Ölmeyeceğiz Çeviri Fransızca
191 parallel translation
Şey, en azından açlıktan ölmeyeceğiz.
Eh bien, nous ne mourrons pas de faim.
Artık açlıktan ölmeyeceğiz.
On ne mourra pas de faim.
Açlıktan hiçbir zaman ölmeyeceğiz
On ne va pas crever de faim!
Belkide ölmeyeceğiz.
Pas forcément.
Sizler yürüyebilirsiniz, ancak bizler burada ölmeyeceğiz.
Vous arriverez bien comme ça, alors que nous on y laissera nos os.
Ama biz ölmeyeceğiz.
Mais nous n'allons pas mourir.
Biz ölmeyeceğiz.
On ne va pas mourir.
- Barbara, hayır, ölmeyeceğiz. Gemiye gideceğiz ve güvende olacağız.
Nous allons retourner au vaisseau, ensuite nous serons en sécurité.
Neyse, en azından susuzluktan ölmeyeceğiz.
Et bien, nous ne mourrons pas de soif.
- Tanrı'ya şükür, açlıktan ölmeyeceğiz.
- Bien, on mourra pas de faim alors.
Hayır, ölmeyeceğiz.
On ne mourra pas.
Ölmeyeceğiz!
On ne mourra pas.
Ölmeyeceğiz.
On survivra.
Ölmeyeceğiz.
Non.
- Orası önemli değil. Önemli olan oraya vardığımız zaman hiç hastalanmayacağız, yaşlanmayacağız ve ölmeyeceğiz.
Ce qui est important... c'est que là où on va, on ne sera jamais malades, on ne vieillira plus et on ne mourra jamais.
Ölmeyeceğiz, tamam mı?
On va pas y rester, vu?
Ölmeyeceğiz!
On ne va pas mourir!
Ölmeyeceğiz!
On va pas mourir!
Hayır, ölmeyeceğiz, dostum. Şu pencereden atlayıp, kurtulacağız.
Nous vivrons et pour se faire, nous passerons par la fenetre.
Kesinlikle ölmeyeceğiz!
Nous ne mourrons pas, ne dites pas de sottises.
Neyse ki, en azından burada açIıktan ölmeyeceğiz.
Au moins, ils nous nourrissent.
Sakin ol Ölmeyeceğiz.
Calme-toi, on va pas mourir.
En azından açlıktan ölmeyeceğiz.
Au moins, nous ne mourrons pas de faim.
Hayır, ölmeyeceğiz. Worf'un fırtınayı durdurma gücü var.
Non, Worf a le pouvoir d'arrêter les orages.
Biz ölmeyeceğiz.
Ca ne nous arrivera pas.
Sakin ol, Gilbert kardeş, ölmeyeceğiz. Sadece uçuyoruz.
Calmez-vous, frère Gilbert, nous n'allons pas mourir, nous volons.
İkimiz de ölüyoruz! - Ölmeyeceğiz!
- Nous ne mourons pas!
- Hayır ölmeyeceğiz. Her türlü yardıma ihtiyacım var.
J'ai besoin de mes deux mains!
Burada ölmeyeceğiz.
Nous n'allons pas mourir.
Lisa, ölmeyeceğiz tamam mı?
On ne va pas mourir.
Zaman yetecek. Burada ölmeyeceğiz. Durmayın!
On a le temps, on ne mourra pas ici.
Burada ölmeyeceğiz.
- Sans issue. - On ne mourra pas ici.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
- Non, nous ne mourrons pas.
- Ölmeyeceğiz.
- on ne va pas mourir!
Hayır, ölmeyeceğiz.
Mais non!
Burada ölmeyeceğiz.
On ne va pas mourir là-dedans!
Ölmeyeceğiz.
On va pas mourir.
- Ölmeyeceğiz, değil mi?
- On va mourir, n'est-ce pas?
- Burada ölmeyeceğiz!
Nous ne mourrons pas ici.
Öleceğiz! - Ölmeyeceğiz!
- On va pas mourir!
- Ölmeyeceğiz!
- Hé, Capitaine Chaos....
Ölmeyeceğiz.
On va mourir.
- Ölmeyeceğiz.
- On ne va pas mourir.
Güven bana Johnson... Ölmeyeceğiz.
Faites-moi confiance, Johnson, nous ne mourrons pas.
Ülkemizin gerçek refahı için bir tekimiz bile ölmeyeceğiz.
Mais peuple de Prague, je vous le demande :
Hepimiz ölmeyeceğiz ; son borazan çalınınca hepimiz bir anda değiştirileceğiz. Ama ikisi de iyi niyetli insanlar.
Mais pour qui est de bonne foi...
Ölmeyeceğiz.
Nous n'allons pas mourir.
Hayir, ölmeyecegiz.
Pas du tout.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
Mais non.
Oh, hayır, o çok kolay bir yöntem olurdu. Biz hemen ölmeyeceğiz.
Ce serait plus facile.
- Ölmeyeceğiz.
- Nous survivrons.