English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ V ] / Vârisi

Vârisi Çeviri Fransızca

55 parallel translation
Annemin vârisi.
Celle qui lui a succédé!
Efendimizin şu andaki tek vârisi genç efendi Masamoto.
À ce jour, Sa Seigneurie n'a qu'un seul fils, le Prince Masamoto.
Yine de, bayan İchi, her kadının efendimizin metresi olma ayrıcalığına erişememesi bir yana, belki de günün birinde oğlunuzun efendimizin vârisi olma imkanı var.
Demoiselle Ichi... Une concubine, ce n'est pas n'importe qui. Car l'enfant que tu lui donneras peut devenir l'héritier du clan.
Aşağılık herifler. Sizi vârisi olarak seçmemeye karar vermişti.
Il avait décidé de ne pas vous choisir comme héritier.
Ba-bam beni vârisi olarak seçmedi mi?
Ne pas me choisir comme héritier?
Vârisi olarak cesedinin incelenmesini kabul etmiyorum.
En tant qu'héritier, je refuse que son corps soit examiné.
Ailemizin vârisi onun rahminde.
L'héritier de la famille est dans son ventre.
Miras hukukuna göre Takechiyo Şogunun vârisi.
Il veut faire du fils cadet Tokumatsu le prochain Shogun.
Küçük oğlu Tokumatsu kendine benzediği için onu daha çok seviyor. Onu tahtın vârisi yapmak istiyor.
Et maintenant qu'il a un fils cadet qui lui ressemble, il le veut comme successeur.
Tahtın yasal vârisi Takechiyo'dur. Lütfen onu öldürmekten vazgeçin!
Si le Seigneur Takechiyo se faisait tuer, il sera impossible de cacher la vérité.
Pete'in imzası lazım, Catherine'in vârisi.
- Il a hérité de tout. - Ce sera difficile?
O, Yang soyunun tek vârisi.
Il est le seul héritier Yang.
Geleneklere göre,.. ... Tianbai, Tian soyunun tek vârisi.
Selon la tradition Tianbai est le seul héritier Yang dans la génération Tian.
Nûmenor'un vârisi hâlâ yaşıyor.
L'héritier de Númenor vit encore.
Pennsylvania'da bir laboratuarda milyar dolarlık bir servetin vârisi olup olmadığıma karar veriliyor.
Quelque part, un laborantin sait si je suis l'héritière d'un milliard de dollars.
Tabii Kane'in vârisi değilsem bu 5000 dolar bizim için çok önemli.
Si je n'hérite pas, 5000 dollars nous dépanneront bien.
Bir tarafta ateşli ama soğuk, statükonun vârisi eski sevgilim var.
D'un côté, le sexy mais froid ex-petit ami, héritier du status quo.
Yasal kocası olmadan, doğrudan bir vârisi olamaz ve bunun sonucunda veraset hakkı için rekabet edenler arasında, iç savaş çıkma tehlikesi vardır.
Sans mari, il ne peut y avoir d'héritier direct. Il y a donc danger de guerre civile entre les prétendants à la succession.
Kurucumuzun torunu ve Hearst-Mart mirasının vârisi.
La petite fille de notre illustre fondateur, et héritière de la fortune de Hearst.
Wall Street vârisi ve eyalet yargıcı aynı fahişeye vurulur.
Le riche héritier et le juge d'état tombent pour la même prostituée.
Ve Bayan Gresham'ın en sevdiği yeğeni ve bir numaralı vârisi.
C'est le neveu préféré et l'héritier de lady Gresham.
Servetimin vârisi olmayı umuyorsan dikkat et, "Umuyorsan" diyorum ve hevesliysen buna değer olduğunu ispat etmelisin.
Si vous espérez... Si vous aspirez à hériter de ma propriété, vous devez vous en montrer plus digne.
Kuzen Harry, babamın vârisi benim de çocukluk arkadaşımdı.
Mon cousin Harry était l'héritier de mon père, et mon ami d'enfance.
Tek vârisi olan size bu tek nüshalık raporu veriyorum.
Puisque vous êtes sa seule famille, je vais vous remettre l'unique exemplaire du rapport.
Tek vârisi evlatlık oğlu.
Le seul et unique héritier de sa fortune doit être son fils adoptif.
