English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çapkın

Çapkın Çeviri Fransızca

763 parallel translation
İngiliz çapkını numaralarını bırak şimdi.
Tu m'embêtes avec ton charabia.
Dışarı çık, çapkın ihtiyar.
Marchand d'esclaves! Dehors!
O adam bana ihtiyar çapkın dedi.
II m'a appelé marchand d'esclaves.
İhtiyar çapkın, hah?
II m'a insulté.
Asil ve genç doktor... çapkının biriydi.
Le brillant praticien n'était qu'un coureur!
Çapkınlığın ötesindeydi.
Pas que ça tout de même.
Ya bu devam et, yeni bir çapkın mı?
Et qui est donc ce nouveau Don Juan?
Bana, "şen çapkın Shapeley" derler.
"Shapeley-le-coureur-de-jupons" on m'appelle.
Sana parası bol çapkın bir herif bulacağım.
Si vous en voulez un jeune, je suis prêt... même à être votre protecteur!
Connie Allenbury'ye Koca Hırsızı Diyor Amerikalı Çapkın Londra'yı Çalkaladı
Connie Allenbury voleuse de mari Une héritière américaine choque Londres
Amerika'nın uluslararası çapkını.
La riche héritière américaine!
Connie Allenbury'den bahsediyoruz... uluslararası çapkın beyinsiz şımarık zengin kızı!
Une fille de riche, gâtée et sans cervelle!
Çapkın?
- Bourreau des coeurs?
Siz de pek çapkınmışsınız Herzoff.
Vous me semblez être un vrai suborneur, Herzoff.
Seni küçük çapkın.
- Petite charmeuse.
Çapkın olmalısın.
Tu aimes faire la coquette!
Fred gibi çapkın birinin öpücüğünün anlamı olduğunu mu sanıyorsun?
Tu crois qu'un baiser donné par ce beau parleur a une quelconque signification?
Karısı da cebinde parası olan çapkının teki sanarak evlendi belki de onunla.
En se mariant, elle a dû effectivement le prendre pour un homme plein d'assurance et d'argent.
O büyük evin en uçkuruna düşkün çapkınıdır.
Les plus longues jambes du coin.
" Rastladığı her şeyi öpen çapkın rüzgâr susmuş.
"Le vent paillard, qui embrasse tout ce qu'il rencontre " se tait dans l'antre creux de la terre et ne veut pas l'entendre.
Hatırladığım kadarıyla çok acemi bir çapkındın ama bu hoşuma gitmişti.
Tu étais maladroit au flirt, mais j'aimais ça.
Genç John için biraz çapkın diyorlar.
On dit que John est un coureur de jupons.
Bebeğim benim gibi çapkına güvendiğin için deli olmalısın
Faudra se lever de bonne heure pour épouser le roi des baratineurs.
Bağımsız olmanın en büyük keyiflerinden biri de, çapkın arkadaşlarına böyle içkiler aldırmaktır.
Un des plaisirs de l'indépendance est d'acheter une bouteille pour un ami.
Bakın şimdi kim geliyor. Şu sahnelerin ünlü "hızlı çapkın" kızı sosyete takımının sevgilisi Zelda Zanders!
Regardez qui arrive l'idole de nos garçonnes,
Sizi uyarmalıyım. Müthiş bir çapkın olduğumu söylerler.
Je suis, parait-il, d'une coquetterie infernale.
Çok çapkın biri.
Un vrai playboy.
Bu memlekette her çapkın bana asılır.Anlatsana..
C'est vrai, j'ai mauvaise renommée. Mais vous mieux que quiconque savez que je n'ai batifolé avec personne.
- Kimleri görüyoruz? Meşhur çapkın Guy Van Stratten.
Tiens, ce brave Guy van Stratten!
Ne söylersen söyle, sen çok çapkınsın.
Je dois admettre que tu es un grand séducteur, malgré toi.
Herhalde çapkın bir köylüyle kaçmıştır.
elle a dû se faire enlever par un amoureux.
Çapkın denir herhalde.
Un homme á femmes.
Sen karşı koyduğum en moral bozucu çapkınsın.
Vous êtes le pire séducteur que j'aie dû repousser.
Çapkın Fortunati nasıl?
Comment va Fortunati, ce vaurien?
- Çapkın yine sabah erken başladı.
- Don Juan a commencé très tôt.
Çapkın çocuk.
C'est un coureur.
Buralarda oldukça çapkın biri olarak tanınırım.
Ici, je suis connu pour être un homme à femmes.
Bazen, çapkın oğlumu, biraz sakinleştirmesi için Tanrı'ya yalvardığımda, sözlerimi dikkate aldığını düşünüyorum.
Le Seigneur m'a prise au mot quand je me suis plainte que mon fils était un Casanova.
Çapkın bir tabiatım var ve bu soyluların aksine... tabiatım nedeniyle sadık kalamayacağımı bile bile... evlilik yeminini etmeyi reddediyorum.
Je suis porté sur le sexe... et, contrairement à ces aristocrates, je ne ferai pas un vœu de mariage... que ma nature m'empêchera de tenir.
fakat jerome... çapkın yaşlı aptal.
Mais Jerome, le vieux fou lubrique
İş bulma bürosunun çapkın çocuğu nasılmış bakalım?
Comment va le charmeur de l'agence du travail?
Saçları beyazlatmışsın, seni çapkın!
T'as pris quelques cheveux blancs, mon vieux Snaporaz! Et pas toi?
Görürsün, yaşlı çapkın.
Tu verras, vieux Snaporaz.
Ben kızımı eve kapatana kadar o çapkını evimden uzak tut.
Tenez ce gredin éloigné de ma maison jusqu'à ce que j'aie enfermé la fille.
Beyler, bu müthiş bir ironi... Dünya işlerine dalmış Becket, hovarda ve çapkın Becket... şu anda neden burada... olduğunu arayıp bulmalı.
Mes seigneurs, c'est par une suprême ironie que l'horrible Becket, dispendieux et libertin se retrouve se tenant ici, aujourd'hui.
Ayrıca, çok çapkın olduğuna dair izlenimler de edindim.
Il vivait comme il l'entendait. J'ai l'impression que c'était un libertin.
Beni evine sadık biri olarak düşünebilirsin ama o kokteyl garsonlarına sorarsan ben tam bir çapkınım.
Pour toi, je suis ringard... mais demande à n'importe quelle serveuse là-bas... - Je suis un coureur de jupons.
Burası benim evim ve o çapkın da benim kocam.
C'est ma maison et ça mon mari, le coureur!
Seni çapkın seni.
Espèce de Casanova!
Kes şunu, çapkın şey.
Quel coquin vous faites!
Ama bu onu çapkın biri yapmaz.
Peut-être.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]