English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ W ] / Wimbledon

Wimbledon Çeviri Fransızca

136 parallel translation
Bale gösterisi ve sonraki hafta da Wimbledon tenis turnuvası başlıyor.
Bientôt les championnats de Wimbledon.
Aldığın derslerin sayısına bakılırsa, Wimbledon'a hazır olmalısın.
Vous préparez Wimbledon ou quoi?
- Royce'u ve bir gemiyi batıracak mücevheri vardı ama tek istediği Wimbledon'da oynamaktı.
Son but suprême : jouer à Wimbledon.
Bay Aldridge, siz... 10 Savundra Close, Wimbledon'da borsacı mısınız?
M. Aldridge, vous étiez... Vous êtes agent de change au 10 Savundra Close, à Wimbledon?
- Şimdi, Wimbledon'dayız.
- Mais, non... - Regardez, à Wimbledon.
Wimbledon şehrindeki İngiliz Tenis Şampiyonası'na giriş formu imzalı, tasdikli.
Une invitation pour le tournoi de Wimbledon, signée et contresignée.
Wimbledon giriş formunu eşinize gösterirken bir baktınız eşiniz pelte içinde kayboluyor. - Bu doğru mu?
Vous veniez de montrer à votre femme une invitation pour Wimbledon que vous aviez remplie, vous vous êtes retourné, et avez vu ses jambes disparaître dans un blanc-manger.
Hayır, Wimbledon.
- Non, Wimbledon!
Wimbledon en çok hangi sporla tanınır?
À quel sport est communément associé Wimbledon?
Wimbledon en çok hangi sporla tanınır?
À quel sport Wimbledon est communément associé?
Wimbledon en çok tenisle tanınır.
- Non. Wimbledon est communément associé au tennis.
İskoç erkek giyim mağazasına 48 milyon kilt sipariş veriyorlar İngiltere nüfusunu dünyada en kötü tenis oynayan ulusu İskoçlara çevirerek Wimbledon turnuvası sırasında İngiltere'yi boşaltıyorlar.
Ils ont commandé 48 millions de kilts à un magasin de vêtements écossais, transformé la population d'Angleterre en écossais, réputés comme la plus mauvaise nation de tennis au monde, et laissant l'Angleterre vide pendant la quinzaine de Wimbledon.
Wimbledon turnuvası sırasında boş...
Vide pendant la quinzaine de Wimbledon...
Niyetleri Wimbledon'u kazanmak. NİYETLERİ WIMBLEDON'U KAZANMAK
ILS VEULENT REMPORTER WIMBLEDON
Niyetleri Wimbledon'u kazanmak!
Ils veulent remporter Wimbledon!
Wimbledon'da olağanüstü bir tenis haftasıydı.
Ici à Wimbledon, ça a été la plus extraordinaire semaine de tennis.
Bu ise onların sonu olabilir Dan çünkü Wimbledon kuralları açıkça diyor ki finalde en az bir insan bulunmalı.
Ceci devrait causer leur perte, Dan. Comme il est parfaitement établi dans les règles de Wimbledon, il doit y avoir au moins un être humain en finale.
Podgorny pelteye karşı galaksilerarası ilk Wimbledon'da.
Et c'est donc Podgorny contre Blanc-manger dans ce tout premier Wimbledon intergalactique.
Böylece dünya kurtulmuştu. Angus Podgorny, Wimbledon'u kazanan ilk İskoç oldu on beş yıl sonra.
Ainsi, le monde fut sauvé, et Angus Podgorny devint le premier écossais à gagner Wimbledon... 15 ans plus tard.
Virginia Slims Turnuvası'nda favorin kim?
Quelle est votre favorite dans le tournoi de Wimbledon?
- Evet. Wimbledon'daki evine gittim.
Je suis allée chez lui à Wimbledon.
- Leydi Millicent söyledi ya.
Lady Millicent a dit qu'il réside à Wimbledon.
