English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yokum

Yokum Çeviri Fransızca

2,048 parallel translation
- Ben de yokum.
- Je me retire.
Başka herkesin hayatının her dakikasının sorumluluğunu almayı bırakmadıkça... -... ben yokum.
Tant que tu te sentiras responsable de chaque moment de la vie des autres, je ne suis pas intéressée.
Eğer bebeği aldırmazsan, ben yokum?
Tu le fais partir ou c'est moi qui pars.
Artık yokum derken ciddiydim!
J'ai dit que j'avais terminé, c'est clair?
Ben bu işte yokum!
Je me barre.
Çünkü o zaman ben de yokum.
Moi non plus, ça ne m'intéresse pas.
Yani, "Selam, n'aber, ben bu haftasonu yokum" diye bir cevaptan fazlasını hak ediyorum.
J'ai besoin de plus que des : "Ça va? Je pars en week-end."
- Kitapların içinde yaşamıyoruz. - Sadece hafta sonu için yokum dedim.
- On ne vit pas dans un livre.
Affedersin, ama Emerson'a yardım etmek gerçeğe gözlerimizi kapatmak anlamına geliyorsa ben bu işte yokum.
Désolée, mais si aider Emerson signifie se voiler la face, alors je n'en serai pas.
Çok kaygılanıyorum, bu zorbadan yeterince çabuk kurtulamayacağız, ama ben bu yarışta yokum.
Pour moi, on ne peut pas évincer cet enfoiré assez vite, mais... je suis hors-jeu.
- Bu işte yokum! - Nereye gidiyorsun?
Elle va me trouver.
Bu sevkiyattan sonra yokum.
Après cette cargaison, j'arrête.
Evet, görev yok, kamera yok, Casey yok termal uydu gözetlemesi ve ben yokum.
- Oui, sans mission, sans caméra, sans Casey, sans surveillance par satellite et sans moi.
Bir dahaki sefer bir seri katil şahsen seni çağırırsa, küçük ponponlarını alıp, çalışanlarını pes etmemeye motive edebilirsin. Ben yokum.
La prochaine fois qu'un tueur en série t'appelle, en personne, tu peux prendre tes petits pompons et rassembler les troupes pour ne jamais dire "mourir".
Dinle. Ben bu işte yokum, dostum.
Écoute... j'arrête.
Konuşulacak bir şey yok, tamam mı? Her şey bitti. Ben bu olayda yokum.
Je changerai pas, j'arrête.
Ama benim işim bitti. Ben bu olayda yokum.
Mais j'en ai ma claque, j'arrête.
Ben yokum.
J'existe pas.
Ben görevde yokum, geri çekildim.
Je ne m'en occupe pas. On m'a suspendu.
Ben yokum.
J'arrête.
Tara'yı görürsen söyle ona. Ben artık yokum.
Si tu vois Tara, dis-lui que j'arrête.
... yokum. Lütfen sinyal sesinden sonra mesajınızı...
Je ne suis pas là, laissez-moi un message après...
- Ben yokum. - Hayır, bu mükemmel!
Non, c'est parfait!
Darnell? Bir haftadır yokum diye, "Hey Yengeç Adam" yok mu?
Je pars une semaine et plus de "Salut, Crab Man"?
- Sen Jim? - Ben yokum.
- Toujours non.
Ben yokum.
Pas chez moi.
Ben yokum burada.
Je vais me faire tout petit.
Sadece ben yokum.
Il n'y a pas que moi.
Anna artık yok. Yani ben de yokum.
Anna n'est plus alors moi non plus.
Bu şehirde bir yakınım sen kaldın, uzun zamandır yokum sonuçta.
S'il y a quelqu'un que j'aurais bien vu, c'est toi, mais j'étais parti.
- İlaç tedavisi ve terapiyle tedavi etmeyi denedikten sonra, yanlış bir adım atmadan işleri yoluna koyabiliriz. Hayır, ben artık bunlara yokum.
En le traitant avec des médicaments et une thérapie... on le remettra sur pied sans prendre une mesure aussi invasive.
- Dave... - Bitti, adamım! - Ben yokum.
- C'est fini, mec, je pars.
Ben yokum.
J'en ai terminé.
Şu an evde yokum bip sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz.
Je ne suis pas là, mais laissez-moi un message après le bip.
Ben yokum.
Je me couche.
Dedektif, o adamı öldürene kadar dövdükten sonra "ben yokum" dedim.
Enquêteuse, quand il a battu cet homme à mort, j'ai voulu partir.
Ben yokum. Ben gidiyorum.
Je dois... je m'en vais.
- Ben yokum.
- Sans moi.
Yokum.
Mais imaginons que Cynthia mente... peut-être Susan voulait-elle sauver Pike et Cynthia voulait fuir. Passe.
Yokum.
Passe.
Ama beni test ederken iyice düşünmelisin. Çünkü bir dahaki sefere, ben yokum.
Mais réfléchis bien car la prochaine fois je te quitterai.
- Şuan yokum.Bip sesini bekleyin
Après le bip. - Portable de JJ.
Toplu katliam yapan bir katilin peşine düşmek gerçekten çok güvenli gibi gözükse de ben yokum.
Bien qu'il n'y ait aucun danger à traquer le responsable d'un massacre, je préfère m'abstenir.
Sadece bir saat kadar yokum.
Mais pas dans les deux ou trois prochaines heures.
- Ben de yokum.
Sans moi.
Şu an evde yokum. Lütfen mesaj bırakın.
Je ne suis pas là actuellement, laissez votre message.
Şu an evde yokum.
Je ne suis pas là pour l'instant.
Yokum. Bende.
Moi aussi.
- Evde yokum.
Pourquoi elle fait ça? Tu dois être sortie.
Ben yokum.
C'est fini.
Ben yokum. Yapma!
Abby, enfin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]