18 yıl önce, göldeki bu kır evi New York Gayrimenkul vârisi David Marks ile karısı genç ve güzel tıp öğrencisi Katherine'nin hafta sonu tatiliydi.
Il y a 18 ans, cette maison servait de retraite de fin de semaine pour l'héritier new-yorkais de l'empire immobilier David Marks et sa femme Katherine, une magnifique étudiante en médecine.
- Leydim. Ben de Richard, tahtın vârisi.
Richard, son fils et héritier.
Miras tamamen dağılmalı ve Mary her şeyin vârisi olarak tanınmalı.
La succession doit être reniée dans sa totalité, et Mary reconnue comme héritière.
Kont'un vârisi olan en büyük kızının düşes tacı takmaması için bir sebep yok.
Il est évident que la fille aînée et héritière du comte portera la couronne de duchesse avec honneur.
İki vârisi... tek gecede... kaybetmek berbat.
Perdre deux héritiers en une nuit, c'est terrible.
Anne, Lord Grantham, orta sınıf bir avukatın vârisi olduğunu... -... istemeden keşfetti.
Ils viennent de découvrir que l'héritier est un avocat de classe moyenne.
Vikont Branksome'ın oğlu ve vârisi.
Fils et héritier du vicomte de Branksome.
Tabii, çünkü hayatımın araştırmasını atmak o kadar önemsiz ki özellikle de her şeye hazıra konmuş olan bir Eureka vârisi için.
Oui, peu importe si je détruis l'œuvre de ma vie, surtout pour un héritier d'Eureka pourri gâté à qui on a tout donné.
Multi milyar dolarlık bir servetin vârisi ve işverenimin oğlu.
Héritier d'une fortune de milliards, et fils de mon employeur.
Fransız Isabella'nın oğlu Fransa Kral'ı IV. Philip'in ve Capet Hanedanı'nın vârisi olarak... Fransız tahtının Tanrı katında yasal kralıyım!
En tant que fils d'Isabelle de France, petit-fils de Philippe IV de France, héritier de la maison Capétienne, je suis le légitime, de droit divin, Roi de France!
Meşhur Cumhuriyetçi Caldwell hanedanının vârisi.
Le membre du congrès Will Caldwell, héritier de la célèbre dynastie Caldwell qui est liée au partie Républicain.
Herkes Fransızlardan korkuyor ve onların vârisi bizim elimizde.
Tout le monde craint les français. Et nous détenons leur succession royale dans nos mains.
Ava ailesinin ithalat-ihracat şirketi Esperazar Brazil'in tek vârisi.
Ava est la seule héritière de l'entreprise familiale Esperazar Brazil.
Yüksekbahçe'nin vârisi Sör Loras Tyrell.
C'est Ser Loras Tyrell, héritier de Hautjardin.
Dehşet Kalesi ve Kışyarı'nın vârisi.
Héritier de Fort Terreur et de Winterfell.
Onlar benim. Babalarıymışım gibi yasal vârisi olduğumu söyleyen belgelerim var.
J'ai des documents qui prouvent que je suis leur tuteur légal comme si j'étais leur père.
Wareeth al Ghul, Şeytan'ın vârisi.
Tu es Wareeth al Ghul, Héritier du Démon.
Bu kadar masum olduğum ve herkesi böyle sandığın için ve babanın vârisi olduğunun için bu yaptığın affedilebilir.
Tout cela, grâce à lui. Kiku, je te comprends. Car tu es na : l'f parce que ton coeur est bon.
Ama Sasahara, efendi Kikuchiyo efendimizin vârisi oldu.
Kikuchiyo est devenu prince héritier.
20 Yıllık Kayıp Davası Yeniden Açılıyor Marks'ın Vârisi şüpheli olarak gösteriliyor
- Avez-vous découvert des preuves ADN qui laisseraient croire que des gens de son entourage...
- Yeni vârisi tanıyor musun?
- Connaissons-nous l'héritier?
Kont olup mülkün vârisi olursun.
Tu seras duc et tu hériteras du domaine.
The Office 8x7'Pam'in Vârisi'
8x07 :
Arrow 2x13 "Şeytanın Vârisi" Çeviren : Sacrer İyi seyirler dilerim.
2x13 Heir to the Demon Comic Team
- Şeytanın vârisi. - Burada ne işin var?
Héritière du démon.
- Tahtın gerçek vârisi o.
- Pourquoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]