Çiçekler Çeviri Fransızca
2,366 parallel translation
Ona en güzel odamızı verip, hesabımdan her gün meyve sepeti ekstra çikolata ve çiçekler ayarlar mısın?
Donnez-lui notre meilleure chambre, avec panier de fruits, chocolats, des fleurs tous les jours. Sur mon compte.
Çiçekler.
Des fleurs.
Sadece 24 saat yaşayan çiçekler bulman ne kadar zekice.
C'était malin à toi de trouver des fleurs qui ne vivent que 24 heures.
Güzel çiçekler.
Jolies fleurs.
Çiçekler çok güzel olacak, tam sana göre bir iş.
Les fleurs seront superbes, c'est tout toi.
Çiçekler, şimdi olduklarından daha parlak kırmızıymış.
Les fleurs étaient bien plus rouges que maintenant, non?
Çiçekler için teşekkürler.
Merci pour les fleurs.
Şu son bir kaç günde bana kahve yaptı, uyduruk çiçekler aldı ve şimdi de iyi olup olmadığımı öğrenmek için aradı.
Depuis quelques jours, il me prépare le petit-déjeuner, m'offre de ridicules petites fleurs et il vient de m'appeler pour voir si tout allait bien.
Bana çiçekler alıp, telefon açarak ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
Je vois clair dans ton jeu, tu m'achètes des fleurs, tu m'appelles au bureau.
Pencere önüne koyduğumuz çiçekler gibi kokuyorsun, Steve.
Tu sens comme un plat à tarte, Steve! Tu as mis quoi?
Kara veba salgını sırasında bu hastalığa yakalananların ceplerine kokulu çiçekler konurdu. Cesedin kokusunu maskelerdi.
Pendant la peste noire, des fleurs parfumées étaient mises dans les poches des victimes... pour masquer l'odeur de la mort.
( * ) " Ceplerimde çiçekler...
" une poche pleine de petites fleurs.
Ne güzel çiçekler.
Jolies fleurs...
Ah, Sammy, çiçekler seks yapmaz.
Oh, Seigneur. Sammy, les fleurs ne font pas l'amour.
Bunların benim en sevdiğim çiçekler olduğunu nereden biliyorsun?
Comment as-tu su qu'elles étaient mes favorites?
Her yıl oğlunun ölüm yıldönümünde Bangkok'tan çiçekler geliyormuş.
Non, ton ex-femme m'a dit qu'elle reçoit des fleurs venant de Bangkok tout les ans, le jour... de la mort de ton fils.
Çiçekler kimden?
De qui elles sont?
- Güzel çiçekler.
- Très belles fleurs.
Ve sanırım Sitayı kucakladı ve Cenneten çiçekler döküldü ya da buna benzer birşeyler
Il l'a serrée contre lui et des fleurs sont tombées du ciel, je crois.
Mum ışığındaki yemekler, çiçekler, bütün bunlar, bu insanların yaptığı herhangi bir ayin gibi.
Dîners aux chandelles, fleurs. C'est un rituel, tout comme ce qu'ils font.
Adam bir gün kalpler ve çiçekler oluyor, diğer gün bir hayat kadınını kanoya çeviriyor.
Un jour, il est sentimental, l'autre, il transforme une fille en canoë!
Marlene'in geçmiş olsun hediyesine katkıda bulunmadığım için buradakiler hala daha bana kötü gözle bakıyor. Sanki çiçekler iflas etmiş akciğerleri iyileştirecek.
Les gens me font encore la tête parce que j'ai pas participé au cadeau de rétablissement de Marylin, comme si des fleurs allaient guérir son pneumothorax.
- Disko, pasta, çiçekler, oturma yerleri.
- Musique, gâteau, fleurs, placement.
Elbette. Verdiğim çiçekler de. Aslında CD'yi kastetmiştim.
Je parlais pas de l'homéopathie, mais du CD.
Çiçekler yardım edemez.
- Les fleurs aideront pas.
Bu çiçekler...
Ces fleurs...
Değil mi? - Çiçekler, kekler istiyor.
- Elle veut des fleurs, des gâteaux.
Sarı çiçekler ve çikolata. Kızımız orada.
Fleurs jaunes et chocolat, c'est notre fille.
Tüm çiçekler taze, ama böyle farklı türlerin bu iklimde yetişebilmeleri için kontrollü bir ortam lazım.
Toutes des fleurs fraîches, mais toutes ces variétés prospèrent dans ce climat, il leur faut un milieu contrôlé.
Dışarıda çiçekler var. İstersen çiçeklerle uğraşabilirsin.
Il y a des plantes, si tu veux, tu peux jardiner.
Evet, ya bir dondurma arabasındaysan ve dışarıda da şekerler, çiçekler ve bakireler varsa?
Et si vous êtes en fait dans un camion de glaces et que dehors, il y a des bonbons et des vierges.
Biraz şampanya, çiçekler, çikolata alacağım, böylece biraz annenle...
Il y aura champagne, fleurs, chocolats, et on va...
Çiçekler ve meyve sepeti verdiler ama Michael hakkında hiçbir bilgi yok.
J'ai eu droit à des fleurs et une corbeille de fruits, mais aucune nouvelle de Michael.
Güzel mavi çiçekler.
Ces jolies fleurs bleues.
Teşekkürler, Rodney. Çiçekler ve çikolata mı?
Des fleurs et des chocolats?
- Çiçekler niye?
- Des fleurs?
Bitkiler çiçekler yapacağım.
Je planterai des fleurs au printemps.
Etrafında çiçekler uçuyordu, puf birden kayboldu. Tank suyla doldu.
Elle était dans ce truc, des fleurs tout autour d'elle, puis pouf, elle disparaît et c'est rempli d'eau.
Tek gördüğüm borular, hava püskürtücüler çiçekler ve pompalanan balıklardan yararlanılması.
Je vois des tuyaux, des ventilos, des fleurs et des poissons pompés et rejetés.
- Çiçekler ne için o zaman?
- Et les fleurs c'est pour quoi?
Sadece çiçekler için biraz su.
Juste un peu d'eau pour ces fleurs.
Ama mükemmel bir ev ve mükemmel bir aile ve mükemmel yemekler ve mükemmel çiçekler herkesin harcı değildir.
Mais personne ne peut avoir une maison parfaite avec une famille parfaite et des fleurs parfaites.
- Çiçekler için biraz erken değil mi?
Un peu tôt pour les fleurs, non?
Çiçekler 5'ten önce gelmeyecek.
Donc... les fleurs n'arriveront qu'à 17 heures.
Güzel çiçekler için bizzat teşekkür etmeye gelmiş.
Elle est venue vous remercier pour les fleurs.
B : Kadınlar, çiçekler hakkında bir iki şey bilen erkeklerden hoşlanır.
B, les femmes aiment les hommes qui s'y connaissent un peu en fleurs.
Kurutulmuş çiçekler.
Le pot-pourri.
- Getirdiğim çiçekler nerede?
Mais, où sont les fleurs - que je t'ai amenées?
Çicekler iyi bir başlangıç ama, dürüst olabilir miyim?
Les fleurs, c'est un bon début, mais je peux être honnête?
Çiçekler için teşekkürler, Ari.
Merci pour les fleurs.
Aslında çiçekler...
- Les fleurs sont...