Zannediyorum Çeviri Fransızca
409 parallel translation
Hayır, haklı olduğunuzu zannediyorum. Son zamanlarda o kadar çok kişi öldü ki...
Je n'aurais pas dû, mais il y a déjà tant de morts.
- Sağ olun, bayan. Kocanızın burada olmadığını zannediyorum.
M. Aysgarth est en voyage?
Gerçi bunun hiç kolay olmayacağını zannediyorum.
Mais j'imagine que ça ne va pas être facile.
Ve zannediyorum Philip de bu konuda aynı şeyleri hissediyor.?
Phillip est-il du même avis?
Ancak zannediyorum onun bir anlamı var ve sanıyorum ki anlamı Geoffrey Musgrave cinayetiyle bağlantılı.
Mais s'il avait un sens? Et s'il était lié au meurtre de Geoffrey Musgrave?
Sana şarkı yazamıyorum çünkü zannediyorum ki... Anladım, sadece bu demek...
Je ne peux pas composer pour vous quand je suis censé...
Hemşire Linley'in bana önlükle ilgili ne söyleyeceğini bulana kadar ilerlemenin yavaş olacağını zannediyorum.
L'enquête piétinera tant que Linley n'aura pas dit ce qu'elle sait.
ve zannediyorum ki o masum.
Si jamais il est innocent, gare!
Zannediyorum ki ikimiz iyi arkadaş olacağız.
Je crois que nous serons bons amis.
Gördüğümü zannediyorum... orada bir kasaba var.
Je crois qu'il y a... une ville la-bas.
- Zannediyorum var, efendim.
- Je pense, monsieur.
- Evet, öyle zannediyorum.
- Oui, je suppose.
Zannediyorum siz de bizim kadar korkmuş durumdasınız.
Vous avez peur, comme tout le monde?
Delireceğimi zannediyorum.
Je crois que je deviens folle.
Fakat daha önce tanıştığımızı zannediyorum.
Je croyais que nous nous étions déjà vus.
Zannediyorum... İmparatorun başdanışmanı olmalı.
Le Premier Ministre.
Ne yaptığınızı bildiğinizi zannediyorum.
Vous savez ce que vous faites?
- Evet, öyle zannediyorum.
- Ouais, je crois.
Hâlâ kalktığımda kendimi orduda zannediyorum.
Au réveil, j'ai toujours peur d'avoir manqué l'attaque.
Bazen ben bile öyle zannediyorum.
Parce que moi aussi, il y a des moments où je le crois.
Ama gitmem gerektiğini zannediyorum.
Mais imagine que je doive partir?
- Öyle zannediyorum, Milly.
Oui, je pense.
Zannediyorum, benim gideceğim yere gidiyorsunuz.
Je crois que nous allons au même endroit. Nan Adams, 27 ans.
Thyron biliyor, zannediyorum.
Je l'ai déjà dit à Thyréon. Et puis...
Zannediyorum İtalya'nın iklimindendir.
C'est sans doute dû au climat italien.
Bir şey daha, mutfağa gidip bak gazı açık unuttuğumu zannediyorum.
Pardonne-moi encore, va dans la cuisine j'ai l'impresion d'avoir laissé le gaz allumé.
Sayın Londra piskoposumun, suçlanan papazı kilisenin nezaretine almayı istemeye geldiğini zannediyorum.
Je crois que l'Evêque venait vous voir pour demander la protection du prêtre mis en accusation.
Öyle zannediyorum ki bu suçlamayı desteklemeye hazırlıklısınız Sayın Başkan.
Pouvez-vous étayer cette accusation?
Dizimi incittiğimi zannediyorum.
C'est ma rotule. Je me la suis cognée en tombant.
Zannediyorum en şanslısı biziz.
Je suppose que nous avons de bonnes chances.
Zannediyorum bir daha hiç karşılaşmayacağız.
Je suppose qu'on ne se reverra jamais.
Artık öyle zannediyorum, senin için en mantıklı yol paranın nerede olduğunu söylemen.
Alors je crois qu'il serait préférable que tu me dises où est planqué l'argent.
Endişelenmeyin, Mr. Dvorak, Miss Strunna, zannediyorum... gerçekten öldü.
N'ayez pas peur, M. Dvorak. Elle était vraiment morte... J'espère.
Sürekli sesler duyduğumu zannediyorum.
J'entends des bruits.
Ağzını her açtığında delireceğimi zannediyorum!
Dès qu'elle ouvre la bouche, j'ai l'impression de devenir fou.
Bunun yanlış bir bildiri olduğunu zannediyorum.
Nous pensons que c'est de l'intox.
Devam ediyorlar ve zannediyorum ki hep devam edecekler.
Je soupçonne que ça va continuer.
Öyle zannediyorum ki, bu izni size zaten vermiştim.
Je vous ai déjà dit oui.
Beklendiğimi zannediyorum.
On dirait que j'étais attendu.
Hep soyguncu değildiniz zannediyorum.
Vous n'avez pas toujours été un hors-la-loi.
Telefon her çaldığında, çıldıracağım zannediyorum.
Dès que le téléphone sonne, j'ai l'impression de devenir dingue.
Zannediyorum ki sen ve annesiyle çok tatlı vakit geçirecekti.
Ta mère et toi avez dû vous en donner à c ur joie à mon sujet.
En azından çalışıyor zannediyorum.
Du moins, je crois.
Şu günlerde cesedi bir yerlerde bulunur. Yani öyle zannediyorum...
- On retrouvera bientôt son cadavre, je suppose.
Bunun ne olduğunu zannediyorum söyliyeyim... cehennemin giriş kapısı...
Je suppose que ceci est censé être... la porte des enfers.
Şimdi zannediyorum ki artık o hiç çıkmayacak.
Je suppose qu'elle ne poussera plus maintenant.
Air Fiji'de bir tane gördüğümü zannediyorum.
J'en ai vu une, vers Air Fidji.
Her şeyi denediklerini zannediyorum.
Une nouvelle strategie.
Bay Potter, Amerikan hükümetinden olduğunu zannediyorum.
J'espère que vous vous accommodez du manque de confort.
Evet... evet, Öyle zannediyorum!
Oui... oui, je suppose que oui!
Zannediyorum, bir yanlış anlaşılma oldu.
C'est un malentendu.