Öpüyorum Çeviri Fransızca
284 parallel translation
Gözlerinden ve kalbinden öpüyorum!
J'embrasse tes yeux et ton coeur!
Ben de seni öpüyorum.
Moi aussi, je t'embrasse.
Bana kalırsa iki tip insan var çavuş bir tanesi Bach ve Handel çalmasını öğrenip "Ellerinizden Öpüyorum Hanımefendi" çalan bir diğeri de her şeyi adım adım öğrenip en sonunda Everest Tepesi'ne tırmanmayı başaran.
Pour moi, il y a deux types d'hommes. Ceux qui étudient Bach et Haendel pour pouvoir jouer "I Kiss Your Little Hand Madame"
İkinizi de öpüyorum.
Je vous embrasse tous les deux.
Ve bunun delili olarak, haçı öpüyorum...
Et j'en fais le serment!
ellerini öpüyorum!
Quel talent!
Seni her sabah, her öğlen ve her akşam, öpüyorum.
" au déjeuner, au dîner!
Durga ve Apu'yu öpüyorum.
Amour et bénédictions à Durga et Apu.
Bakın, elini nasıl öpüyorum!
Regardez-moi lui baiser la main!
Merhaba George. Gelini öpüyorum.
J'embrassais la mariée.
Ben de seni öpüyorum öyle.
Moi, je t'embrasse bien.
- Öpüyorum.
- Je vous embrasse.
Mahzun olmasınlar diye dudaklarını öpüyorum.
J'embrasse tes lèvres ainsi elles ne seront pas tristes
Bana "iyi geceler" desin diye gözlerini öpüyorum.
J'embrasse tes yeux, ainsi ils me diront "bonne nuit"
Son günlerde zaman kazanmak için onu görür görmez yeri öpüyorum.
Maintenant, je le fais dès que je la vois, pour gagner du temps.
Braden'ı, Frankie'yi öpüyorum zannedip, beni öperken yakaladım.
Braden m'a embrassée en pensant qu'il s'agissait de Frankie.
Öncelikle, kimin gelinini öpüyorum?
Qui epousez-vous, au fait?
Evet ve onu öpüyorum. O yolda.
- Et que je l'embrasse.
- Sizi öpüyorum.
- Je vous embrasse.
Kavga değil, pazarlık. Öpüyorum sevgilim.
Ce n'est pas une scène, c'est un marché.
Ve onu öpüyorum.
Et je l'embrasse.
Onun huzurunda ellerini ve ayaklarını öpüyorum.
Dans tes mains... et dans tes pas.
- Seni öpüyorum sevgilim.
- Je t'embrasse.
Öpüyorum, kuzenin Martine.
Ta cousine qui t'embrasse, Martine.
Öpüyorum, canım. Görüşürüz.
Je t'embrasse, mon chéri.
Seni çok öpüyorum, Stephen.
A toi, pour toujours, Stephen.
Öpüyorum seni.
Je t'embrasse.
- Öpüyorum, görüşürüz.
Je t'embrasse.
- Ben de öpüyorum.
Moi aussi.
# İyi geceler diyerek öpüyorum #
Pour me souhaiter bonne nuit
Seni yanağından öpüyorum ve kendine iyi bakmanı söylüyorum.
Je t'embrasses sur la joue...
Ben de seni ve annemi öpüyorum.
Un pour toi et un pour maman.
Sonra onu kollarıma alıyorum..... ve son kez olduğunu bilerek öpüyorum.
Ensuite je l'ai enlacée, puis embrassée, sachant que c'était pour la dernière fois.
Sadece seni öpüyorum.
C'est juste un baiser.
Ve ben burada karavanın yerlerini öpüyorum.
Là, j'embrasse le sol du camping-car. Et là, j'embrasse Willie.
Burada da Willie'yi öpüyorum.
Le sol était plus réactif.
Hepinizi öpüyorum.
Je vous embrasse tout.
Benim için yorulan sevgili parmaklarını öpüyorum.
J'embrasse vos doigts chéris Que vous avez tant usés pour moi
Seni öpüyorum, öpüyorum, ama hâlâ bir kurbağasın.
Je t'embrasse et je t'embrasse, et tu ne changes pas.
Cumartesi görüşürüz. Tamam, öpüyorum.
On se voit samedi.
Öpüyorum.
Je t'embrasse...
Elini öpüyorum oğlum.
Je vous baise la main, mon fils
Ben neden bahsediyom böyle, Terenzio kardeşler.. bunun yerine.. seni öpüyorum...
Pourquoi je parle des frères Terenzi quand je voudrai plutôt t'embrasser?
- Kocaman öpüyorum.
- Ne t'inquiète pas. - Grosses bises.
Şimdi Hoş geldin Kate. Ve buradaki herkes tanığım olsun onu... hükümdar kraliçem olarak öpüyorum.
Alors, bienvenue, Kate... et soyez tous témoins... que j'embrasse ici ma reine souveraine.
Seni öpüyorum annen Rosaria.
Baisers, maman.
Öpüyorum.
Bisous.
Seni öpüyorum.
Je t'embrasse.
Öpüyorum seni.
— Je t'envoie un baiser.
Evet. Öpüyorum.
Je t'embrasse.
Elini öpüyorum.
Je vous baise la main