English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Î ] / Îma

Îma Çeviri Fransızca

3,121 parallel translation
Kötü birisi olduğunu ima etmedik.
On ne dit pas le contraire.
Nasıl geldi de sana ima etti?
Pourquoi à toi?
Bana ima etmedi.
Il m'a rien dit.
- Sana ima etti mi?
Et à toi?
Gizli bir hayat sürdüğüne dair herhangi bir ima onun mirasına ebediyen zarar verirdi.
La moindre suggestion qu'il mènerait une double-vie entacherait son héritage pour toujours.
Bay Lyon bu ekibe katıIma şartlarımdan biriydi.
M. Lyon était l'une de mes conditions pour rejoindre cette équipe.
O başka bir yere gideceğini ima etmedi değil mi?
Il n'a pas indiqué qu'il irait quelque part ailleurs?
Ne ima etmeye çalışıyorsun?
Tu sous-entends quoi?
Hiçbir şey ima etmiyorum.
Je ne sous-entend quoi que ce soit.
Bir şey ima etmeye çalışmamıştım.
C'est pas ce que je voulais dire.
Nemfoman, seks bağımlısı demek ve kıçında yazdığı için de başka şeyler ima ediyor olabilir.
Ça veut dire accro du sexe, et comme c'est sur les fesses, ça implique autre chose.
Neyi ima ediyorsun?
Qu'est-ce que tu insinues?
İyi de ima edeceksin.
Tu le sous-entends, ok?
Neyi ima ediyorsunuz?
Qu'est ce que vous insinuez?
- Eminim Ajan Harken hiçbir şey ima etmek istemedi.
Je suis sûr que l'Agent Harken n'essayait pas d'impliquer quoi que ce soit.
Hayır, hayır öyle demek ist... Paranın el değiştirdiğini ima etmiyorum.
Non, je n'insinue pas que de l'argent a été échangé.
Senin orospu olduğunu asla ima etmemeliydim... ya da göğüslerine hakaret etmemeliydim. Onlar hoş.
Je n'aurais pas du insinuer que vous etiez une prostituee ou vous attaquer sur votre poitrine, qui est magnifique.
Pekâlâ, bildiğim bütün ima yöntemlerini denedim. Çaktırmadan elimle yavaşça dokundum dizlerimi senin dizlerine biraz daha fazla yaklaştırdım.
OK, j'ai essayé tous les moyens de communication non-verbale que je connais... la main subtile dans les cheveux, laisser mon genoux près du tient un peu trop longtemps..
- Jess Smith'i mi ima ediyorsunuz?
- Parlez-vous de Jess Smith?
Bu işe karıştığımı ima ediyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
Si vous suggérez que je suis impliqué, c'est totalement faux.
Ginede bir ima vardır... yap boz sanatında- - yap bozu çözmeye çalışan kişi- - daha az empatik olmak zorunda daha az duygusal.
Il y a aussi la conséquence, cela dit, dans l'art du mystère, de telle sorte que la personne qui prospère en résolvant des mystères doit être moins empathique. moins, euh, émotionnel.
Birine bir şey ima etmeye mi çalışıyorsun?
De la méchanceté gratuite?
Öyle bir Porsche arabaları sevdiğimi ima et ki bir Porsche'm olduğunu anlasınlar.
Maintenant met "j'aime les Porsches" de manière à ce que cela sous-entende très clairement que j'en ai une.
Şişman olduğunu söyleyeyim, göğüslerinin küçük olduğunu ima edeyim terapinin boş iş olduğunu ve açık evlilik istediğimi söyleyeyim?
Donc si j'ai bien compris, je lui dis qu'elle est grosse, sous - entends que ses seins sont trop petits lui dis que je pense que la thérapie c'est des salades et que je veux un mariage libre?
Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde.
Maintenant, je ne veux pas insinuer que votre fils a une imagination folle, mais il était peut être entrain de pourchasser des cow boys très effrayants et des Indiens avec son lance pierre quand il a brisé notre baie vitrée.
