English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yapmışsın

Yapmışsın Çeviri Fransızca

2,650 parallel translation
Tam bir Casablanca'lık yapmışsın.
C'est très "Casablanca" de ta part.
Biz de sıradan bir düğün çadırı kurdurabiliriz. Zaten daha önce bir köylü düğünü yapmışsın. Bir tane daha mı istiyorsun?
Il me parle d'un endroit de merde où les flics osent pas aller, d'un pope à la Pavarotti, d'une boule tueuse...
- Prova yapmışsın sanki.
- On dirait que tu as répété.
Eğer soygunu sen yapmışsın gibi göstereceklerse, o zaman...
Si tu as organisé le braquage...
- USO'da görev yapmışsın herhalde.
Vous étiez à la Croix-Rouge?
İplik kontrol listesi yapmışsın.
Tu as un protocole fibres.
Sanki sen kendin yapmışsın gibi alarmı etkisiz hâle getirmişler.
- Ils l'ont désactivé comme tu le fais.
Bay Treadlow, cinayetten önceki gece Valerie Bestin'le uzun bir telefon görüşmesi yapmışsınız.
M. Treadlow, vous avez parlé tard le soir avec Valerie Bestin la veille de sa mort.
Ne güzel yapmışsın.
c'est si mignon.
- Bilerek yapmışsın!
- C'était donc exprès!
Ödevini yapmışsın.
Tu travailles.
Lanet olsun, Benimle doğru düzgün konuşmuyorsun bile ama ödevini yapmışsın.
Putain, tu ne me parles même pas, tu travailles.
Çok da güzel hazırlık yapmışsınız.
Vous avez préparé tout ça.
- Gorman seninle 6 senedir çalışıyordu ve görünüşe göre 5 cinayet için ödeme yapmışsın. - Tesadüf olabilir mi dersin?
Coïncidence?
- Yanlış çıkarım yapmışsın, anladın mı?
Tu comprends mal, d'accord?
Anlaşılan, bu tür şeyleri daha önce de yapmışsın.
Apparemment, tu as déjà fait ce genre de chose auparavant.
Avery, bir kemirgen için 800 dolarlık... -... tarama yapmışsın.
Il y a pour 8000 dollars de radios effectuées sur un rongeur.
Harika bir bomba yapmışsın, Alexi.
La bombe est magnifique.
Çünkü başkasını savunurken yapmışsın.
C'est bidon. Parce que tu as agi pour défendre quelqu'un.
Peki, yapmışsın işte.
Très bien, c'est fait, reviens.
Sen şimdiye kadar ne... yapmışsın ki?
T'as jamais rien branlé de ta vie!
- Harika. Yine yapacağını yapmışsın.
Super.
Makyaj yapmışsın!
Ben dis donc, tu t'es maquillée, toi!
Ne müthiş bir şey yapmışsın.
Ce n'est pas dans tes habitudes.
Kesin öyle yapmışsındır anne ama Woodhouse öldürülmek üzere, yani...
Je n'en doute pas, mais Woodhouse est sur le point de se faire tuer, donc...
Bunu daha önce yapmışsın.
Vous avez déjà fait ça.
Güzel bir plan yapmışsın.
Tu sais, il y avait des plans qui avaient été proposés.
En azından siz salaklar melek koruması yapmışsınız.
Vous avez enfin ce qu'il faut pour repousser les anges.
- Çok güzel yapmışsın baba.
C'est parfait papa.
Seks yapmışsın.
- Tu as couché.
Bu sefer cidden iyi vurgun yapmışsın.
T'as fait un carton.
Görünen o ki zaten bir görüşme yapmışsınız!
Apparemment, tu as déjà eu un rendez-vous.
Ağabeyimi tıpatıp yapmışsın.
[Léger halètement] Tu as parfaitement saisi mon frère.
Gerçekten çıktığından beri çok iyi işler yapmışsın. - Seninle iftihar ediyorum.
Et croyez-moi, vous avez fait un excellent travail depuis votre libération.
Sizler ona ikinci bir şans vererek büyük iş yapmışsınız.
Vous lui avez donné une 2de chance.
Duydum ki Vekillerden birine bakıcılık yapmışsın.
Alors, tu as baby-sitté une des Régentes?
Bu demek oluyor ki sen dediğinden bir gün sonra başvuru yapmışsın.
tu l'as soumis un jour plus tard que prévu.
Paket yapmışsın!
Du calme!
Buna sevindim. En iyisini yapmışsınız.
Je vais ranger mon arme, et on pourra parler.
Tebri... Kendin için en hayırlısını yapmışsın.
- Mais il te faudra un nouvel agent.
- Ayrılmak dışında her şeyi yapmışsın.
T'as tout fait sauf rompre.
Bilirsin işte, tam istediğin her şeyi yapmışsın kahveyi, kremini, şekerini koymuşsun, hepsi mükemmel bir uyum içinde.
Tu as un mélange parfait, où le café, la crème et le sucre sont en parfaite harmonie.
Yapmışsın da.
Et tu l'as fait.
Hepsini onu Klaus'tan saklamak için yapmışsın.
Tu la tiens éloignée de Klaus.
Onu anladım, bana sormadan plan yapmışsın ve benim de seninle geleceğime de karar vermişsin.
J'ai compris, mais tu as juste plannifié tout ça sans même m'en parler et supposé que j'allais juste être ok pour ça?
Waffle yapmışsın!
Tu as fait des gauffres!
Çok iyi yapmışsınız.
Vous avez très bien réagi.
- İyi yapmışsın.
C'est bien.
İyi yapmışsın.
Tant mieux.
Müdürle anlaşma yapmışsın.
T'as marchandé avec la gardienne.
- Kano şeklinde yapmışsın.
- Fais un canoé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]