English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ W ] / Wikileaks

Wikileaks Çeviri Fransızca

234 parallel translation
- Hayır. - Wikileaks adından ufak bir web sitesi.
Un site appelé Wikileaks.
Damlayan küçük bir musluk gibi sonunda WikiLeaks'e dönüşür.
À côté de ça, WikiLeaks ressemblerait à une petite goutte d'eau.
Hayır, daha çok Wikileaks adındaki kirli işlerin bir çıktısı.
C'est tout? Là, on est directement visés, comparé à Wikileaks qui regorge d'informations.
- WikiLeaks yanında oyuncak kalır.
Il fait passer Wikileaks pour un jeu d'enfant.
Burada adının Wikileaks olduğu yazıyor.
C'est écrit qu'il s'appelle Wikileaks.
Bunu yapan yaratık, Lemmiwinks, senin kardeşin Wikileaks!
Wikileaks!
# Wikileaks, kara kalpli telefon korsanı
Wikileaks Le pirate de téléphones au cœur funeste
# Fakat kimse bahsetmez Lemmiwinks'in kardeşi baş belâsı Wikileaks'ten
Mais personne ne parle Du frère de Lemmiwinks Le maléfique Wikileaks
Wikileaks bir kez daha dünyamızı mahvetmeye çalışıyor.
Wikileaks tente à nouveau de dévaster notre monde.
Yapma Wikileaks!
Wikileaks!
Wikileaks geçen her dakika gücüne güç katıyor.
Wikileaks se renforce à chaque instant.
- Sizden yardım istemek için geldim. Yalnızca bir şey Wikileaks'i durdurabilir. Ancak şu an Lemmiwinks esir tutuluyor.
Je viens quérir votre aide. mais Lemmiwinks est retenu prisonnier.
Wikileaks benim hakkımda da abartılı şeyler yayınladı. Web sitesinde reşit olmayan bir balıkla ilişkiye girdiğimi yazdı. Sözde cop cop diye ağzına vermişim.
Wikileaks a écrit des exagérations sur moi aussi. en pratiquant une raie à la bouche.
Kabul ederseniz Evcil Kemirgen Kral'a yardım edip Wikileaks'i ortadan kaldırabilirsiniz.
Acceptez cette quête afin d'aider le Roi gerbille à vaincre Wikileaks.
Dikkatli ol çocuğum. İnan bana Wikileaks aptal değildir.
Wikileaks n'a rien de stupide.
Sen okulda öğrencileri zehirlemeye kalk bu haber Wikileaks'e düşmesin!
Les profs empoisonnent leurs élèves. Ça risque pas d'être sur Eavesdropper!
Wikileaks Kulak Misafirindeki en büyük haberini yapmak üzere.
Wikileaks va bientôt publier son plus gros scoop.
Wikileaks ile Lemmiwinks arasındaki savaş başladı
Wikileaks et Lemmiwinks
# Yürü Lemmiwinks Durdur Wikileaks'i
Lemmiwinks Arrête Wikileaks
Evet. Julian Assange'nın Wikiliks belgelerinin çoğunu...
Julian Assange a écrit WikiLeaks sur ses jambes.
Bu olay WikiLeaks değil ki.
Ce n'est pas WikiLeaks.
10.000 kızgın insan hükümete, onların kurallarını, onların fikirlerini, PayPal'a bakış açılarını, WikiLeaks'e bakış açılarını, Afgan savaşına, Mısır'a, Tunus'a ve Libya'ya bakış açılarını, hiçte siklemediklerini kanıtladılar.
10 000 indignés ont montré aux autorités que leurs règles, leurs idées, leurs opinions sur Paypal, sur WikiLeaks, sur la guerre en Afghanistan sur l'Égypte, la Tunisie et la Libye, que tout ça, on s'en fout.
WikiLeaks hacker ahlakının bir örneği.
WikiLeaks est une instantiation de l'éthique hacker.
WikiLeaks kocaman bir diplomatik belgeler hazinesini serbest bıraktı.
WikiLeaks a publié un immense trésor de câbles diplomatiques.
The WikiLeaks websitesi bugün 400.000'e yakın Irak Savaşıyla ilgili Amerikan gizli dosyasını yayınladı.
Wikileaks a dévoilé près de 400 000 documents américains top secrets concernant la guerre d'Irak aujourd'hui.
PayPal, Mastercard ve Amazon, WikiLeaks için hizmetleri kapatmıştı.
Quand PayPal, Mastercard et Amazon, ont retiré leurs services à WikiLeaks.
Birden bire, hiçbir şekilde WikiLeaks'e bağış yapılamıyordu.
Du jour au lendemain, il est devenu impossible de faire des dons à WikiLeaks.
Ama WikiLeaks'e, hayır!
Mais WikiLeaks, sûrement pas!
the KKK, the Westboro Baptist Kilisesi'ne PayPal ve Mastercard'ınızla para yatırabilirsiniz. Ama WikiLeaks'e hiç para veremezsiniz.
Tu peux financer le Klu Klux Klan, tu peux faire un don à l'Église Baptiste de Westboro avec ton compte PayPal et ta putain de Mastercard, mais tu ne peux rien donner à WikiLeaks!
Ve bence WikiLeaks iyi bir şey yapıyor.
