English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yumuşacık

Yumuşacık Çeviri Fransızca

399 parallel translation
- Birisinin elleri yumuşacık.
Quelqu'un a des mains très douces.
Hayır, buradaki sakar bir erkek bulut... şuradaki yumuşacık minik bir dişi bulutla karşılaşınca, dişiye doğru kabarır dişi telaşla uzaklaşır, erkek dişi buluta doğru yelkenlerini şişirir.
Quand un gros nuage rencontre une petite nuée, il se précipite sur elle. La petite nuée s'enfuit.
Sakar bir erkek bulut, yumuşacık minik bir dişi bulutla karşılaşınca!
Quand un gros nuage rencontre une nuée.
Muhtemelen o da benim gonca gibi ağzım, yumuşacık gözlerim olduğunu Bayan Long Beach gibi birini düşünmüştür, kısacık bir rüya.
et lui croyait que j'avais de grands yeux et une bouche en bouton de rose et que je ressemblais à Miss Long Beach, la reine de beauté.
İpek gibi yumuşacık.
Il est doux comme de la soie.
Onları yumuşacık yataklara, tüylü halılara sereriz bir merdivenin ucunda uzanırken bırakırız ama asla hareket halindeki bir arabadan, sigara izmaritiymişler gibi atmayız.
On les met dans les lits moelleux sur des fourrures, au bas d'un grand escalier. Mais on ne les jette pas d'une voiture comme un mégot.
- Uslu ol. Yalnızca kesip bir kaç bukle atacaksın ona göre böylece taradığımda yumuşacık olur.
Rafraîchissez seulement sa coupe, et ajoutez un peu de volume.
- Onlar ben bir dövüş kazandıktan sonra soyunma odama koşan kancıklar gibidir. Üzerlerine yumuşacık kürklerini giyip kapımdan girmeden önce de üzerlerine fıs fıs parfüm sıkarlar.
Comme celles qui rôdaient autour de mon vestiaire... quand j'avais gagné un combat, qui se couvraient de parfum juste avant d'entrer.
Onlar bana bir çocuk verdi, yumuşacık.. ve bir erkek kadar sert bir kız.
Mon fils a la délicatesse d'une femme et ma fille, la dureté d'un homme.
Yumuşacık baksınlar
Qu'ils regardent toujours
Dudakların yumuşacık.
Tes lèvres sont douces.
İpekler. Güzel hanımefendiler, şerif, yumuşacık, yusyuvarlak, bembeyaz kollar. Sen kimsin?
de belles filles, shérif, aux bras ronds et blancs.
Sevgilim, bırak senin olayım. Yumuşacık, nefes nefese.
Mon amour, prends-moi, doucement, dans un souffle.
Oh, güzel bir yatak, ve yumuşacık.
C'est un beau lit, et il est moelleux.
Daima böyle kaba davranır ama sonra yumuşacık olur.
Il joue toujours au dur, puis il se montre charmant. - On se connaît depuis longtemps.
Yumuşacık. Burada da yapabilirsin.
Souples et détachés, vous pouvez le faire ici.
Kadınlar öğleyin 12'den önce ve saat 3 uykularından sonra yıkanırlardı... ve akşam karanlığı bastığında pasta gibi yumuşacık olurlardı : Üzeri şekerli krema yerine ter ve tatlı talk pudrasıyla kaplı bir pasta.
Les dames prenaient un bain avant midi, après leur sieste de 3 h... et étaient à la tombée de la nuit comme des petits gâteaux... glacés de sueur et de talc doux.
Senin yumuşacık, yağ gibi bir bebek olduğun günleri hatırlıyorum.
Etant petit, tu étais... une petite motte de beurre.
Sana benzeyen bir bebek tüm başını kaplayan kumral, kabarık saçlar her yeri yumuşacık.
Le bébé vous ressemblait. Il avait des cheveux bruns. Si doux...
"Yumuşacık..." "... sıcacık... " "... ve mis gibi kokan bir tanrıça! "
Douce... et chaude... et parfumée.
Güneşte saçları yün gibi yumuşacık olurdu.
