Zorlama Çeviri Fransızca
1,922 parallel translation
Kendini fazla zorlama saman kafa.
Ne te sens pas obligée, égoïste.
LAPD'yle kontrol etmen gerek ama son aldığımız bilgilere göre vurmak için herhangi bir zorlama yok.
Voyez avec la police. Mais jusqu'ici, le crime n'a aucun mobile.
Zorlama yok gerçekten.
Pas d'obligation. Vraiment.
Lütfen beni zorlama.
Ne me forcez pas à le faire.
Şansını zorlama.
N'insiste pas.
Şansını zorlama yoksa sana öyle bir savaş yaşatırım ki aklın durur.
Sinon, je déclenche une guerre comme tu n'en as jamais vue.
- Şansını zorlama.
- N'insiste pas.
Bu, ön duruşmada vermeye çalıştığın zorlama bir kanıtsa, bir kez daha söyleyeyim.
Si c'est la pseudo preuve que vous avez déjà présentée, je le répète :
Zorlama izi yok.
Ouais, ça semble solide.
Yani, Waneck'in ifadesi aşırı bir zorlama.
Donc, ces affirmations sont infondées.
HENRY, BENİ ZORLAMA!
Henry, ne m'y obligez pas!
Turner burada değil zorlama ya da kan izi de yok.
Levez les mains et venez!
Hiç şansını zorlama.
N'y pense même pas.
Zorlama.
Ne poussez pas.
Şansını zorlama.
C'est tout, Ray.
Seninle kalmam için beni zorlama. Odanı temizleyip, ödevlerini bitirdin mi?
Tu n'en as pas assez que je hurle de ranger ta chambre et de finir tes devoirs?
Zorlama, kaltak.
Ne pousse pas, garce!
Pekala, kapıda ya da pencerelerde herhangi bir zorlama izi yoktu.
Mais, il n'a aucune... porte enfoncée, serrure crochetée, rien.
Beni zorlama.
Ne me force pas.
Fazla zorlama doktor.
N'en faites pas trop, Docteur.
Sabrımı zorlama.
Tu vas avoir affaire à moi.
Silahla zorlama Essex eyaletinde bir yıkımdır, Ve Bay Soprano'ya dava açılacaktır yasaların izin verdiği en geniş ölçüde...
La violence armée est un fléau dans le comté d'Essex, et M. Soprano sera jugé en accord avec la loi...
Çoklu yönergeleri takip etmede zorlama gibi.
Par exemple, la difficulté à comprendre les instructions.
Fahişeliğe zorlama.
Prostitution forcée.
Beni o eve geri dönmem için zorlama.
Ne me fais pas retourner dans cette maison.
Eğer zorlama yoksa ceza da yok.
Il n'y a donc nul besoin d'un châtiment.
Her neyse, beni aranıza almaya çalışmanıza minnettarım ama... bu biraz zorlama gibi geliyor... sanki yapılacaklar listenizdeki angaryaymışım gibi, bilirsiniz.
Bref, j'apprécie que vous essayiez de m'inclure, mais ça semble forcé, comme si j'étais... une corvée sur votre liste de choses à faire, vous voyez?
Unut gitsin. Çok zorlama.
Laisse tomber, c'est trop tiré par les cheveux.
Beni zorladı. Pek zorlama sayılmazdı.
- Je ne me suis pas jeté.
Beni zorlama dostum!
Alors, j'ai plongé à ta place.
Zorlama ama kusursuz.
C'est tiré par les cheveux, mais sérieux.
Canını yakmak istemiyorum, beni buna zorlama.
Je ne veux pas vous faire de mal, alors ne m'y forcez pas.
Fiziksel olarak kendini zorlama ve heyecan yapma.
Évite tout effort ou excitation.
Ve ben bunun pek çok insanın düşündüğü gibi çok zorlama bir referans olduğunu da düşünmüyorum
Ce n'est pas une référence aussi tirée par les cheveux que l'on croit.
Eğer geriye dönüp, kardeşini vuran adamı durdurabilseydin... - Beni zorlama.
Si vous pouviez encore arrêter l'assassin de votre frère.
Evlat, seni dışarı atmaya zorlama beni.
Me force pas à te foutre dehors.
Kendini zorlama, Valentine.
- Te blesse pas, Valentine.
Kasırga Claire baskı ve zorlama olunca ortaya çıkıyordu.
Et depuis, l'Ouragan Claire n'a fait que grandir en force et en intensité.
Kendini zorlama.
Ne vous fatiguez pas.
Halen de duyuyorum ama bir yarış, bir çekişme olduğunu söylemek zorlama bir ifade gibi geliyor.
Je le respecte encore, mais de là à dire qu'il y avait une course, c'est un peu exagéré.
Zorlama. Julia'nın kafasında ne olduğunu bilemezsin.
Elle ne peut pas savoir à quoi pensait Julia.
Kapalı kutu çocuk, hassas bir konu. Daha fazla zorlama istersen.
Type à la petite cage, sujet sensible.
Zorlama bizi.
Tu n'as qu'à essayer pour voir.
Fena değildi. Ama ikinci kısım biraz zorlama gibiydi.
C'est bien, mais pas très spontané sur la fin.
Lütfen daha fazla zorlama.
C'est déjà assez difficile... Partez maintenant.
Şansımızı zorlama.
Arrête de jouer avec nos vies.
Zorlama beni.
Ne m'obligez pas à vous le dire.
- Yetkilerini elinden almaya zorlama.
Ne me forcer pas à vous l'enlever.
Mermi için çok küçük bir delik. - Zorlama işareti yok.
Pas de traces de rayonnement.
Bildiğim kadarıyla hiç bir zorlama olmamış.
À ce que je sache, il n'y a eu aucun délit.
Çok zorlama kendini.
Vas-y mollo.