Moi je pense pourtant que WikiLeaks fait quelque chose de bien.
Bu küçük banka mafyasıyla birlikte WikiLeaks'i bitirmek için yaptıkları tamamen ikiyüzlülük.
C'est de la putain d'hypocrisie, que leur petite mafia financière entube WikiLeaks comme ça.
Bence bu öfkenin nedeni WikiLeaks'in hükümetin halka söylediğin yalanları ortaya çıkarmasıydı.
C'était en partie dû au fait que Wikileaks publiait les mensonges que le gouvernement voudrait nous faire croire.
Kısa zaman sonra 2 Ocak'tı sanırım. WikiLeaks Tunus'ta engellendi.
Un peu après le 2 janvier je crois, WikiLeaks a été supprimé en Tunisie
Tunuslu Anonlar için bunun üzerine gittik. Ve bunu çıkartmalarına yardım ettik. Sonra bu WikiLeaks'e gitti.
On a piraté des données pour eux, puis on leur a permis de les extraire et de les publier sur WikiLeaks.
anti-WikiLeaks sitelerini hedef alan aynı hacker grubu şimdi de dikkatlerini Mısır'a çevirdiler.
Les hackers qui se sont attaqués aux sites anti-WikiLeaks se tournent maintenant vers l'Égypte.
Özel provekatör ajanlar gibi davranıyorlardı. WikiLeaks'i kötülemeye çalışacaklardı.
Il y suggérait d'agir en tant qu'agents provocateurs visant à discréditer WikiLeaks.
HBGary WikiLeaks'e sahte dosyalar teklif ediyordu, daha sonra bunların sahte olduğu ortaya çıktı, tavşan dışarı çıkmıştı, ve bu WikiLeaks'i kötüleyebilirdi.
HBGary soumettrait de faux documents à WikiLeaks et dès qu'il seraient publiés, l'erreur serait dévoilée et WikiLeaks serait discrédité.
İlk olarak, bu kimseyi şarşırtmaz ama, WikiLeaks'ten pek haz etmiyorum.
Tout d'abord, ça ne surprendra personne, je ne suis pas fan de WikiLeaks.
Ve teklif, Bank of America'yı ve WikiLeaks sorununu içeriyordu.
Ces propositions concernaient le problème entre Bank of America et WikiLeaks.
WikiLeaks ve destekçilerine karşı onları bir geçirken bilgi savaşı gerektiğine karar verdiler, onları Wikileaks'te saptamak için.
Ils voulaient mener une guerre de l'information sur WikiLeaks et ses partisans et désiraient les censurer en la menant au sein même de WikiLeaks.
Ayrıca WikiLeaks'in altyapısına karşı, dosyalara ulaşmak için siber saldırılar başlatmak istediniz.
Vous vouliez également lancer des cyber-attaques sur l'infrastructure de WikiLeaks, afin d'obtenir des renseignements sur leurs sources?
Ayrıca, Salon muhabiri Glenn Greenwald'ı hedef alan, bir savaşta açmak istediler, Oda açık sözlü, hükümeti eleştiren ve WikiLeaks destekçisiydi.
Ils voulaient aussi faire une campagne visant Glenn Greenwald, qui est un fervent critique du gouvernement et un soutien de WikiLeaks.
Eğer birisi, onlardan çalınmış bilgiye sahipse, WikiLeaks bu soygunu desteklesin, desteklemesin veya bunu kucaklarına bıraksın, yinede bilgiyi yayma ile tehdit ediyorlardı, farklı özel bir organizayonun bilgisini.
Si quelqu'un s'est fait dérober des informations, que WikiLeaks encourage ou non ce vol, ou que ce soit juste tombé entre leurs mains, ils menacent quand même de diffuser des informations qui sont la propriété privée d'une autre organisation.
PBS Frontline, bir belgesel yayınladı, çoğunlukla Bradley Manning'e yoğunlaşmıştı, sözde WikiLeaks sızdırıcısı.
PBS Frontline a sorti un documentaire principalement axé sur Bradley Manning, l'informateur supposé de WikiLeaks.
Paypal'ın WikiLeaks'e ödemeleri kapatmasından sonra, Paypal'a saldıran şüheliler tutuklandı.
Les personnes arrêtées hier sont suspectées d'avoir attaqué le site PayPal après la décision de l'entreprise d'arrêter les paiements à destination de WikiLeaks.
WikiLeaks'le daha az ilgilenemezdim.
Je n'en ai rien à faire, de WikiLeaks.
- WikiLeaks kablolarını taradınız mı?
- T'as vu les câbles WikiLeaks? - Non, Neal.
WikiLeaks'te sızan e-postalarda yazıyor.
Sur des emails publiés par WikiLeaks.
- WikiLeaks.
- WikiLeaks.
Sırlar mı? Sır değil. Sadece saklanan doğrular.
ça existe pas les secrets, seulement les vérités cachées je râlais sur la nourriture et comment ils traitent les gens maintenant, ils croient que je suis avec wikileaks.org... ces cons combien de temps ils gardent les gens ici en général?
Wikileaks ile Lemmiwinks arasındaki savaş başladı Orada dur bakalım seni adi sıçan!
L'ÉCOLE TENTE D'EMPOISONNER SES ÉLÈVES!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]