Yarışsa Çeviri Fransızca
21 parallel translation
Aşk bir yarışsa eğer kazanan o muydu bilmiyorum.
J'avais décidé de ne plus lui céder.
Altın madalyayı alan Cho Oh-ryun ile bir su kaplumbağası yarışsa.
Si le médaillé d'or, Cho Oh-ryun, et une tortue de mer concouraient dans l'eau.
Jim. İç ve dış işlerde korkunç başarısız sicile sahip bir partinin pes etmeye eğilimli başkan yardımcısına karşı yarışsa da,
Jim, même s'il fait face à un vice-président connu pour ses ratages en termes de politique intérieure et extérieure,
Ve bu bir yarışsa, bir ring varsa, ben varım.
Et s'il y a une course, s'il y a un ring, je suis dedans.
Hayat bir yarışsa, bitiş çizgisine doğru beni o yendi.
Si la vie est une course, alors j'ai été battue sur la ligne d'arrivée.
Bu bir yarışsa sen kaybediyorsun. Çünkü aptal bir kaplumbağa gibi dikiş atıyorsun.
Si c'est une course, tu es en train de perdre, car ta suture ressemble à une stupide tortue.
Dünyada 5 tane ya da daha az kalmışsa, yarım milyona dek çıkar.
Pour la fin d'une espèce... ça monte à un demi-million.
Köşeye sıkışmışsan ve başka umut kalmamışsa acele etme ve şunu unutma. Ne kadar iri yarı ise... vs.
Donc, quand on a le dos au mur et qu'il n'y a pas de lendemain... il faut prendre chaque jour comme il vient et se souvenir... que plus ils sont impressionnants, et cetera.
Evet, ama bulunduğu pozisyon, yani yüksek rakımda böyle bir yarıkta sıkışmışsa yenilemeyecek kadar kısa sürede donmuş olabilir.
Mais là où on l'a trouvé, dans une crevasse à haute altitude, il peut avoir gelé assez vite, évitant d'être dévoré. - Est-ce possible?
Pardon ama son sevgilin sınıfın yarısını öldürdüyse ve onu unutmak için çıktığın çocuk da seni şutlamışsa, haliyle biraz çekingen davranırsın.
Quand un de tes petits amis a tué la moitié de la classe, et que le suivant te largue, il y a de quoi être méfiante.
İlk melezlerle Almanların evliliğinde çocuk sahibi olunmamışsa Alman tarafının tepkilerine bakılarak yarı Yahudi ya tahliye edilir, ya da yaşlı gettosuna gönderilir.
Les mariages entre Allemands et métis 1ers degrés, sans enfants, et suivant l'incidence sur la partie allemande : soit le demi-Juif est évacué, soit il va dans le ghetto pour gens âgés.
Birinin karnı yarılmış ve karaciğeri alınmışsa ne kadara gider?
Si on prenait le foie de quelqu'un, combien se vendrait-il?
Başka kalmışsa, yarın getiririm.
S'il en reste, je t'en ramènerai, demain.
Anladım, ama ne işe yarıyor? Son zamanlarda temizlenmiş ya da yeniden cilalanmışsa gösterecek.
Ça sert à quoi? À voir si le tableau a été reverni récemment.
Şayet dopamin seviyeleriniz yarı yarıya azalmışsa buna hiç şaşırmam.
Votre niveau de dopamine doit être réduit de moitié.
Eğer bir şirket çalışanlarının yarısı işten çıkarıImışsa, eski bir çalışanın yarattığı karışıklık hakkında kimse fazla soru sormaz.
Si une compagnie à viré la moitié de son personnel, personne ne s'interrogera... quand on dira qu'un ex-employé est entré par effraction pour foutre le bordel. EXTERNALISEZ ÇA!
O kadar uzun bir süre acı içinde kalmışsa mahkeme kararıyla belki üç yüz belki yarım milyon dolar eder, bilemiyorum.
Si elle a souffert tout ce temps-là, je dirais entre 300 000 et 500 000 dollars pour un verdict viable.
Eğer departman tedarik için toplamda 240 milyondan fazla tedarik yapmışsa işe yarıyor.
On peut l'invoquer si les dépenses totales dépassent 240 millions par fournisseur.
Başkan FEMA parasına el koyarak haddini aştı belki ama, bir işe yaramışsa, işe yaramıştır. Ve America Works işe yarıyor.
Le président n'aurait pas dû déshabiller la FEMA, mais il faut reconnaître qu'America Works fonctionne.
Eğer Aşçı Quagmire bir tabak herhangi bir şey hazırlamışsa yarışmayı kazanacak. Süre doldu.
Terminé!
Eğer katilimiz alabileceği her şeyi almışsa, yarım milyondan fazla para yapmıştır. Bir şüpheli var mı?
Si notre tueur a récolté tout ce qui était possible de récolter, ils auraient pu faire plus qu'un demi-million de dollars.