English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yok bişey

Yok bişey Çeviri Fransızca

326 parallel translation
Yok bişey!
Rien, pour rien.
Oh, sen- - Yok bişey dedim.
- Ce n'est rien.
- Pee Wee, neyin var? - Yok bişey.
- Pee Wee, qu'est-ce qu'il y a?
Yok bişey.
Rien.
Yok bişey.
Non, rien.
Yok bişey Matt.
Ce sera tout.
"Aptalca cesareti dışında bize gösterebileceği pek bişey yok... arenada ne yapacağı mücadeleden çok intihara benziyor.."
"Il n'a rien qu'un courage animal stupide." "C'est du suicide, pas de la tauromachie."
Oh, Bişey yok.
Ce n'est rien.
burda daha fazla bişey yok.
Ici, il n'y a plus rien à faire.
Bişey yok, sadece araçlarımızdan birinin sigortası attı.
Il ne s'est rien passé! Juste un... éclair sur l'un de nos instruments!
Hayır, bişey yok.
Rien.
Kaybedecek bişey yok.
Nothing to lose
İyiyim, bişey yok!
Ce n'est pas grave.
Yok bişey, dedim sana.
- Allez!
Hadi sakinleş. Shh. Bişey yok.
Allez, calme-toi.
Açıklanacak bişey yok.
Il n'y a rien à expliquer.
Endişelenicek bişey yok.
Rien de grave.
Şimdi görecek bişey yok
Qu'est-ce qu'il y a à voir?
Bişey olduğu yok.
Rien ne bouge.
Hepimiz oyuna getirildik hadi sakince oturup, konuşarak çözelim bunu konuşacak bişey yok
C'est un piège. - Discutons posément. - Pour quoi faire?
Tümüyle dürüstlük diye bişey yok... Ereklerle bu olmaz.
On ne peut pas parler d'honnêteté absolue, pas avec les hommes.
- Bişey yok.
- Rien.
Suçluluk diye bişey yok.
Ne vous sentez pas coupable.
- Onun gibi diye bişey yok.
- Pas "si on veut".
- Yok öyle bişey.
- Non.
Bişey yok.
Tout va bien!
Utanacak bişey yok ki Hepsi onların suçu!
Qu'a-t-on à redouter? Allons-y.
Lanet ılık bir bira kadar dayanamayacağım bişey yok!
Y a une chose que je supporte pas c'est la putain de bière tiède!
On ultimatom verdim, ve yapabilecek bişey yok.
Je lui ai lancé un ultimatum, je suis foutu.
Burada bişey yok.
Il n'y a rien ici.
Tamam yok bişey.
Merci.
sevdiğim çok fazla bişey yok.
Le reste ne me plaît pas trop...
Ama başka yapacak bişey yok.
- C'est mon seul jeu. - Là. Essaie encore.
Korkacak bişey yok.
Nous n'avons rien à craindre.
Hayır Carol, bence bunda garip bişey yok.
Je ne lui reproche rien.
- Senin bana yapabileceğn bişey yok.
- Je crains plus rien de vous.
Henüz bişey yok.
Je n'ai encore rien trouvé.
- Duracak bişey yok.
- Arrêtez! On ne peut plus!
- Yapacak bişey yok.
- C'est irrésistible.
Bişey yok.
Il n'y avait rien.
Onun için kimsenin yapacağı bişey yok.
On ne peut plus rien pour lui.
Pekâlâ millet, dağılın, burada görecek bişey yok.
Circulez. Y'a rien à voir.
'Burada görülecek bişey yok've'dava kapanmıştır'diyorsun.
Affaire classée. "
Endişelenecek bişey yok.
Ne vous inquiétez pas.
Bişey yok. Sadece düşünüyordum.
Rien du tout, je ne faisais que réfléchir.
bişey yok tamam mı?
Ça va?
aman tanrım! ne oldu bişey yok.
Mon Dieu, qu'est-il arrivé?
- bişey yok anne.
Ça va, maman.
Olamaz! Utah olmaz! Utah ta bişey yok ama misyonerler..
Dans l'Utah, y a que des missionnaires!
Yapacak bişey yok, yerleşin.
On ne peut rien y faire, n'est-ce pas?
- Hayır öyle bişey yok.
Ah non, rien de ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]