English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çöpe

Çöpe Çeviri Fransızca

2,462 parallel translation
Eğer o çizimi çöpe atmasaydım polis şu an peşinde olabilirdi.
Si j'avais pas jeté mon portrait, t'aurais les flics aux fesses.
19. yüzyıla ait erotik eserler koleksiyonumu çöpe attı.
Elle a jeté ma collection d'art érotique du XIXe siècle.
O yüzden çöpe gitti tıpkı buzdolabının arkalarında bulduğun bir şey gibi.
Alors il est allé à la poubelle, comme quelque chose que tu trouverais au fin fond du frigo.
Çok daha azı için her gün bundan daha iyi delilleri çöpe atıyorum.
Croyez-moi. Je vois des preuves bien plus flagrantes chaque jour pour bien moins.
Senden hiçbir şey ifade etmeyen, bu haber olayının ötesine geçmeyecek bir ilişki için, niye kariyerini çöpe attığını açıklamanı istiyorum Bel.
Je veux que vous m'expliquiez pourquoi vous balancez votre carrière pour une liaison qui ne signifie rien, qui n'ira pas au-delà de cette histoire d'infos, Bel.
Senden, hiçbir şey ifade etmeyen bir ilişki için, niye kariyerini çöpe attığını açıklamanı istiyorum.
Expliquez-moi pourquoi vous balancez votre carrière pour une liaison qui ne signifie rien,
Matthew Stratford ve Derek Perry seni, arkalarını toplaman için yolladı ve sen de cesedi, ıssız bir yere götürüp çöpe attın.
Matthew Stratford et Derek Perry. Ils vous ont laissé nettoyer tout ça, en vous débarrassant d'elle dans un coin abandonné de la ville.
Çöpe atacaktım tam.
Je pense que je vais le jeter.
- Selam. Kim arkadaşını böyle çöpe atar ki?
- Qui peut jeter un ami comme ça?
Biraz siyah beyaza da çekmeye çalıştık ama çöpe atıldı. Ama bu bizim sırrımız.
On a essayé le noir et blanc, mais, ça été balancé à la benne, mais ça reste entre nous.
Çöpe attığımız bir şey için üç ay ve bir milyon dolar harcamıştık.
On avait déjà passé trois mois et dépensé un million de dollars sur quelque chose qu'on a dû virer.
Ve kalbinden geçerek aldığın kaç tane hediye şu anda çöpe atılıyor?
Et combien d'achats que tu as fait avec ton cœur, on est entrain de jeter?
Sende onu öldürdün ve kemanını da çöpe attın.
Vous la tuez et jetez son violon.
Bu nedenle çöpe attım.
J'avais peur d'être découverte, alors je l'ai jeté.
Çöpe gidiyor!
À la poubelle!
- Ağzından çekip, çöpe atmıştın!
- Tu lui as enlevée et tu l'as jetée!
Çöpe atsan daha kolay olmaz mıydı?
Ca n'aurait pas été plus facile... de les jeter à la poubelle?
Hepsini çöpe atıp kendini borca sokup hapse mi gireceksin?
Tu vas tout gâcher, te mettre dans les dettes et aller en prison?
Burada senin pisliğini çöpe atmak için mi duruyorum sanıyorsun?
Vous croyez que je dois jeter vos ordures?
İlaçlar yüzünden kendi şansını çöpe atmış.
La drogue a ruiné sa chance chez les pros.
Bilirsin, sadece burada müthiş bir şey yapma şansın vardı ama sen hepsini çöpe atıyorsun, Frank.
C'est juste que... Tu as l'occasion de faire un truc génial, et tu la gâches.
- Sekiz yıllık gizli projem çöpe gitti.
- Huit ans de projet secret, perdus.
Neredeyse hayatlarımızı çöpe atacaktık.
On a failli gâcher nos vies.
O lanet olası kız için kariyerinizi çöpe mi atacaksınız?
