Yiyor Çeviri Fransızca
2,738 parallel translation
Ve sonra sen... sosisleri yiyor musun?
Et ensuite, vous... mangez les saucisses?
O sosisin... özünü yiyor.
Il mange... l'essence des saucisses.
Bazıları da bunu yiyor.
Certaines l'ont cru.
Çok dayak yiyor musun sen?
Tu te fais beaucoup cogner?
Bu aralar göç edeceği için, durmadan bir şeyler yiyor.
La semaine précédant sa migration, elle mange sans discontinuer.
Orada olsaydık, Kim Novak'la sufle yiyor olurduk.
Si ça l'était, on mangerait des chouquettes avec Kim Novak.
Tuhaf şey Slink'i yiyor.
Le curieux va l'avaler.
Şimdi de simit yiyor.
Il mange un bretzel.
Ne zaman şişman bir insan görsem yemek yiyor.
Les gros sont toujours en train de manger.
O biçim piliç yiyor.
Il s'en tape à la tonne.
Yerde yatmış kum torbası gibi dayak yiyor.
Comme un quartier de bœuf!
Beyin yiyor, harıl harıl çalışıyorum.
Je mange des cerveaux et je prends des noms.
Başını çarpıp gizli kimliğine inanmaya başladığın için başımıza açtığın işleri düzeltmeye çalışmak yerine evimde ailemle akşam yemeğimi yiyor olabilirdim.
Je pourrais être à table avec ma famille, au lieu de nettoyer le merdier que tu as foutu en te prenant pour ta couverture.
Kanadını yiyor!
Il mâchouille sa nageoire!
Papa her şeyi yiyor.
Sa Sainteté a tout mangé.
Annesini de tanıyorum. - Bazen kafayı yiyor.
Des fois, elle fait des folies.
Kafayı yiyor.
Ça le rend fou.
Neden her seferinde ya biri soyuluyor, ya dayak yiyor ya da tutuklanıyor?
Pourquoi faut-il toujours que quelqu'un soit volé ou battu ou se fasse arrêter?
Dış dünya'da köpek köpeği yiyor.
À l'extérieur, on doit tuer ou se faire tuer.
Domuz beni yiyor!
Il mange mon korps!
Tabii, tabii. Aslında artık daha sık yiyor. Ama doğru yiyecekleri yediği için kilo verdi.
En fait il mange plus souvent maintenant, mais il mange de bons aliments, il perd du poids et il se sent beaucoup mieux.
Sadece dünyadaki sığırlar 8,7 milyar insanı besleyecek kadar tahıl yiyor. Dünya nüfusundan neredeyse 2 milyar fazla.
L'élevage mondial des bovins consomme une quantité de céréales suffisante à nourrir 8,7 milliards de gens, soit presque 2 milliards de plus que la population humaine sur Terre.
Dr. Esselstyn hastalarına tavsiye ettiği yiyeceklerin aynılarını 25 yıldan fazla zamandır yiyor.
Depuis plus de 25 ans, le Dr. Esselstyn suit le régime alimentaire qu'il recommande à ses patients.
Ne bok yiyor o?
Il est défoncé ou quoi?
Az önce hazır değildik fakat şimdi hamsi yiyor, internete göre hamsi doğumu başlatırmış.
Peut-être tout à l'heure, mais elle mange des anchois... et Internet dit que ça déclenche le travail.
- Sıçanlar bile bizden iyi yiyor.
Je parie que les rats mangent mieux que nous.
O zamandan beri NBA oyuncusu gibi yiyor parasını arabalar ve büyük ekran televizyonlar alıyor.
Et depuis, il flambe comme un joueur de la NBA en s'achetant des écrans plats.
Şu adamlara bir bak zehir onları diri diri yiyor.
Cette chose? Regarde-les. Ce poison les dévore vivants.
- Perşembe gecesi yemek yiyor muyuz? - Sen caymadıkça, evet.
Sauf si tu annules.
Ne kadar şanslı bir çocuk, haftada 1 kez kek yiyor.
Quelle chance, d'avoir du gâteau une fois par semaine.
Çok yemek yiyor.
Il mange beaucoup.
Bebekler yeterince büyüyünce büyük ve güçlü anneleri onları yiyor.
Puis, une fois que les bébés sont assez grands, ils maîtrisent leur mère et la mangent.
Çünkü o da yemeye başlıyor. Yiyebileceği kadar yiyor.
Ça devient alors un buffet pour deux.
... bütün yemeğimi de yiyor.
Il vide mon frigo.
Bunu yiyor musun sahiden?
- Ça pèse plus de deux kilos.
Küçük canavar ne yiyor bakalım?
- Il mange quoi, le monstre?
Çıplak bir adam kızımın yanında oturmuş, kahvaltılık gevrek yiyor.
Il y a un homme nu assis à côté de ma fille et qui mange des céréales.
Bir... insanı yiyor.
Cette chose mange une personne.
Torunum, bunun için başımın etini yiyor.
Mon petit-fils n'arrête pas de me les demander...
Ichiro artık köri değil, erişte yiyor.
Ichiro mange des nouilles maintenant, plutôt que du curry
Arkadaşlarımla dışarı çıkıp her türlü haltı yiyor olmam lazımdı benim.
Je suis supposé sortir déconner avec mes potes.
Finn ve Rachel'ın "Iskalatan Öpücüğü" daha şimdiden YouTube'da 20.000 kere izlendi ve yorumlar kısmı da "Neden T-Rex, Musevi'yi yiyor" tipinde özlü alaylarla dolu.
- Et regarde, c'est toi. - Brittany, Tu es un terrible exemple pour les Cheerios.
Annem her gece pislik kocasından kendinden geçene kadar dayak yiyor.
Ma mère s'est fait battre tous les soirs par son connard de mari alcoolique.
Herif insan yiyor da ondan.
Il mange les gens.
Hayır, her şeyi yiyor.
Non, elle mange de tout.
Ne zamandan beri vejetaryenler kızarmış tavuk yiyor?
Depuis quand ne végétaliens manger du poulet frit?
Dilimi yiyor.
Il mange ma langue.
- Onu yiyor musun?
- Tu manges ça?
Biliminsanları balıkların acı çekip çekmediğini bilmiyor. Bu yüzden bazı vejetaryenlar hala somon falan yiyor.
On ignore si les poissons ressentent la douleur, c'est pourquoi certains végétariens mangent encore du saumon, etc.
Havuç yiyor.
Elle mange des carottes.
Gördün mü nasıl yiyor?
Tu vois comment il mange?