English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Youssouf

Youssouf Çeviri Fransızca

28 parallel translation
Her sabah, göz kamaştıran güneşe sahip, fırtına ve sağanak ile soğuk kuzey rüzgarı esiyor, ya da yanan birileri ile yerliler geliyor bizim dostlar, balıkçılar adadan denize açılıyor.
Chaque matin, sous un soleil vif et éblouissant, dans la tempête ou par une mer démontée, sous le vent froid du nord ou celui brûlant, venant de l'Inde, Alyosha et Youssouf partaient en mer avec les pêcheurs.
Balıkçılık sezonu bitince Yusuf ve Alyosha kasabaya geri dönerler.
C'était le dernier jour de la saison de pêche au Sud de la Caspienne. Youssouf et Alyosha devaient rentrer en ville.
- Beni yalnız bırak!
Attends, Youssouf! - Laisse-moi!
Düşman, Akdeniz'in öte yakasında, Kuzey Afrika'da zalim ordusunu toplamış, denizi geçmeye hazırlanıyordu.
Celui-ci rassemblait ses forces sur les rives d'Afrique. C'était l'émir Ben Youssouf.
Korkuyla saklanmış olan Berberi kralı El-Kadir'e yardım etmek üzere... Valencia'ya gelen Ben Yusuf'la birlikte vakit de gelmişti. Büyük ve güçlü ordusunu İspanya kıyılarına çıkarabileceğine emin olmak zorundaydı.
Ben Youssouf vint à Valence pour s'assurer l'aide du peureux Al Kadir avant d'amener sa flotte aux rives d'Espagne.
Efendim Ben Yusuf, bu ne büyük bir şeref.
Seigneur Ben Youssouf, quel honneur!
Özellikle de tam şimdi, Ben Yusuf kıyılarımıza çıkmışken.
Surtout depuis que Ben Youssouf a débarqué.
Ben Yusuf, bizimle Sagrajas önlerinde savaşmak istiyor.
Ben Youssouf nous convie à nous battre à Sagrajas.
Berberiler Valencia'yı ellerinde tuttukları sürece, Ben Yusuf oradan çıkarma yapabilir ve tüm İspanya'yı istila edebilir.
De Valence, Ben Youssouf peut envahir toute l'Espagne.
Onlar da bizim gibi Ben Yusuf'tan korkuyor.
Ils redoutent Ben Youssouf.
Öncelikle Valencia'yı alalım, sonra da Ben Yusuf almayı denesin.
Quand nous aurons Valence, que Ben Youssouf essaye!
Ben Yusuf'u yenebilirdik! Biraz daha adamımız olsaydı kazanabilirdik!
Nous aurions battu Ben Youssouf... avec un peu plus d'hommes.
Valencia'yı Ben Yusuf'a karşı savunmak için lordumun yardımınıza ihtiyacı var.
Aidez-le à défendre Valence contre Ben Youssouf.
Ben Yusuf'un donanması...
La flotte de Ben Youssouf.
Kimse bizim önümüzde duramaz artık. Ben Yusuf'u denize dökeceğiz!
Nous rejetterons Ben Youssouf à la mer.
Abbas var, resim satar, Madji var, antikacı bir de Yusuf var, eski çaydanlıklar satar.
Il y a Abbas, le vendeur de tableaux, Majid, l'antiquaire, et Youssouf, le vendeur de samovars anciens.
Bana yeni bir yaşam gösterdi ve düşündüm ki.
Et cet autre homme, Youssouf, il m'a emmenée vers une autre vie.
Ben Yusuf. Bu da kardeşim Fahkr.
Je suis Youssouf. voici mon frère Fahkr.
- Sen Yusuf Selahaddin Eyyubi'sin.
- Tu es Youssouf Sala a-din Ayyoubi.
Yusuf!
Youssouf! Youssouf!
Kapaktakinin Youssouf Male olmadığını söylüyorlar.
Ils disent que ce n'est pas Youssouf Malé en couverture.
Kapaktaki Youssouf Male mi, değil mi?
C'est Youssouf Malé ou pas?
Daha geçen hafta Amerikan özel birimleri Yusuf Al Ahmadi'yi yakaladı ve tutukladı.
Les Forces Spéciales ont capturé Youssouf al Ahmadi la semaine dernière.
Biliyormusunuz?
Tu sais, Youssouf!
Otur.
Assieds-toi, Youssouf.
Düşmanınız, Ben Yusuf.
Ben Youssouf est votre ennemi.
Yussuf ve Hezi bir İbrani-Arap karmasında kavga ediyorlardı.
Youssouf et Hezi Qui parlaient toujours dans un mélange d'hébreu et d'arabe
- Ben Yusuf.
Je m'appelle Youssouf.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]