Widener Çeviri Fransızca
102 parallel translation
- Widener'ın hizmetçisini arıyorum.
Je cherche la femme de chambre Widener.
Bayan Widener'ın hizmetçisi. Bayan Widener'ın hizmetçisi buralarda mı?
La femme de chambre de Mme Widener est-elle par ici?
Widener'lar mı? Sanırım onları şurada gördüm.
J'ai cru les voir par là-bas.
Widener'ın hizmetçisini arıyorum. Widener'ın hizmetçisini arıyorum.
Je cherche la femme de chambre Widener.
Bayan Widener.
Mme Widener.
Sanırım el sizin, Widener.
C'est votre pli.
O kitapları Widener'dan benim için mi aldın?
- Tu m'as rapporté ces livres de l'université.
Eagles Hazırlık Kampı Widener Üniversitesi, 1. Gün
Camp d'entraînement des Eagles Université Widener, Jour 1
Tezimi bitirmek için o kadar meşguldüm ki, neredeyse Widener Kütüphanesi'nde yaşıyordum.
J'essayais de finir mon mémoire, je vivais pratiquement à la bibliothèque.
Burası Wedener Kütüphanesi değil mi?
C'est la bibliothèque Widener, non?
Widener'in seni neden istediğini biliyorum.
Je sais pourquoi Widener vous veut.
Widener ile savaş halindeyiz.
On est en guerre avec Widener.
Widener'i ortadan kaldırmam için Clarenbach'a ihtiyacım var.
Pour détruire Widener, j'ai encore besoin de Clarenbach.
- Çünkü adam CIA'yı değil doğrudan Widener'i hedef alıyor.
- Car le kidnappeur ne cible pas le CIA, ils en ont après Widener.
- Widener da Gibson'a büyük kazık atmıştı.
- Et Widener a entubé Gibson.
- Widener, Gibson'a nasıl bir kazık attı?
- Comment?
Widener suçu Gibson'un üzerine yıktı ve sessiz kalması için de kızını öldürmekle tehdit etti.
Widener a piégé Gibson, et il a mis une cible sur le cœur de sa fille pour le faire taire.
Widener, Gibson'u kızını öldürmek ile mi tehdit etti?
Widener a menacé de tuer la fille de Gibson?
Bir şekilde beni Widener'e karşı kullanacak.
Pour m'utiliser contre Widener.
Eğer Widener'in adamları onu gözetim altına aldığımızı öğrenirlerse Meg'i öldürürler.
Si les gens de Widener découvre qu'on l'a arrêté, ils tueront Meg.
- Hepsinin Widener ile alakaları var ama bunu zaten biliyorsun.
Elles concernent Widener, mais vous le savez - déjà...
- Widener'in operasyon timi.
- L'équipe de frappe de Widener.
Son gördüğümde Widener, Gibson'un onları almasına izin verecekti.
Widener allait laisser Gibson les prendre.
Widener neden böyle bir şey istesin?
Pourquoi voudrait-il ça?
Tanık koruma Widener'in beni bulmasına engel olamaz.
- Vous rigolez. Widener me trouverait.
Onu Widener kaçırdı.
Widener la détient.
Gibson, Widener...
Gibson, Widener...
Hayır. Widener'in adamı olduğunu sanmıyorum.
Je ne pense pas que c'est un des hommes de Widener.
Ama Widener'in adamları onu FBI sanırsa Meg'i öldürürler.
Mais si les hommes de Widener pense qu'il est du FBI, Meg est morte.
Gibson beni bildiklerim yüzünden kullanmak istiyorsa bu Widener'in işini tamamen bitirir.
Si Gibson veut m'utiliser, c'est soit à cause de ce que je sais... et ça enverrait Widener en prison à perpétuité... ou à cause de ce que je peux faire.
Madem Clarenbach'ı bu kadar görmek istiyorsun o halde neden patronun Widener'i buraya çağırıp pis işleri ona yaptırmıyorsun?
Si vous voulez tellement Clarenbach, pourquoi ne pas dire à votre patron, Widener, de venir se salir les mains?
Widener'ın adamlarına.
Les hommes de Widener.
Widener onu canlı istiyor.
Widener a besoin de lui vivant.
CIA yöneticisi Widener'ın, yakın arkadaşın olduğunu biliyoruz.
On sait que le Directeur de la CIA Widener est un ami proche.
Widener'ı evine çağır.
Faites venir Widener.
Widener az önce gözümün içine baka baka yalan söyledi.
Widener m'a menti.
Karım daha onu aradığı anda Widener'ın durumdan şüpheleneceğini biliyordum.
Mais je savais que Widener serait suspicieux dès que ma femme l'a appelé.
Ajanlarımız az önce Wiedner'in, Janice Gibson'ın evine girdiğini rapor etti.
Nos agents de Janice Gibson a signalé Widener entrant dans sa maison.
Bana Widener'ı bağlayın.
Obtenez le directeur Widener au téléphone.
20 dakika sonra Wiedner'in telefonuna tam erişim sağlayacağız.
Encore 20 minutes et j'aurai l'accès total du téléphone de Widener.
Wiedner'in gerçekte ne istediğini her zaman biliyordum.
J'ai toujours su ce que voulait Widener.
Wiedner'in telefonuna girdim. Askerler ile ilgili bir şey var mı bakıyorum.
Je suis dans le téléphone de Widener et recherche un truc en rapport avec les soldats.
Widener evden ayrılıyor.
Widener quitte la maison.
Karım bugün korkunç bir şey yaptı. Widener'in telefonuna onun sayesinde girdik.
Ma femme a fait quelque chose d'horrible aujourd'hui pour qu'on puisse rentrer dans le téléphone de Widener.
Widener'in gizli konuşmalarını izleyebildiğini söyle.
Dites-moi que vous avez pu surveiller les communications sécurisées de Widener.
Widener şu koordinatlara bir CIA tıbbi nakliye aracı gönderdi.
Widener a appelé le transport médical de la CIA à ces coordonnées.
CIA başkanı Widener'ın, yakın arkadaşın olduğunu biliyoruz.
Nous savons que le directeur Windener de la CIA est un ami proche.
Sanırım Jonas, Widener'in oynadığı oyununun içinde değil.
Il ne doit pas faire partie du film d'horreur de Widener.
Widener...
C'est Widener.
Widener, o askerlerin ilaçları aldıktan sonra neler yaptığını bu olaydan sonra anlamış.
C'est là que Widener a réalisé ce qui arrive quand ces soldats prennent cette drogue, ce qu'ils feraient.
Ama Widener onları içeride kullanıyor.
Widener les utilise ici.