Âşıksın Çeviri Fransızca
194 parallel translation
# Şarkı söylüyor gibi : "Âşıksın"
Semblent chanter : " Vous êtes amoureux
# "Âşıksın"
"Vous êtes amoureux"
Demek, trenine âşıksın.
Vous l'aimez, votre machine.
- Ve 4 ay. Hâlâ birbirinize âşıksınız, değil mi?
Mais vous vous aimez toujours?
Sen âşıksın.
Es-tu amoureuse?
Ona hâlâ âşıksın.
Tu l'aimes toujours!
Liz, Connor'a âşıksın, değil mi?
Vous aimez Mike, n'est-ce pas?
Aslında siz başkasına âşıksınız.
- Vous en aimez une autre. - Sans blague?
- Kime? - Emily EMHAAH'a, ona âşıksınız. Kendi yarattığınız canavar makineye.
- Mlle Emmarac, le monstre que vous avez créé.
Çünkü sen bana değil, ona âşıksın.
Vous ne m'aimez pas. Vous n'aimez qu'elle.
Bu hâlde ona âşıksın.
Alors, vous l'aimez.
Birbirinize âşıksınız, şimdilik size kâfi gelebilir.
Vous êtes amoureux. C'est déjà ça.
Hala ona âşıksın, değil mi?
Tu l'aimes toujours?
Evet âşıksın. Anlayabiliyorum.
Si, je le vois bien.
Sen bu adama âşıksın.
Tu aimes cet homme.
Sen şu Shimonida'nın varisine âşıksın.
Vous aimez cet héritier des Shimonida.
Ama sen hâlâ Adrien denen o sefil adama âşıksın. Unut gitsin onu ve benim ol, Agnes.
Vous qui alliez vivre avec ce misérable Adrien, ce gagne-petit, dans la sueur et les miasmes.
Ona âşıksın. İtiraf etsene.
Tu es tombé amoureux d'elle.
Âşıksın.
- Vous êtes amoureux?
Sen ise askerliğe âşıksın.
Vous le faites parce que... vous l'aimez.
Sen âşıksın!
Tu es amoureuse!
Ya bana deli gibi âşıksın, ya da kafan gerçekten meşgul!
ou bien tu es fou amoureux de moi, ou bien tu es vraiment préoccupé.
Birine mi âşıksın?
T'es tombé sur une fille?
- Merhaba. Birbirinize âşıksınız değil mi?
- Vous êtes amoureux, n'est-ce pas?
İkiniz âşıksınız ve bu bence muhteşem.
Vous deux, vous êtes amoureux. Je trouve ça... Je trouve ça magnifique.
Sen bu kıza âşıksın. Kendini âşık olmadığına ikna etmeye çalışıyorsun.
Tu l'aimes et tu essayes de te convaincre du contraire.
Yapamazsın, çünkü âşıksın bana!
Allez, raccroche. Tu m'adores. Allez, raccroche.
Ya doğuştan özürlü bir kalbi vardı ya da... müthiş bir âşıksın.
Ou elle avait une faiblesse congénitale ou... vous êtes un amant extraordinaire.
Başka birisine mi âşıksın?
Tu en aimes un autre?
Ne zamandır âşıksınız?
Depuis quand êtes-vous amants?
Sanırım hâlâ ona âşıksın.
Vous êtes encore amoureuse de lui.
Hâlâ o hocana mı âşıksın?
Tu aimes toujours ton prof?
# Âşıksın
Tu es amoureux!
Hâlâ ona âşıksın.
Tu es toujours amoureux d'elle.
— Ona âşıksın, değil mi?
- Vous l'aimez, n'est-ce pas?
Ona âşıksın.
Tu est amoureuse.
Tabii ki söylemezsin çünkü ona âşıksın.
- Non. Bien sûr.
Sana âşık. Sen de ona âşıksın.
Elle est amoureuse de toi.
İkiniz delicesine âşıksınız. Bence işin doğrusu bu.
Vous êtes tous les deux fous d'amour, voilà ce qui se passe.
Hayır, sen de bana âşıksın seni eşşek! Bunu söylemiyorsun, çünkü bu seni korkutuyor ve çekiniyorsun.
Tu m'aimes, mais tu ne l'avoueras pas par peur de ce que celaimplique.
Sen ona âşıksın. O da sana âşık ve iki saat kadar sonra buradan ayrılıyor.
Tu l'aimes, elle t'aime, et elle part dans deux heures.
Sen birine âşıksın!
Tu es amoureuse!
Sen ve Zeyna birbirinize âşıksınız değil mi? Ya da şöyle söyleyeyim, sen Ares'in yerinde olmak isterdin.
Xena et vous êtes amantes, ou plutôt vous l'étiez, jusqu'à ce que vous soyez remplacée par Arès.
Sen başka birine mi âşıksın?
Est-ce que vous tes amoureux de quelqu'un?
- Ağabeyime hâlâ âşıksın değil mi?
- Tu es encore amoureuse de lui, pas vrai?
Siz ikiniz yeni evlisiniz. Âşıksınız.
Vous deux, vous êtes jeunes mariés, amoureux.
Ona âşıksın, değil mi?
Tu es amoureuse de lui, n'est-ce pas?
Çok mantıklı, onun gibi herif beceren bir kadın için doğru bir mantık. Demek ona âşıksın.
Tu te la fais, hein?
Tobias, başka bir erkeğe mi âşıksın?
Vous êtes amoureux d'un homme?
Kıza âşıksın.
Tu es amoureux de cette fille.
"Patrick, sen bir âşıksın, savaşçı değil."
La dernière partie était plutôt évidente.