Ööf Çeviri Fransızca
87 parallel translation
Ööf...
Puagg...
- Oof! Baba, durdur şunu!
- Dites-lui d'arrêter.
Oof, midem!
Mon ventre!
Oof, iş, iş ve yine iş.
Du travail, toujours du travail.
Burda ücretler çok yüksek değildir.Oof!
La paie n'est pas terrible.
Oof, süper bir yenilgi.
Tu parles d'une équipe de bras cassés.
- "Oof" gibi bir şey mi?
Du genre "aaah"?
Oof kapa çeneni..!
Oh, la ferme!
Oof, Tanrı aşkına...
Oh, pour l'amour de Dieu.
Oof, Bildiğimiz bir şey.
Il a remis ça.
Oof, evet.
Oh, oui.
Oof, sevgilim!
Ma belle!
Oof of.
Oh, mince.
- Arkadaki virajda sizi geçmiş olmalılar.
La même que la vôtre, ils vous ont peut-être dépassé? Oof... voiture bleue...
Oof!
Oof!
Hâlâ orada mısın ya? - Oof.
- Tu en es encore là?
- Oof...!
- Ouf...!
Yavaş... yavaş... tamam... oh... oof!
Doucement.
Oof!
Pfiou!
Oof!
Oh!
Oof, kız ağlayacak.
Elle va pleurer.
Oof, tabiki öyle. Bekle!
Bien sûr.
Ve bir anlığına benim için olduğunu düşündüm.
Oof!
Oof adamım!
Oh, man!
Ben arabayla ilgilenirim.
Oof! Je m'occupe de la voiture.
oof... ve yumruk.
Et poing.
Oof. taşlar rahat değilmiş..
- Les briques, ce n'est pas confortable.
Oof. Şu yarı-ölüye bak.
Voilà la demi-morte.
Oof!
Ouf!
Evet.
Yep. Non, non, attendez--oof!
Oof, yandım anam. - Bir saat mi?
Une heure?
Oof, şu kocaman lolipopa baksana..
Regardez-moi cette grosse sucette!
Oof!
Hé!
- Bardağına. Çok çok az. - Oof, Tanrım.
Dans son verre.
Oof, bizi hatırlamıyor.
Il ne se souvient pas de nous.
Oof! Sana ne demiştim?
- Qu'est-ce que je t'ai dit?
Oof!
- Oui.
Hz.İbrahim : "Oof, uh..."
Et il fait...
Hey, ev... Oof!
Hé, j'ai...
Oof İyi misin?
Tout va bien?
Of.
Oof.
- Oof.
Oh!
Selam.
Oof! Hey.
İçinde kötülük ve kinden başka bir şey yok. "
Il n'est rien d'autre que du noir et de la bile. " Oof
Bunun ağırlı önceki ağırlımdan daha fazla.
Oof. Ça pesait tellement moins quand je pesais tellement plus.
Uff.
Oof.
Utanın ikiniz de kendinizden.
Oof baboof tous les deux.
Çok kalabalıklar. - Oof.
Ils sont trop nombreux.
Oof. Matematik?
Algèbre?
Gerçekten Axl'ın gününe... biraz olsun sarkıtamaz mıyız?
Oof. T'es sûr que je ne peux pas déborder un petit peu sur la journée d'Axl?
Ben pirzola söyleyeceğim.
Je pense prendre des côtes. Oof!