les seules pauses pipi sont les tiennes.
Umarım bunu kanıtlamam için bana bir şans verirsin.
J'espère que tu me laisseras une chance de le prouver.
Bakireysen cevap verirsin.
Maintenant, si vous êtes vierge, répondez à cette question.
Dr. Beauregard'ı kızdırmaya gelmez yoksa perdenin bu tarafını boylarsın. Kızıl Haç'ı işsiz bırakacak kadar çok kan verirsin.
Vaut mieux pas contrarier le Dr Beauregard, si tu veux pas finir à ma place, à donner plus de sang que la Croix-Rouge peut en récolter.
Ya da bir ara sana içki ısmarlamama izin verirsin ben de sana hemen söylerim.
Ou bien, vous me laissez vous offrir un verre un jour et je vous le dis tout de suite.
Emma, eğer herşeyde kanıt ararsan çok uzun zaman boyunca, tek bir yerde takılı kalıverirsin.
Si tu as besoin de preuves pour tout, tu risques de rester coincée pendant longtemps.
- Ona nasıl verirsin!
- Comment pourriez-vous lui donner cela?
Tramvatik bir kadına içine kurşunu bile nasıl konulacağını öğretmeden nasıl bir tabanca verirsin?
Tu te fous de moi? Tu vas donner une arme à feu à une femme traumatisée sans même lui apprendre comment mettre des balles dans l'espèce de canon?
Bir ağaç görürsen haber verirsin.
Quand tu verras un arbre, dis-le moi.
Görev brifinglerini orada verirsin.
On y faisait les débriefings.
- Bana bunun için ne kadar verirsin?
Tu m'en donnes combien?
Bir dahaki sefere kendi kararlarını verirsin. Hangi Prius'u istersen al.
Vous voyez, je suis sur que les parents de Rosa comptaient beaucoup pour vous.
Maliyetini verirsin.
Vous les remplacerez à prix coûtant.
O zaman onları nasıl ayartacağıma dair birkaç öneri verirsin bana.
Alors tu dois me donner des pistes pour les séduire.
Ya hapse gidersin ya da adamın seni aramasına izin verirsin. Önündeki iki seçenek bu.
C'est l'un ou l'autre.