English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ö ] / Ölüşü

Ölüşü Çeviri Fransızca

203 parallel translation
Bir vampirin ölüşü asla hoş bir manzara değildir.
Un vampire qui clamse, c'est pas beau à voir.
Ölüsü, ormanda, çamur içinde mi?
S'il gti mort dans la boue, dans des bois.
O 16 milin de her bir adımında bir mahkûm ölüsü vardır.
Et chaque mètre de cette route est jalonné d'un bagnard mort.
- Bundan ölüsü olamaz.
- Plus mort que ça, tu meurs.
Ölüsü bulunmadan kaçmam lazım.
Je dois m'enfuir avant qu'ils le trouvent.
- Ne ölüsü, dipdiri hem de.
- Au contraire.
Akla da sığmaz bu, çünkü akla en uygun gelen şeydir babaların ölmesi. İlk insan ölüsü karşısında olduğu gibi, son ölen insanın da karşısında, "Bunun böyle olması gerek." demiştir akıl.
La mort des pères est un lieu commun pour la raison qui répète...
Duyulmuşsa iş, ya Cassius'un ölüsü çıkar buradan, ya Sezar'ın. Öldürürüm kendimi.
Cassius ou César, l'un y restera, car je me tuerai.
Bu gece çadırımda yatsın ölüsü bir askerin şeref örtülerine bürünerek.
Ce soir, son corps reposera sous ma tente. En soldat à qui les honneurs sont rendus.
Ölüsü işimize yaramaz.
Il ne servirait à rien une fois mort.
Bütün bunlar nedir? Burada durup karımın ölüsü üzerinden bağırmanız.
À quoi bon discourir sur le cadavre de ma femme?
Hiç yerde yatan binlerce buffalo ölüsü gördün mü, evlat? Evet görülecek bir manzaradır.
Tu n'as jamais vu de chasseur hanté?
Gece, gece uzanıyorsun ve önündeki ovaya bakıyorsun binlerce buffalo ölüsü var.
Ils entendent et voient des milliers de bisons, alors qu'il n'y en a pas un! Hantés! Tous!
Her yanın buffalo ölüsü ile dolu. Evet, her tarafın ölü buffalolarla dolu.
Le doigt tremblant sur la gâchette, prêts à tirer!
Annesinin ölüsü üzerine yemin ediyor, bu dairede hiç dinamit yoktu, diyor.
Il jure sur la tombe de sa mère qu'il n'y a jamais eu de dynamite ici.
Ölüsü ne işimize yarar?
Son cadavre ne nous sert à rien!
Birini öldürmek yetmezmiş gibi, ölüsü üzerine bir de hayat mı kurayım?
Peut-on édifier toute une vie sur un meurtre?
Ölüsü de canlısı kadar tehlikeli.
Il est aussi dangereux mort que vif.
Ayağa kalk Hydra'nın ölüsü ve kemikleri.
Levez-vous, vous les victimes de l'Hydre.
Biliyor musun ki, ölüsü, dirisi, her insanoğlu seni lanetliyor?
Sais-tu que les tiens, te maudissent?
Bu odadan ikimizin de ölüsü çıkacak.
Personne ne sortira d'ici vivant!
Ne ölüsü?
Quel cadavre?
- Yerli ölüsü.
- C'est l'Indien mort.
İkramiyesi, bedava yerli ölüsü.
C'est votre Indien mort gratuit, comme dans la pub.
İnsan Sorrento dönüşü kedi ölüsü bulmak istemez.
Pas question de devoir revenir de Sorrente.
Ölüsü hiçbir işimize yaramaz.
Le tuer ne nous sera d'aucune utilité.
Görmek istediğim tek güzel şey o çavuşun ölüsü.
La seule chose que je veux voir, c'est le visage de ce sergent, mort.
Onların ölüsü daha değerliydi.
Morts, ils avaient plus de valeur.
Bir iki dakikada, yaşayan adamlar içerisinde en ölüsü sen olacaksın.
2 min plus tard, on ne saura jamais si tu as existé.
Şeytanın yaşayan ölüsü.
Elle est la non-morte du diable.
Garantin var mı? Çölde bir yerlerde ölüsü yatıyor olabilir!
N'oubliez pas, quand je dis que je vais faire quelque chose, je le fais.
Çorbam... Adamın ölüsü bile canımı sıkıyor!
ma soupe... même mort j'entend encore parler de lui!
Yani bilemiyorum, nasıl olur da başka birisi benim Charlton Heston'ın otobiyografisini okurken aldığımdan daha fazla keyif alabilir veya sabah kalkmaktan ve bütün gece beklemiş soğuk, içinde hamam böceği veya sinek ölüsü olmayan bir bardak kahvenin sabah onu içmemi beklemesinden.
Et je veux dire que je ne comprends pas qu'on puisse trouver mieux que ce que moi, j'apprécie, quand... je lis l'autobiographie de Charlton Heston! Ou encore... ou me lever le matin et boire cette tasse de café froid qui m'a attendu depuis la veille au soir pour être bue ce matin... et qu'il n'y a dedans aucun cafard mort qui s'y soit noyé durant la nuit!
Oradaki çeltik tarlasındaki bebek ölüsü gibi görünüyor. Şu anda onunla yüzleşmek gerçekten zor
Tu as jeté le nouveau-né... dans mes rizières.
Komşunun camını kırıp içeri hayvan ölüsü attığın için?
Pour avoir brisé la fenêtre des voisins, et pour y avoir jeté un chat mort.
Sarısakalların ölüsü dirisinden daha tehlikelidir.
Nous Yellowbeards ne sommes jamais aussi dangereux que quand nous sommes morts.
Sarısakalların ölüsü dirisinden daha tehlikelidir.
Nous Yellowbeards ne sommes jamais plus dangereux que quand nous sommes morts.
Dişlerinle parçalayacaksın ve 1,5 saniye içinde böcek ölüsü gibi olacaksın.
croquez la entre vos dents... Et en 1 seconde et demi vous ressemblerez à un cafard mort.
Bilinçsiz iyi ama ölüsü daha makbul.
Inconsciente, c'est bien. Morte, c'est mieux.
Kimsenin ölüsü para etmez.
Mort, on ne vaut rien
Muhasebecinin ölüsü bir işimize yaramaz.
Mort, le comptable ne nous servirait à rien.
Nerede ölüsü?
Où est son cadavre?
Şu anda ölüsü, dirisinden daha değerli.
Il vaut plus mort que vivant.
Seninkinin ölüsü ne kadar ediyor?
Combien vaut-il, mort?
Marcy, onun ölüsü bu kadar değerli ise, hiç geceleri uyurken, aklına...
Marcie, maintenant que tu connais sa valeur, tu ne penses jamais, quand tu t'endors le soir, à faire...
Böcek ölüsü.
Des cadavres.
Winky'ye sorun Medyum kuş ölüsü.
QUESTIONNEZ WINKY
İçi doldurulmuş hayvan ölüsü.
Ca vient d'un animal empaillé
Babamın ölüsü.
Mon papa est mort!
Oğluna ihtiyacımız var ama ölüsü işimize yaramaz.
Il nous faut votre fils. Mais pas mort.
Bu ülke bu noktaya geldiyse, bir şeyi sırf o anda ölüsü dirisinden çok para ediyor diye öldürüyorsak, etrafınıza bir bakın.
Si notre pays en est au point où l'on tue une chose parce qu'elle est plus rentable, morte que vive... Eh bien... Regardez autour de vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]