Viable Çeviri Fransızca
443 parallel translation
Geçen her gün, geçen her dakika... düşündükleri şeyin mümkün olan tek çözüm olduğuna ikna oluyorum.
Chaque jour qui passe, chaque minute, me convainc davantage que leur solution est la seule viable.
Birçok hususu dinledim ve... bunun o kadar da kötü bir fikir olmadığını düşünmeye başladım.
Après l'avoir écouté tout au long de cette réunion, je constate que son projet est viable.
Sevgili oğlum, deüşüncelerin sadece bulanık değil, aynı zamanda ekonomik olarak sağlıksız.
Mon enfant, votre pensée est floue et économiquement non viable.
Sana bunun ekonomik yönden sağlıksız olduğunu söylemiştim.
Je t'ai dit que c'était économiquement non viable.
Bu ideal bir toplum olmayabilir, ama yaşanabilir.
Ce n'est pas une société idéale, mais elle est viable.
Güvenli bir kış limanımız olsun istedik hep. Sürekli ne kadar pahalıya çıkacağı söylendi.
Nous avons toujours voulu un port viable en hiver, mais on dit que c'est trop cher.
Kontrolün elimde olduğunu ve Fransa'nın hâlâ işe yaradığını göstermek için, bir işaret yollayıp, bir gösteri yapacağıma söz verdim.
Je leur ai fait savoir que je leur ferai une démonstration, un signe, pour leur montrer que je tiens toujours les rênes. Que la France est toujours un terrain viable.
Kadının daha yüksek bir maaşı veya mevkisel üstünlüğü varsa, evlilik yürümez. - Ciddi misin?
Si l'épouse est mieux payée, ou si elle est plus haut dans la hiérarchie, le couple n'est pas viable.
Geçici yaşam tecrübesini yaşanabilir ve mantıklı bir anlayışla birleştiriyorum.
Je traduis l'essence de l'expérience humaine en compréhension viable et logique.
5. değiştirilmesi gereken yaşam biçimi.
Mode de vie non viable devant être remis en question.
Bizim üreme yöntemimiz en mükemmel olanı.
Notre méthode de reproduction est viable.
Geçerli bir genetik temel oluşturmak için 30 çift yeterli.
30 couples suffisent théoriquement à créer une base génétique viable.
Şimdi küçük bir kredi istedim, bana "ekonomik açıdan rantabl değil" dediler.
Un petit prêt. Je n'étais pas "économiquement viable".
Bu, bay rantabl olmalı!
II est "économiquement viable".
Ekonomik açıdan rantabl bir kişi, işte böyle olmalı!
II a une tête "d'économiquement viable"!
Ekonomik açıdan rantabl değilseniz, başınıza bu gelir!
Voilà ce qui arrive, quand on n'est pas "économiquement viable".
Ekonomik açıdan rantabl değildim.
Je ne suis pas "économiquement viable".
Canlı her embriyon için de 50.000 daha vereceğiz.
Plus 50000 $ à la livraison de chaque embryon viable.
Beni etkisiz hale getirmek tek çözüm.
Me désactiver est la seule solution viable!
Grazer 1 çalışıyor... ve sonuçlar elde edebiliyoruz.
Grazer 1 est viable et donne des résultats.
C-Systems... artık uygulanabilir bir sistem değil.
C-Systems n'est plus une entité viable.
Projem şu ; finansal olarak... işlerini kolaylaştırarak, her iki cinsten de gençleri Canada'ya göç için teşvik etmek.
Il s'agit d'encourager... en rendant ce projet viable financièrement, tous les jeunes des deux sexes... à immigrer au Canada.
Sadece benim gerçeklerle geçerli bir ilişki... devam ettirme çabamdan bir kesit dostum.
C'est que j'essaie de garder une relation viable avec la réalité.
"Çocuk masumiyeti, umutsuzluk için uygun bir alternatif değildir."
"L'innocence enfantine... " n'est pas une alternative viable... au désespoir "?
Ama bana uygulanabilir bir seçenek sunulana kadar,..... tutukluyu sorgulamaktan sen sorumlusun.
Mais jusqu'à ce qu'on trouve une option viable, je vous charge d'interroger le prisonnier.
Testler işe yaradı.
Le projet est viable.
