Yapabileceğimiz bir şey yok mu Çeviri Fransızca
71 parallel translation
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Pouvons nous faire quelque chose?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- On ne peut rien faire?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Ne peut-il en être autrement?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- On peut rien faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Ne peut-on pas faire quelque chose?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Evet, var.
Que peut-on faire pour lui?
Onun için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Qu'est-ce qu'on peut faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Et on se laisserait faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Quelqu'un qui peut...
Yapabileceğimiz bir şey yok mu, memur bey?
Monsieur l'agent, on ne peut pas régler ça autrement?
Başka yapabileceğimiz bir şey yok mu? Yırtığı kapatabilir miyiz?
En attendant, nous pourrions colmater la brèche?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Peut-on faire quelque chose?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On ne peut rien faire d'autre?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On ne peut rien faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il n'y a donc rien à faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Ecoute-moi. - Il n'y a pas moyen de faire quelque chose?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Nous ne pouvons rien faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Ve sadece o değil.
Pas juste pour lui, pour tous les animaux!
Yapabileceğimiz bir şey yok mu, efendim?
On ne peut pas rattraper ça?
Onu durdurmak için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il n'y a rien qui pourrait l'arrêter?
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Il n'y a pas d'autre solution?
- Onun için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Que peut-on faire pour elle?
Anlıyorum ama bizim yapabileceğimiz bir şey yok mu? Sadece... bir şey?
Je comprends, mais n'y a-t-il pas quelque chose... qu'on puisse faire?
Ne diyorsun, yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il n'y a rien que nous puissions faire? Nous sommes perdus?
Bilmiyorum. Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Je ne sais pas, tu ne peux pas faire quelque chose d'autre?
Yani yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Alors, il n'y a rien à faire?
Bir şeylerin olması için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On peut faire quelque chose pour que ces choses arrivent? - Pour pouvoir les avoir sur cassette.
Yapabileceğimiz bir şey yok mu? Koca adamı rahat bırakamaz mıyız?
Écoute, y a vraiment pas moyen de lui foutre la paix, au grand manitou?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Et on va rester là sans rien faire?
Öyleyse yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il n'y a rien à faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- On peut rien faire?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il n'y a rien à faire?
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On peut y faire quelque chose?
Fikrinizi değiştirmeniz için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Il y a quelque chose que nous puissions faire pour que vous changiez d'avis?
Onun için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Que peut-on pour lui?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On peut y remédier?
- Evet. Süreci hızlandırmak için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
On peut accélérer le processus?
Sence bunu düzeltmek için yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Tu crois qu'on peut faire quelque chose pour changer ça?
Yani yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Alors, on ne peut rien y faire?
Evet, burada zaman harcamaktansa, yapabileceğimiz daha iyi bir şey yok mu, Holmes?
Oui, bien... Je crois que nous avons mieux à faire.
Burada yapabileceğimiz başka bir şey yok mu? Sensörlerimizde her hangi bir şey çıkıncaya kadar yok.
- Pas tant que nous ne détectons rien.
Yapabileceğimiz bir şey yok mu diyorsun?
On ne peut rien faire?
Birlikte yapabileceğimiz herhangi bir şey yok mu?
Peut-on faire quelque chose ensemble?
Onlara yardım etmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok mu?
Que pouvons-nous faire pour elles?
- Peki yapabileceğimiz işe yarar bir şey yok mu? - Hayır.
- Et quelque chose d'utile?
Yapabileceğimiz başka bir şey yok mu?
on ne peut rien faire d'autre? Non.
Onunla yapabileceğimiz başka bir şey yok mu?
Il n'y a rien d'autre que nous puissions faire avec lui.
Ama beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Hepsi bu mu?
Mais il faut attendre.
Hadi. Yapabileceğimiz başka bir şey yok mu?
On peut rien faire d'autre?
Yapabileceğimiz başka bir şey yok mu?
On ne peut rien faire de plus?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Pouvons-nous faire autre chose?