English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ W ] / Wadlow

Wadlow Çeviri Fransızca

21 parallel translation
Tyman, Wadlow. Carson.
Tymon, Wadlow, Carson...
Ben bir şey bilmek istemem. Hapiste yattığını benim yaşımda torunları olduğunu ya da bir zamanlar adının Jerome Wadlow olduğunu bilmek istemem.
Je veux rien savoir, qu'elle soit allée en taule, ait des petits-enfants de mon âge ou se faisait appeler Jerome Wadlow III.
Hayır, bundan sonra, Cynthia Wadlow ile evlenene kadar birçok kötü yatırım yapmış
Non, et après ça, il avait une série de mauvais investissements jusqu'à ce qu'il épousa Cynthia Wadlow.
- Adı Wadlow.
Il s'appelle Wadlow.
Cliff Wadlow.
Cliff Wadlow.
- Bu adam, Jeffrey Wadlow.
- Ce gars... Jeffrey Wadlow.
Ta ki geçen güne kadar, Wadlow'un uyuşturucu sattığına dair polise gelen isimsiz bir ihbarla arabasını kenara çekmişler ve arabanın içinde 3.5 gramlık ufak paketler halinde yarım kilo kokain bulmuşlar.
Jusqu'à l'autre jour, parce qu'après avoir reçu un tuyau anonyme à la police disant que Waldow vendait de la drogue, ils l'ont pris à part et ont trouvé un demi kilo de cocaïne séparé en huit lots planqués dans la voiture.
- Henry ve Wadlow arasında bir bağlantı var mı?
Y-a-t-il un lien entre Henry et Wadlow?
- Wadlow şimdi nerede?
Où est Wadlow maintenant?
- Yapmayın Bay Wadlow.
Aller, M. Wadlow.
Sizin hapse girmenizden fayda sağlayacak kim var Bay Wadlow?
Qui a quelque chose à gagner si vous allez en prison, M. Wadlow?
Wadlow cinayetten aklandı.
Wadlow n'est pour rien dans le meurtre.
Beckett, Wadlow'un iş bağlantılarını araştırıyorduk ki bir şeye denk geldik...
Beckett, on passait en revue les affaires de drogue de Wadlow, et on a trouvé quelque chose
- 6 aydan fazla zamandır Wadlow, Chinatown'daki mülk geliştirme projesi için gayrimenkul satın alıyormuş ve aldığı her gayrimenkulde aynı rakip firmadan fazla fiyat vermiş.
Pendant les six mois passés, Wadlow a acheté de vraies propriétés pour son prochain développement à Chinatown, et à chaque fois qu'il le faisait, il surenchérissait contre la même société rivale.
Mimi onun "1 numaralı müşterisi" olması için Wadlow'un arabasına uyuşturucu yerleştirmesi ve onu saf dışı etmesi için ikna etmiş olmalı.
Mimi a dû persuader son client privilégié de placer des drogues sur Wadlow pour éliminer la concurrence.
Bu Jeffrey Wadlow, tanıyor musunuz?
Jeffrey Wadlow... Vous le connaissez?
Wadlow hapse gider ve ona ait bütün gayrimenkuller açık arttırmaya çıkar.
Wadlow va en prison, toutes ses récentes affaires immobilières s'écroulent.
Wadlow'u saf dışı etmek için Henry'den arabasına... -... o uyuşturucuları yerleştirmesini istedin.
Vous avez engagé Henry pour placer ces drogues dans la voiture de Wadlow pour vous débarrasser de la concurrence.
Onun özgürlüğü için Henry'den Wadlow'a tuzak kurmasını istedin.
Vous avez demandé à Henry de piéger Wadlow pour sa liberté.
Bir ay kadar önce, Wadlow bana yersiz mesajlar atmaya başladı.
Il y a environ 1 mois,
Seanslarımızda da sınırlara saygı göstermiyordu.
Wadlow a commencé à m'envoyer des messages inappropriés, et il ne respectait pas les limites durant nos sessions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]