Et au soleil... ses cheveux devenaient... une toison.
O tatlı, küçük, yumuşacık kadını mı?
Cette gentille petite femme?
Şimdi o güzel gırtlağından yükselen sıcak, yumuşacık ve samimi notalar ile ABD'nin her yerinden sinema ve müzik severlerin hayran olduğu bir isim oldun.
Et maintenant avec votre voix chaleureuse et veloutée, émergeant... de votre belle gorge, vous êtes devenue l'idole des cinéphages et des clients des disquaires dans tous les États Unis d'Amérique.
Bu metal tereyağı gibi yumuşacık.
C'est mou comme du beurre.
Bir kadının yumuşacık göğüsleri!
Je ne sais pas comment mieux faire.
Güzel kadınların tatlı tenleriyle yumuşacık bedenleri.
Les corps si doux des belles femmes aux peaux tellement soyeuses.
Endişeyle karışık arzumu körükleyen o hassas dokunuş onu avutan yumuşacık bir teselli olup çıkmıştı..
Le geste, que je croyais un geste de désir, elle l'avait pris comme un geste de consolation.
Bu bozuk ülkedeki sosyete orospularınınki gibi yumuşacık bir teni vardı.
Une peau veloutée comme une courtisane du bas empire.
Sen yumuşacık bir el sıkışmasısın.
Vous êtes l'albâtre immaculé.
İpek gibi yumuşacık,
Aussi douce que la soie..
Bir zamanlar büyük dalgalar kayalara vurdu iki büyük gücün karşılaşmasından bu yumuşacık kum oluştu.
Les eaux puissantes se sont projetées sur la pierre... et de ces deux forces, est né ce sable délicat.
- Yumuşacık bir yastık.
- Havre de paix.
Yumuşacık.
- Bien au chaud.
Dudakları yumuşacık ve tatlı.
de belles lèvres douces...
Çok daha beyaz, Tanrılar en beyaz yapan ve ellerinizi yumuşacık bırakan...
Les dieux utilisent Olympe qui laisse le linge blanc et les mains douces!
Olympus'un gerçekten daha beyaz yıkadığını ve elinizi yumuşacık bıraktığını kabul etmelisiniz.
Olympe donne de la souplesse au linge... Et laisse les mains... vachement douces.
Yumuşacık.
Velouté.
Evsahipliği için teninin yumuşacık olması lazım.
Sa peau doit être bien lisse et prête au contact de son maître.
Yumuşacık.
Tu es si douce.
Yumuşacık kıkırdamak Dans edip kıpırdamak
Je tortille et je plane Je m'envole, je me pâme
Serin meltemler, nehirde dalgalar yaratıyor yumuşacık bulutlar gökyüzünde süzülürken. Koyu yeşil sakız ağaçları nasıl da uyum sağlıyor gök kubbenin parlak mavisiyle.
La brise fraîche fait onduler la rivière... tandis que flottent des nuages floconneux... et je note que les gommiers foncés... sont assortis à la voûte du ciel.
Avucumun içine yerleşen yumuşacık beş parmak gibi her şey gerçek olabilir.
Tout ce qui devait arriver, Comme une feuille échancrée, Est tombé sur ma page,
Tam bir sessizliğin yumuşacık bir anı bile vardı.
Il y a eu aussi un moment de tendresse, de grand calme.
Biz onları çok seviyoruz... Biz onları fırında pişmiş, yumuşacık ve sıcakken seviyoruz...
On aime quand'y en a beaucoup quand c'est cuisiné, chaud et tout doux.
Yumuşacık değil mi?
Tout mou.
Dondurma satıcısıyım. "Bay Yumuşacık." Ne?
Je vends des glaces à l'italienne.
Hem kendi Bay Yumuşacık kamyonum var.
J'ai mon propre camion.
Yumuşacık, ipek gibi.
Ils sont doux comme de la soie.
Modeli şöyle, yumuşacık tüllü etek ve kolsuz saten bir üst.
Et un justaucorps en satin.
Evet, çiğnediğinde yumuşacık oluyor.
J'adore sa chair croquante.
- Yumuşacık.
Si douces...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]