Yegenim Çeviri Fransızca
1,520 parallel translation
- O da benim yeğenim.
- La mienne aussi.
Yalnızlık çekiyorsan seni tanıştırabileceğim bir yeğenim var. Neden?
Pourquoi?
Yetim yeğenim dedi. Evlat edinecekmiş.
Elle dit que c'est un neveu orphelin qu'elle est en train d'adopter.
En sevdiğim yeğenim, Ryan. Seattle'dan buralara kadar geldi.
Mon neveu préféré, Ryan, qui nous vient de Seattle.
Yeğenim bugün ne giydiğini sordu. Ne kadar tatlı.
Mon neveu m'a demandé ce que tu mettais aujourd'hui, c'est pas mignon?
Yeğenim bugün ne giydiğini sordu Ne kadar tatlı.
Mon neveu m'a demandé ce que tu portais. C'est mimi, non?
- Maya benim yeğenim. - Çok tatlı biriydi. Neden başına böyle bir şey geldi?
- Elle était tellement gentille, pourquoi elle?
Oh, Sara benim yeğenim.
Sara est ma nièce.
Yeğenim yiyor da oradan biliyorum.
Et mon neveu aime ça.
- Yeğenim için olduğunu kim söyledi?
Qui t'a dit que c'était pour mon neveu?
Hayır, o benim yeğenim.
C'est mon neveu.
- Ekose gömlek, süveter, çocuk aktör. - Hayır, o gerçekten benim yeğenim.
La chemise à carreaux, le petit gilet assorti et l'enfant comédien?
Jake. aslan yeğenim benim!
MC Jake est là! Jake est dans la place!
- Ya yeğenim?
- Et pour mon neveu?
Oğlum ve yeğenim için yapacağım.
Je dirai tout ce que j'ai sur le coeur juste pour mon fils et mon neveu.
O bir dahi ve... benim yeğenim!
C'est un génie, et c'est... mon neveu...
Yeğenim ne kadar da büyümüş!
Que mon neveu a grandi!
Yeğenim o kitaplara bayılır, çok sevimli.
Ma nièce adore ces livres. Tu es célèbre.
Steve, bu benim küçük yeğenim Werner.
Voici mon petit neveu Werner.
Küçük yeğenim biletimi birinci sınıf aldı çünkü ben oyuncuyum.
Mon petit-neveu m'a envoyé en première classe parce que je suis un tombeur.
Bay Harris birinci dereceden beş kuzenim ve dört yeğenim sipariş geliniydi.
Monsieur Harris... Cinq de mes cousins germains et quatre de mes nièces, ont été fiancés par correspondance.
Yeğenim Lord Devereaux.
Mon neveu, Lord Dévereaux.
Söylediğim şu majesteleri yeğenim Genovia varisi olarak tahta oturmak için izninizi bekliyor.
C'est pourquoi, Majesté, j'ai la joie de vous annoncer que mon neveu est prêt à assumer ses fonctions de roi légitime de Génovie.
Babam ya da yeğenim de üretirler.
Et c'est mon père ou mon neveu qui les construisent.
Ayrıca, iki çocuğun sorumluluğunu üstlenmeye razı olabileceğimi hiç sanmıyorum.Yeğenim yetiyor zaten.
En plus, je ne pourrais pas m'occuper de deux enfants, j'ai déjà du mal avec mon neveu.
Şimdilik, yeğenim Javi onları bilgisayarına kopyalayarak bana yardım ediyor.
Là c'est mon neveu Javi qui m'aide en les recopiant sur son ordinateur.
Yeğenim dişçi.
Mon neveu est dentiste.
Napoleon benim yeğenim.
- Napoléon est mon neveu.
Anfernee adında bir yeğenim var, ona Anthony dediğimde köpürüyor.
Mon neveu Anfernee est furieux quand je l'appelle Anthony.
Yeğenim ve çıplak kocası.
C'est ma nièce et son mari nu.
45 numara, benim yeğenim Boobie.
45, Boobie... C'est mon neveu là-bas.
Ben yeğenim için ne yaptım?
Qu'ai-je à lui offrir moi?
Gerçekte O benim Yeğenim.
Bae! Dal! En fait, c'est mon neveu.
Yalan söyleme, her ünlüye benim yeğenim diyorsun!
Tu dis que tous ceux qui sont connus sont tes neveux, arrête de mentir!
Yeğenim, babayla böyle konuşulmaz.
Neveu, on ne répond pas ainsi à son père.
Nasılsın yeğenim? - Zayıflamışsın!
Ma nièce préférée!
Küçük yeğenim benden önce evlenecek.
Alors abandonne! Non, je n'abandonnerai pas.
Yeğenim, 4400'den biri, aynı sizin gibi.
Mon neveu est un des 4400, tout comme vous.
Yeğenim ve diğer herkesi.
Mon neveu... Et tous les autres.
Oradakiler benim karım ve yeğenim.
C'est ma femme et mon neveu.
Ben değil, yeğenim istemişti.
Pas moi. Mon neveu.
- Merhaba yeğenim.
Hé, neveu. Quelques temps après...
- Evet, yeğenim olur.
Oui, c'est mon neveu.
O benim yeğenim ne de olsa.
C'est mon neveu Rick. Samedi mon vieux?
Tamam, ben sadece benim yeğenim olmak için kullanılan almaya çalışırken.
J'essaie de m'habituer à l'idée que tu es mon neveu.
Nasıl Chris yeğenim oldu bana söylemedin geliyor?
Tu ne m'as pas dit que Chris était mon neveu.
Ve ben bir şey, eğer, biliyorsun merak çeşit Allah korusun, yeğenim Wyatt için ne vardı, polise anlamaya çalışın yapabilir ne düşünüyorsunuz kim yaptım?
Et je me demandais, s'il devait arriver quelque chose, et Dieu nous en garde, à mon neveu Wyatt, que ferait la police pour découvrir le responsable?
Yeğenim veya kleptoman iblisler Tasarruf?
Sauver mon neveu ou des démons cleptomanes?
Damardan kullananlar ve yeğenim de onlardan biri.
Des toxicos et ma nièce en fait partie.
Görüyorsun ki, Herman Lester benim yeğenim ve bana çok bağlıdır, bu yüzden yarın geceki maçta ondan küçük bir iyilik isteyeceğim.
Herman Lester est mon neveu, et ce gamin m'adore, alors, tu vois, pour le match de demain, je vais lui demander un petit service.
Manevi yeğenim Kim ile tanıştırayım.
C'est ma fausse nièce, Kim.