Vous foutez en l'air votre entière carrière pour cette foutu fille?
Bunu çöpe mi atacaksın?
Tu vas foutre ça en l'air?
Çöpe ne dersin?
Les poubelles?
- Çöpe mi bakmak istiyorsun yani?
Ça vous intéresse?
Çöpe!
A la poubelle!
onu çöpe ben atmadım.
C'était dans ta poubelle. Si tu voulais pas qu'on soit amies, fallait me le dire.
20'li yaşlarımı çöpe atmış gibi hissediyorum.
J'ai l'impression d'avoir gâché mes plus belles années.
Rüyalarım ve yarınım yerle bir olur çünkü yalanları çöpe atmak sıkıcı olurdu.
Tu es vraiment devenu grand, fort et bête...
Yalanları çöpe atmak önemliymiş aslında çünkü bu benim kıymetli hayatım.
File! Si je t'énerve, donne-moi tort, montre-moi que tu as mûri!
- Yani son sekiz yılda burada yaptığın her şeyi çöpe mi atacaksın?
Barry. Comment allez-vous? - Mike.
Rozeti ve silahıyla birlikte çöpe attım.
Aux ordures avec son badge et son arme.
Ben de hayatımı yeniden kurmak için çok çalışıyorum. Ama senin umurunda değil, her şeyi çöpe atıp seninle Yeni Gine'ye gelmemi istiyorsun. Peki, üzgünüm.
Ouais, et je travaille vraiment dur pour que me vie recommence, mais tu n'as pas pensé à me demander de tout laché et de partir en Nouvelle Guinée.
Bir daha ki sefere hatırlatta her şeyi çöpe atacağıma sadece eğlencesine 20 dolarla falan oynayayım.
La prochaine fois que je veux gaspiller mon argent, rappel-moi de me contenter de jouer avec des petites sommes.
Çöpe atsana, angut.
Recycle, crétin.
Birikiminin 2 milyar doları çöpe gitti.
Il a perdu deux milliards de dollars dans la bataille.
Sırf biri muhbirine zarar verecek diye bütün emeğini çöpe attı.
Parce qu'il préfère perdre tout ce qu'il a plutôt que de mettre en danger un de ses indics?
Bu gece iki yıllık ayıklığı çöpe atmanın eşiğine geldim.
J'ai failli jeter deux ans de sobriété aux chiottes, ce soir.
Remo parayı alıp, kemikleri çöpe atmış.
Remo a pris l'argent et a jeté les os à la poubelle.
Bir işi, güzel bir sevgilisi fevkalade bir hizmet kaydı var, hepsini de çöpe atıyor.
Il a un boulot, une amie, un bon état de service. Il fiche tout ça en l'air.
O DNA'yı çöpe atmadım.
J'ai pas rejeté cet ADN.
Bu çer çöpe ihtiyacım yok.
J'ai pas besoin de toute cette merde.
Tüm potansiyel reklam çöpe gitti, üstüne sifon çekildi.
Toute cette pub est gâchée, balancée aux chiottes.
Çalıştığı her şeyi muhbirine bir şey olmasın diye çöpe atmayı göze aldığı için mi?
Parce qu'il préférerait perdre tout ce pour quoi il a travaillé au lieu de tenter la chance que quelqu'un blesse son informateur?
Henüz çöpe bakmadım ve o lanet dişliği bulacağım.
J'ai pas fouillé la poubelle. Bordel, je vais retrouver cet appareil.
Annesinin davasındaki her şey çöpe gitti. Sence nasıldır?
On n'a plus de pistes.
Kanla dolduğu için bir çift ayakkabımı çöpe attım ama çok iyiyim. İyi misin?
Ça va?
Tamam. Bu dava çöpe atılmalı, sayın hakim.
Cette affaire devrait être close.
çöpe attığın bir şey var ama... o da siktiğimin geleceğimiz!
Je l'ai pas jetée à la poubelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]