Ama Earl'ün telefonuna gelen mesaj Bay Renko'nun çürük elma olduğunu ima ediyordu.
Seulement, Earl a eu des informations sur son portable suggérant que M. Renko était le fruit pourri.
Hayır, çok bilinen bir ima değil.
Non. Ce n'est pas une référence très connue non plus.
Bu kiliseyi ima ediyor.
Elle parle de cette église.
Hazır lafı açılmışken,... neredeyse her defasında siyasi görüşünü açıklamayı bırak, ima etmekten bile kaçındın.
Puisqu'on en parle, vous avez quasi religieusement évité d'exprimer ou même de laisser supposer une allégeance politique.
Kocasının zengin insanlar için çalışan bir avukat olduğunu ima ediyor.
Ce qu'elle veut dire c'est que son mari est un avocat pour gens riches.
Neden böyle bir şey istediğimi ima edip duruyorsun, anlamıyorum.
Vous me prêtez des propos que je n'ai pas tenus.
Ne ima etmeye çalışıyorsunuz Bayan Parsons?
Qu'insinuez-vous Mlle Parsons?
Buzdan yapıIma bir sarayda yangın çıkardınız.
Vous avez un incendie dans un palais des glaces.
Kafatasının ön bölümündeki yaralar kurbanın kafasını pirinçten yapıIma bir yere çarptığını gösteriyor.
Hum et la blessure sur son os frontal indiquerait qu'il s'est tapé le front sur une protubérance de cuivre pendant sa chute.
Bir şey mi ima ediyorsunuz dedektif?
Qu'êtes-vous en train d'insinuer, Inspecteur?
Kendimi bir adamla eve kapatıp günlerdir dışarı çıkmadığımı ima ediyorsan, suçumu kabul ediyorum.
Si tu essaies d'insinuer que j'ai été enfermé dans mon appartement avec un homme, possédant une quantité d'érotisme incroyable... Coupable.
- Evet, arkadaşız. Başka bir şey ima etmek...
- Bien sûr, je voulais pas dire...
- İma ettin ama.
Tu parles.
İnsan uyku iksiri ya da ayaklı ima.
Un humain soporifique ou un Grivois sur patte.
Bu benim işimdi. O yüzden sakın ailemi terk ettiğimi ima etmeye falan kalkışma.
N'insinuez surtout pas que j'ai abandonné ma famille.
Ne ima ediyorsunuz?
Qu'est-ce que vous insinuez?
Kredi birliğimden istifamın Cumberland anlaşmasının bozulmasıyla bir alakası yok. - Eğer bunu ima ediyorsanız.
Mon retrait de la cotisation n'a rien a voir avec le fait que l'accord cumberland soit tombé a l'eau, si c'est ce que tu suggestes.
- Bir şey ima etmiyoruz.
On ne suggeste rien du tout.
Sentinel'in benim için önemli olmadığını ima etmek istemedim.
Je ne sous-entends pas que le Sentinel n'est pas important pour moi.
Ted'le bir şey yapacağımızı ima etmek istememiştim.
Oh, je suis désolée. Je ne voulais pas que ça donne l'impression que Ted et moi allons faire certaines choses.
Bekle bir dakika Clea Hopkins'in de mi onlarla olduğunu ima ediyorsun? Ona güveniyorum.
Attends, attends... tu insinue que Clea Hopkins fait partie de ça?
- Neyi ima ediyorsun Julia?
- Que veux tu dire par la, Julia?
Bay Smith bana e-posta atıp, ona ayrı annelerden kardeş olduğumuzu ima etmemi bırakmamı istiyor.
Oh, email de M. Smith me demandant d'arrêter de se référer à lui comme un frère d'une autre mère.
Bilerek felç edildiğini mi ima ediyorsun?
Paralysé, vous voulez dire?
Tabi, bir striptizci kiz onun suratina memeleriyle carpacak ve takma disleri sulu Sprite'ima duser.
Un fille le giflera avec ses seins et son dentier finira dans mon verre.
Hatanın benim olduğunu mu ima ediyorsun?
Ouais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]