English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ü ] / Ülke

Ülke Çeviri Fransızca

5,062 parallel translation
- Tüm ülke dumanlı alan.
Le pays tout entier est une section fumeurs. Evan.
Bu ülke bizim için ne yapabilir diye değil biz bu ülke için ne yapabiliriz diye sordular. Bu sığınak, tarihteki en büyük özgürlük evidir.
Ils ne demandent pas ce que l'Amérique peut faire pour eux... mais comment ce refuge peut devenir un foyer de liberté.
Paul Wong'un FBI ile bir anlaşması olduğu ve ülke dışına gitmesinin serbest olduğu doğru mu?
Est-il vrai que Paul Wong avait un accord avec le FBI lui permettant de quitter le pays?
Sen buna İllegal kahraman diyorsun fakat bir ülke adalet için askerlerini gönderirse ahlaki kısmı atlayıveriyorsun.
Ce pays est un justicier, pure et simple. Seulement, quand un pays fait, les gens appellent la Guerre, et personne ne voit les chauves-souris d'une paupière.
Fakat bir ülke ordu gönderdiğinde o kadar temiz çalışamıyor değil mi?
Mais quand un pays fait cela, ils ne sont pas loin d'être aussi clinique ou aussi prudent...
Burası harika bir ülke, değil mi?
Super pays, non?
Bauer'e karşı duruşunda tamamen acıya dayanarak hareket ediyor. Onu bir tehdit olarak görüyor, sadece ülke için değil karısına ve karısının sağlığına, aklına.
Il utilise la souffrance lors de sa confrontation avec Bauer, qu'il voit comme une menace, pas seulement pour le pays mais pour sa femme, et sa santé mentale.
Menude ne yazdığını anlamadığım bir ülke olduktan sonra umrumda bile değil.
Peu importe, tant que je ne comprends pas le menu.
Anlayacağınız, mesele şu ki Ulusal İş İlişkileri Yasası yürürlüğe girdiği için 1936'da ülke değişti.
Le problème est qu'en 1936, le pays a changé car le National Labor Relation Act est passé.
Severim, ama yazıldığı ülke için benden daha çok ihtiyaç vardır.
Je l'aime bien, mais il est plus utile dans le pays auquel il est destiné.
Sonra ülke daha da fakirleşsin, insanlar aç kalsın, bebekler ölsün, liderleri de hiç önemsemesin.
Et le pays sera plus pauvre? La famine, la mort des bébés? Et les dirigeants qui s'en tapent?
Birleşik Savunma Gücü'ne katılan 70 ülke onları püskürtmeyi umuyor.
Plus de 70 nations ont rejoint la FDU dans l'espoir de les repousser.
Geçen yıl bu ülke 2000'den fazla dosya gördü ve ben bu dosyaların her birini lanet bir trajedi olarak görüyorum.
L'an dernier seulement ce pays scie plus de 2000 cas et je considère chacun de ceux une tragédie foutu.
Pekala, ülke ödevleri.
Très bien, vos exposés sur un pays.
Bu nedenle adil olmak adına, bu yarıyıl... Kürenin hangi ülke olacağına karar vermesine izin vereceğim.
Alors, pour être juste, ce semestre, je vais laisser le globe décider.
John, tüm ülke senin peşinde.
Tout le pays te traque.
Birinin fikrini özgürce söyleme hakkını bu ilke üzerine kurulmuş bir ülkede elinden alırsanız aslında öyle bir ülke yoktur, değil mi?
Retirez à un homme le droit à une opinion dans un pays fondé sur ce principe même, et vous n'avez plus vraiment de pays.
Bu ülke için çok onur dolu bir andı bu.
C'était un grand moment de fierté pour ce pays.
Manny ne zaman dövüşse tüm ülke donakalır.
A chaque combat de Manny, tout le pays s'immobilise.
Kısa sürede bütün ülke mutlu oldu.
Tout le pays était content.
Ajan, bu heyette bu ülke ve bu ülke karşıtı hizmet sicil kaydınıza bakarak değil Capitol Tepesi'nde boşboğazlık etmeniz direk ıslahevine yollanmanız gerektiğini düşünen üyeler var.
Agent, vous devriez savoir que des membres de ce Comité - Suite à vos interventions, pour et contre ce pays - Qui vous verraient bien en Prison.
Çocukların sorunlarıyla uğraşan başka bir ülke de olabilir.
Peut-être à l'étranger, pour aider des enfants.
