English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Z ] / Zor durumdayım

Zor durumdayım Çeviri Fransızca

196 parallel translation
Sevgili Lanyon, Zor durumdayım, lütfen söylediklerimi yap.
Cher Lanyon, Mortellement désespéré, je vous supplie de faire ceci :
" Lütfen bayım, zor durumdayım.
" Monsieur, j'ai un problème.
Zor durumdayım.
Je suis dans le pétrin.
Anna... Oldukça zor durumdayım.
Anna, je suis dans une situation délicate.
Bak Jeff, zor durumdayım.
Je suis dans une mauvaise passe.
Doğrusunu istersen, ben de senin gibi zor durumdayım.
En fait, je suis dans le même pétrin que vous.
Zor durumdayım.
Je suis dans une situation inconfortable.
Pazarlık yapacağımıza sizi temin ederim. Şu aralar biraz zor durumdayım.
Je suis un peu gêné, je vous la laisse à 15000.
Çok zor durumdayım.
- J'suis vraiment dans le pétrin.
Başlangıçta öyle borçlandım ki, şimdi çok zor durumdayım.
J'ai emprunté pour l'ouverture et maintenant je suis dans le pétrin.
- Evet, ben zor durumdayım.
- Je suis à court.
Zor durumdayım.
J'ai un problème.
Zor durumdayım...
Catherine aussi était très bien. Enfin... Assieds-toi.
- Gecenin bu saatinde olmaz. - Zor durumdayım. Sabah erkenden ayrılacağım ve bir şansım daha olmayacak.
- Je suis seulement de passage par ici, et je dois partir demain matin.
Bayan Rogers, zor durumdayım.
Je passe un mauvais moment.
Zor durumdayım, arkadaşım.
J'ai des emmerdes.
Ben de zor durumdayım.
Je suis coincée.
Hayır, zor durumdayım. Burada büyük bir sorun var.
Je risque ma place.
- Gail, dinle! Zor durumdayım!
- Gail, je suis dans la merde.
- Bir kaç gündür çok zor durumdayım.
Ces derniers jours ont été rudes.
Demek istediğim. Gerçekten zor durumdayım.
Je croule vraiment sous le boulot.
Ben de zor durumdayım.
C'est une situation effarante.
Açık konuşmam gerekirse oldukça zor durumdayım.
Honnêtement, je suis un peu dépassée par la situation.
Çok zor durumdayım.
Je suis au pied du mur.
Diğeri de cesur ve çekici. Zor durumdayım, hangisini seçeceğimi bilmiyorum.
L'un est riche et mûr, l'autre est beau et romantique.
Zor durumdayım.
J'ai des ennuis.
- Beni aradın. Zor durumdayım dedin.
- Tu m'as appelé.
Olukça zor durumdayım.
Je suis dans une situation limite.
Gerçekten de çok zor durumdayım.
Voyez-vous j'ai un souci.
Zor durumdayım.
C'est moi qui souffre.
Biraz nefes ver. Burada zor durumdayım!
Aidez-moi, j'ai pris un risque.
Çok zor bir durumdayım.
Toute mon existence est menacée.
Sadece, yani... -... zor bir durumdayım.
Sauf que je suis dans le pétrin.
Ben öyle... Hep böyle ürkek olduğumu sanmayın ama zor bir durumdayım doktor.
Je ne suis pas toujours aussi nerveuse... mais ce n'est pas facile pour moi, docteur.
- Evet, zor bir durumdayım.
- Ouais, une mission pénible...
Burada zor bir durumdayım Lady.
Je me suis mis dans une sale histoire, Lady.
Burada zor bir durumdayım ve bundan kurtulamıyorum.
Je suis dans de sales draps et je ne pourrai pas m'en sortir.
- Zor bir durumdayım. - Kendimi öldürmek istiyorum.
- J'ai envie de me tuer.
Zor durumdayım.
" Propriétaire désespéré.
Bunu kabul etmeyi zor bulabilirsin ama dehşete düşmüş durumdayım.
Tu as peut-être du mal à le croire, mais je suis terrifiée.
Bunun ne kadar zor olabileceğini öğrenmiş durumdayım. Genç arkadaşım, amacına ulaşabilmen için elimden gelen her şeyi yapacağım.
J'ai appris á quel point c'est difficile... mon jeune ami.
Anlatsana, neden zor bir durumdayım?
Pourquoi suis-je dans le pétrin?
Bak, zor bir durumdayım.
Grand-père...
- Sam, zor durumdayım.
- Je suis dans le pétrin.
Walley Dünyasına! Yani çok zor bir durumdayım.
Sans argent et sans carte de crédit valide.
Anlamıyor musun, işte bu yüzden çok zor. Bu yüzden mahvolmuş durumdayım.
C'est pour ça que c'est tellement dur, que ça me déchire.
Biraz zor bir durumdayım.
Je me suis mis dans la mouise.
Sana karşı açık olacağım çünkü zor durumdayız.
Je dois être franc. Le temps presse.
Zor bir durumdayım.
C'est délicat...
Çok zor bir durumdayım.
Je suis dans le pétrin.
Zor durumdayım.
Ce n'est pas bon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]