Calvo Sotelo ise daha önce söylediklerini tekrarlayarak bir hükümetin ayakta kalmasının yeni bir anayasa kanununa bağlı olduğunu,... ve bunun için, cumhuriyet ilan edilmesinin şart olduğunu söyledi.
Mr. CaIvo SoteIo a déclaré encore une fois Qu'un gouvernement viable ne peut être basé sur la constitution actuelle, et que " à la place de cet état stérile, la république survivra!
Ancak ondan sonra buranın yeni ve yaşanabilir bir ana dünya olup olmadığını bileceğiz. Gel benle.
nous saurons alors s'il est viable de s'installer dans ce monde. venez.
Canlı doğumdu, bütün söyleyeceğin bu mu?
Le bébé était viable. C'est tout ce que vous avez?
Ama sana emir vermiştim, Chimera virüsünden canlı bir örnek getirecektin.
Vous aviez pour consigne de rapporter un échantillon viable du virus.
Bu uygun bir alternatif.
Une alternative viable.
Böbrek hala yaşıyor olur umarım.
J'espère que le rein sera toujours viable.
Mehmet Önder Uygun atmosferi var.
l'atmosphère est viable.
Mineral ve biyoloji araştırması - 884 araştırma kolonisi için uygun bir alan mı değil mi görmek için.
une étude minérale et biologique, pour voir si 884 est viable pour la recherche.
İşsizlik parası bana yetmez!
Chômeur, je serai pas viable.
Zaman geçtikçe asıl kaygım, Netscape in işi tehlikeye girecekti. zira bir şirket olarak yapmamız gerekenleri yapacak yeterli kişimiz yoktu.
Mon avis était, qu'avec le temps, le business de Netscape allait disparaître parce que nous n'avions pas assez de personnel pour faire ce que nous devions en tant que société commerciale et pour garder notre logiciel viable sur le marché
Şey, napabilirdik bunun için? Şöyle anlatayım, bu stratejinin tekrar çalışabilmesi için işe yarar tek yol bu OS un ismini yaymaktır. Sen cidden GNU Sistemi kullanıyorsun
Tout ce que je peux dire c'est que, la seule façon viable d'essayer de changer ce faire fonctionner à nouveau la stratégie est, passer le mot que le système d'exploitation que vous utilisez actuellement le système GNU.
Layman'ın hayati genetik bilgi taşımayan temel çift terimi.
Des chromosomes qui ne contiennent aucune information génétique viable.
Sadece ölümcül darbeyi vurup topunu indirsek daha iyi olmaz mı?
Ce serait plus viable de les descendre direct!
- Büyüme hızı bu şekilde devam edemez.
- Cette croissance n'est pas viable.
Binbaşı, bir solucan deliğine bağlamadan geçerli bir ufuk çizgisi yaratsak bile,...
Commandant, même si on obtenait un horizon du trou noir viable sans couloir espace-temps,
Hiç kimse, Cumhuriyet düştüğünden beri Vedran homeworlda uygulanabilir gitme rotayısı bulamadı.
Personne n'a trouvé un couloir viable pour Vedran depuis la chute de la République.
- Hayır. Ona sapık denir canım.
Non, ça c'est "viable".
Cenini konsültasyon yapmadan veya annenin izni olmadan almakla mı?
Sortir un foetus non-viable sans notre accord, ni celui de la mère?
Ticari bir mülk mü yoksa bir enerji kaynağı mı olup olmadığını bulmak için.
L'identifier comme atout commercial viable, ou source d'énergie.
Kendimi öldürebilirdim ama kalbe zarar verme riski var.
Je pourrais me suicider ici... mais le coeur risquerait d'être moins viable.
Üremeye uygun olduğunu gösterir.
C'est le signe d'une procréation viable.
Sayılar biraz eksik de olsa, sonuçta teori anlamlı gibi.
- Attends. Tes chiffres sont pas bons, mais la théorie est viable.
O zamana kadar yeterli olgunluğa ulaşır.
Le bébé sera viable.
"Uygun bulundu ve olduğumuz durumdan kurtarmaya geldiler."
On a dû appeler le FMI et la Banque Mondiale, ils ont trouvé ça viable et sont venus à notre secours.
Nüfus bu şekilde kalamazdı.
La population n'était pas viable.