English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ W ] / Windermere

Windermere Çeviri Fransızca

24 parallel translation
Leydi Windermere'in yeni arabasını gördün mü?
Vous avez vu le carrosse de Lady Windermere?
Windermir Gölü.
Le lac Windermere!
Windermir'de... seni temin ederim. Oyun devam ediyor.
Allons à Windermere où, je vous l'assure, l'affaire est en train.
Neyse, şunu biliyoruz ki, Giles Windermir'e vardı.
Nous savons qu'il est arrivé à Windermere.
Ayrıca, fare gibi boğularak Windermere gölünün dibinde yattığına inanıyorlar.
On croit aussi qu'il est au fond du lac Windermere.
Lord Smithwick'i Windermir'deki bulgular hakkında bilgilendirdim.
J'ai informé lord Smithwick quant à Windermere.
Ne Giles, ne de plakalar hiç bir zaman Vindermir'de değildi.
Ils n'ont jamais été à Windermere.
Buyurun, hanımefendi. Çok uygun. Windermere bileti 1 peni ve 6 şilin.
Windermere pour seulement une livre six.
Windermere'e gitmek istiyorsan tabi.
Il faut avoir envie d'aller à Windermere!
- Windermere'e bir bilet, lütfen.
C'est joli!
Adam, onları satın almak için buraya geliyor. Windermere'de bir otelde kalıyor.
Il m'attend à l'hôtel à Windermere.
Windermere'e tam bilet parası ödemiş.
Il a pris un billet jusqu'au terminus.
Bir saat sonra, yaşlı bir kadın buraya yani Windermere'e geliyor. Yanında minyatürlerle Wood'un oteline gidiyor.
Une heure après, une dame se rend à Windermere à l'hôtel, avec les médaillons.
Hızlı bir arabayla Redburn'den Windermere'e bir saatte varabilir.
Il a pu aller de Redburn à Windermere en voiture.
Bu bıyıklı adamın onu hızlı bir arabayla Windermere'e bırakan bir suç ortağı vardı.
Un complice l'attendait en voiture pour aller à Windermere.
Bayan Durrant'ın minyatürlerle birlikte seyahat ettiğini kim biliyordu? Öğle vaktinde, Redburn'de duracağını kim öğrenebilirdi? Ve kimin Windermere'e gidecek kadar hızlı bir arabası var?
Qui savait que Mary avait les médaillons, qu'elle s'arrêterait déjeuner, et qui a une voiture rapide?
Ondan Windermere'den buraya gelmesini istedim.
Il va venir à Whitcombe.
Hastings, ilk başta anlamadı. Minyatürlerin Redburn'den Windermere'e nasıl gittiklerini bulmaya çalışıyordu.
Hastings s'est demandé comment les médaillons étaient partis de Redburn.
Memnun oldum. Memnun oldum Bayan Windermere.
- C'est un plaisir, Mme Windemere.
Windermere'e su kayağı yapmaya giderdik.
On faisait du ski nautique sur le lac.
- Windermere. - Ama bu son sahnemiz.
A Windermere.
Sağol, Robbie. Gerçek bayan Windermere'in kim olduğunu merak ediyor herkes.
Qui est la vraie lady Windermere?
- Bu Windermere'a giden Potterların - Peki, efendim.
- Pour les Potter qui se rendent à Windermere.
WINDERMERE, FLORIDA ŞÜKRAN GÜNÜ, 2009, 02 : 15 İndir şunu, orospu karı!
Pose ça, salope!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]