Yosh Çeviri Fransızca
89 parallel translation
Fergus Chilk. Bay Kristo'nun avukatıyım. Bu Bay Yosh.
Je suis le conseiller juridique de M. Kristo.
O da Bay Kristo için çalışıyor. Bay Kristo için yapabileceğim bir şey varsa...
M. Yosh qui travaille aussi pour M. Kristo.
- Yosh, sen bizimlesin.
- Allez.
- Chay- yosh - nay.
- Chay-yosh-nay.
Sana Yosh Takata'yı veriyorum. - Kim?
Je vous envoie Yosh Takata.
- Yosh Takata.
- Yosh Takata.
Yosh Takata ayrılan iki hemşirenin yerine geldi.
Yosh Takata remplace les 2 infirmières qui sont parties.
Yosh'un doktora ihtiyacı olursa ister.
Si Yosh a besoin d'un docteur, il peut me demander.
Yosh. Yarın klinikte bana yardım eder misin?
Vous me remplacez à la clinique demain?
Yosh?
Yosh?
- Yosh Takata.
- Lucy Knight.
Yosh, şu kıyafetleri torbaya koy ve dışarıya çıkar.
Yosh, mettez ça dehors, dans un sac.
Yosh.
Yosh.
Yosh, yardım et!
Yosh, j'ai besoin d'aide!
Yosh, yarım cc albuterol nebulizer getir, ve iki birim salin.
Yosh, salbutamol par nébuliseur, 0.5 cc, et 2 de saline.
Yosh, onu buradan çıkar.
- Stable. Yosh, emmène-la.
- Yosh'a top dedi.
- Il a traité Yosh de fée.
Yosh, o Lucy'nin bilgisayarı mı?
Dis, ce ne serait pas l'ordinateur de Lucy?
Yosh çok özür dilerim.
Yosh, je suis désolée.
- Yosh bir vantilatör bulabilir misin?
- Trouvez un ventilateur.
Yosh şu ikisini ayrı odalara yerleştir.
Yosh, séparez-les s'il vous plaît.
Yosh, kompresyon yap.
Yosh, les compressions.
Sağ ol Yosh. Al.
Merci, Yosh.
Yosh, metil sellüloz.
Yosh, méthylcellulose.
Yosh, göz bandı.
Yosh, le cache-œil.
Sağ ol Yosh.
Merci, Yosh.
Yosh, 1 80 ketamine, 1 80 sux.
Yosh, 180 de Kétamine, 180 de Suxi.
Yosh, krikoid basınç ver.
Yosh, pression cricoïde.
- Yosh, krikoid basınç. - Denedik.
Yosh, pression cricoïde.
Yosh klinik hastalarına bakmak için Bayan Reilly'yi başka yere almış.
Yosh a déplacé Mme Reilly pour continuer la consultation.
Yosh, yarasını temizleyip babasını görmeye götürür müsün?
Yosh, nettoyez-lui cette plaie et amenez-là voir son père.
- Pekala. Yosh, yerine bak.
Yosh, remplacez-la.
Yosh nöbette.
Yosh est de garde.
Yosh, fotoğraf makinesini getir.
Yosh, apportez-moi l'appareil photo.
- Yosh?
- Yosh?
Sağ ol, Yosh.
Merci, Yosh.
- Bu beye yardım edebilir misin?
- Yosh, aidez ce monsieur.
Hemen geliyorum. Solunum cihazı lazım.
Yosh, des respirateurs!
Yosh Takata.
Yosh Takata.
- Yosh'a merhaba de.
- Dites bonjour à Yosh.
Çok ince düşüncelisin Yosh.
C'est très gentil de la part de Yosh.
- Ben Yosh Takata. - Merhaba.
- Je suis Yosh Takata.
Şunu Yosh'a ver.
Vous pouvez donner ça à Yosh.
- Ne çıktı, Yosh?
- Qu'est-ce qu'on a, Yosh?
Yosh, onları bir yere alabilir misin?
- Trouvez-leur un endroit.
Yosh, gözlerini serum fizyolojikle yıka. Güvenliği ara.
- Nettoyez ses yeux, appelez la sécurité.
- Birinci muayene odasındaki safra kesesi taşı olan hastanın testleri geldi mi Yosh?
Les résultats de labo de la vésicule en salle 1?
Malik ve Yosh dinlenme odasındaki kahveyi sevmiyor.
Malik et Yosh n'aiment pas le café d'ici.
Yosh, piskoposa 125 miligram Solumedrol.
Yosh? 125 milligrammes de Solu-Medrol pour l'évêque, et commandez une canne à Central Supply.
- Lily Jarvik.
- Yosh Takata.
Yosh Takata.
Yosh Takata, Lucy Knight.