Wimbledon'da yaşıyor. Wimbledon, kocaman bir yer.
Mais c'est très vaste.
Wimbledon'da yaşayan bir teyzem vardı. - Bir de amcam.
J'ai une tante et un oncle à Wimbledon.
Kaçmayı başarıp Japp'e seni çıkarması için haber vermeseydim bu sabah Wimbledon yargıcıyla yüzleşecektin.
Si je ne m'étais pas enfui, vous seriez jugé à Wimbledon et incarcéré pour cambriolage.
Lavington, bizimle Wimbledon'daki evinde buluşacaktı ama sahtekar ortalıklarda görünmedi.
Lavington était d'accord pour qu'on se voit chez lui. L'ordure, il ne s'est pas pointé.
Ben Wimbledon`a gidiyorum!
Je peux aller à Wimbledon.
Ama çiftlerdeki partnerin tenise devam ediyor ve Wimbledon'u kazanıyor.
Ton partenaire de double gagne à Wimbledon.
- Wimbledon. - Evet.
- A Wimbledon.
Korkarım öğleden sonraya kadar Wimbledon'a varamayacağız.
Je serais très contrariée de rater la finale de Wimbledon.
Florida Palm Beach'te polo karşılaşmalarıyla başlayan uluslar arası bahar sezonu, beraberliği yakalamak için Wimbeldon isimli güney Londra kenar mahallesinde zorunlu çağrı haline geldi.
La saison internationale inaugurée par le tournoi de polo à Palm Beach se clôt toujours par une présence obligatoire dans la petite banlieue de Wimbledon.
Dün Wimbledon'daydım.
J'étais à Wimbledon hier.
Ya da belki de şu Wimbledon'ı... ikinci kez kazanan çocukla.
Ou peut-être que j'étais le gamin qui avait gagné Wimbledon pour la seconde fois.
Kafadericisi bize Wimbledon Peruklarının dağıtımını verdi.
"Scalpeur" nous a donné sa franchise.
Sanırım Wimbledon Perukçuluk'la görüşmeliyiz.
Il faut appeler l'agence et vite!
Wimbledon'dan büyük patron...
Le grand patron de "Wimbledon".
WIMBLEDON PERUKÇULUK Ulster Pazarlama
SOCIETE WIMBLEDON IRLANDE DU NORD
Wimbledon Perukçuluk olarak zor bir karar aşamasındayız :
Nous allons devoir prendre une décision difficile.
- Wimbledon'dan.
- Wimbledon.
Venedik mi, Wimbledon mı?
Venise ou Wimbledon?
Wimbledon.
Wimbledon.
Majesteleri Kent Düşesi tarafından 1993 yılında Wimbledon'da... takılan küpelerin aynısı.
L'exacte réplique de celles portées à Wimbledon en 1993... par Son Altesse Royale, la Duchesse de Kent.
Bayanlar ve Baylar. Williams kardeşler bir kez daha Wimbledon'da.
Mesdames et messieurs, les sœurs Williams s'installent à Wimbledon encore une fois.
İkinci konuşmacının bulunduğu yer, Wimbledon, Londra, İngiltere.
Riyad. "Interlocuteur 2 : " Wimbledon, Londres.
Riyad ile Wimbledon arasında geçen bir konuşmanın kaydı da yok. Fakat...
Ni d'un appel intercepté par satellite entre Riyad et Wimbledon.
Peter Wimbledon'a davetiyeyle katılıyor.
Oui. Peter a obtenu une invitation à Wimbledon.
Evet, evet, evet.
- Oui, oui. As-tu finalement obtenu nos billets pour Wimbledon?
Wimbledon'a gider misin?
Wimbledon?
Mmm.
PENDANT CE TEMPS, À WIMBLEDON
- Kazanıyor mu?
Wimbledon?
Ve sonra gizlice Wimbledon'a * girdiğim zaman...
J'ai pété à Wimbledon!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]