Ayrıca bunun sonucu olarak bu ülke Almanya ile savaştadır.
Et que, conséquemment, ce pays est en guerre avec l'Allemagne.
Tanrım ve ülke için. Kabul ediyorum.
Devant Dieu et la patrie... j'accepte.
Önümüzdeki iki sene boyunca Courthouse Grounds dükkanları bütün ülke boyunca yenilenecek.
... modernisation du palais de justice ces deux prochaines années.
Bu ülke ne hâle geldi böyle?
Où va-t-on? ! Tiens.
Bu ülke çevreciler tarafından kurulmadı, orası kesin.
Ce pays n'a pas été fondé par des hippies écolos.
- Kenara kay amcık. - Tüm ülke kafayı sıyırmış amına koyayım.
- Quel pays de cinglés.
Şu Muppets'ı, ülke dışına kaçmadan bulmalıyız.
Il faut trouver les Muppets avant qu'ils fuient le pays.
Yıllardır işlerini bu ülke üzerinden yürütüyor. Tavsiye ister misin?
Ça fait des années qu'il dirige son business de ce trou.
Burası özgür bir ülke Dowd.
C'est un pays libre, Dowd!
Ve sonunda da kendimizi aptal durumuna düşürelim tüm ülke önünde.
Pas du tout. Nous gagnerons haut la main!
Sıradaki dans takımı ilk defa ülkeleri tarafından beğenilmeyerek gönderilen ülke - benim ülkem Hindistan Takımı!
Quelle magnifique performance! La prochaine danse ce sera... entre un pays qui participe à son premier championnat, mon pays...
Bu ülke tepeden tırnağa sekiz bin, bir kenardan diğerine ise on bir bin kilometre!
Ce pays en compte 8 000 du nord au sud, 11 000 d'est en ouest.
Bütün yaptıklarım bu ülke için ve onlar da peşimden geliyor! Neden?
Après ce que j'ai fait pour ce pays, ils s'en prendraient à James Brown?
Senin de çok iyi bildiğin gibi bir yer edinmek, ülke ya da aile kurmak hayatın tuhaf bir yoludur ama insan bir fikri benimseyip onunla devam etmek zorundadır.
Vous le savez bien. C'est une vie étrange, celle qui consiste à construire un lieu, un pays, une famille. Mais il faut se fixer un but et avancer, c'est ce qui nous distingue des "têtes de coco".
Ne saçma bir ülke!
Pays de merde...
Kolombiya'nın daha iyi bir ülke olacağı hayali, bu dürüst adamla beraber öldü.
Le rêve de faire de la Colombie un pays meilleur disparaît avec la mort de cet homme honnête.
Pablo Escobar, ülke çapında süregelen şiddete son vermek için hükümetin teslim olmasına yönelik talebini kabul etti.
Pablo Escobar se rend aux autorités selon un accord mettant fin à la violence qui règne dans le pays.
Başka hangi ülke bedava sağlık ve temiz içme suyu vaat edebiliyor?
Quels autres pays peuvent offrir des soins médicaux gratuits et de l'eau potable?
Evet, kimisi ülke genelinde görülebilir.
Oui. Certains ont été réalisés, partout au pays.
Refah içinde olan sıcak ülke yok ki.
Les pays chauds n'ont pas de politique sociale.
... 12 planlanmış saldırıda 10 farklı ülke vatandaşı olan 166 kişi öldürüldü.
... Les 12 attaques coordonnées ont fait 166 victimes venant de 10 pays.
Neden her ülke gibi İskoçya'da da haneye tecavüz yasası yok ki?
Pourquoi l'Écosse n'a pas une loi contre les intrusions comme les vrais pays?
Ben bu ülke yönetimini çok iyi biliyorum.
Je connais très bien ce régime.
Maziar Bahari Newsweek'te çalışan bir dış ülke muhabiri.
Maziar Bahari est correspondant pour Newsweek...
Ne ülke ama.
Quel pays.
70'lerdeki kunduz saldırılarına geri döndük. Tüm ülke korkunç bi haldeydi.
Dans les années 70, la fièvre du castor avait frappé et mis tout le pays en panique.
Evet ilginçti filmin sonunda Fransızlar kafanı kesip ülke boyunca dolaştırıyordu.
Oui, c'était intéressant que le film finisse avant que les Français le décapitent et exposent sa tête.
Başka ülke görürüz.
D'autres pays.
Başka ülke, başka sıkıcı bir toplantı.
Alors qu'on pourrait être sur le terrain.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]