English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ü ] / Üniforma

Üniforma Çeviri Fransızca

850 parallel translation
"Ayrıca gündüz gözüyle üniforma giyiyorsun!"
"Et tu portes un uniforme aussi... De jour!"
Ve genç bayanlarımız üniforma giyenlerle gurur duyuyorsa bu utanılacak bir şey midir?
Et si nos jeunes femmes tirent fierté de ceux qui le portent... est-ce une chose dont il faut avoir honte?
Babam bile o etraftayken üniforma giymemi istedi.
Mon père exige même que je porte mon uniforme devant lui.
Ödeme gücü olanlar, müşterilerin acımasını kazanacak üniforma almaya hak sahibidir.
Les clients tiennent à voir un uniforme. C'est grâce à lui que nous inspirons leur pitié.
Bayan Hart'ı giysi odasına götür de birkaç üniforma seçsin.
Emmenez Mlle Hart choisir des uniformes
Tanımadığım bir sürü beyinsizle bir arada olmak için üniforma giymek... ve Greta Garbo'nun iki aydır beklediğim filmini kaçırmak kötü değil mi?
Me déguiser pour ces raseurs et manquer le Garbo que j'attends depuis deux mois!
Limana varmadan bu adamları öyle yapacağım ki üniforma görünce titreyecekler.
Ils apprendront à s'incliner devant une veste d'aspirant... même si elle sèche sur un balai.
Geriye baktığımda, sadece üniforma değiştirmişim gibi geliyor.
Quand je pense à ma vie, il me semble que je n'y ai fait que changer de costumes!
Bir tane daha üniforma olurdu.
ça t'aurait fait un costume de plus.
Bu gerçek değil. Sadece gece için üniforma, bir anlam ifade etmiyor.
C'est juste un costume pour un gala.
Kuşun geçirmez bir üniforma. İpek kadar da hafif bir kumaşı var.
Un uniforme pare-balles, léger comme de la soie.
Kurşun geçirmez bir üniforma.
Un uniforme pare-balles...
Koşmakta ve gülmekte özgürler zorla üniforma giymeden... zorla uygun adım yürütülüp... savaş şarkıları söylemeden.
Libres de grandir comme des enfants, libres de courir et de rire, sans endosser des uniformes. Sans avoir à défiler dans les rues en chantant des hymnes martiaux.
Giydiğiniz giysiler bana üniforma gibi gözükmüyor.
Ça ressemble à des uniformes.
Çadırım yandı ve yeni üniforma sipariş ettim.
Ma tente a brûlé, j'ai dû commander des uniformes.
Eğer susarsan, nasıl üniforma alınacağını bulurum.
Ferme-la pendant que je trouve une idée pour cet uniforme.
Bir üniforma giysin.
Collez-lui donc un uniforme.
Ama bakın, bütün gün üniforma giyerseniz, saçlarınız hep örtülü olursa tenine değen saten giysilerle kendini bir kadın gibi hissetmek iyi oluyor.
Mais comprenez-moi. Quand on a passé la journée en blouse, .. les cheveux serrés par un voile,
Tabii ki üniforma. Aktif görevdeyim.
Je devrais être en uniforme.
Sanırım nasıl bir üniforma giydiğini anımsamıyorsundur.
Vous souvenez-vous quel uniforme?
Hiç öyle bir üniforma görmedim.
Je n'en ai jamais vu un comme ça.
Kızların askerlerden korkması için üniforma giydiğini düşün.
Il porte peut-être un uniforme pour dégoûter les filles des soldats.
Lottie için bir üniforma aldıysan ki başka biri için aldığını düşünemiyorum onu neden giymesin?
Tu l'as bien acheté pour Lottie, car je ne vois pas qui d'autre pourrait le porter.
Alev aldı, üniforma yandı, hemen çıkardım.
- On a pris feu. L'uniforme a brûlé. Éjectés.
Şık bir üniforma ve tüm göğsü şeritlerle dolu.
Et il a tout un assortiment de rubans sur la poitrine.
Belki de mahkemede, ona üniforma giydirmek zorunda kalabiliriz.
On le fera comparaître en uniforme, s'il le faut.
Bunlarda bayrak, üniforma yada uçak yoktur.
Ça n'a rien à voir avec le drapeau ou les avions.
Belki üniforma yüzündendir.
L'uniforme, peut-être...
O üniforma büyük bir dengeleyici.
Cet uniforme... Il permet d'effacer les différences.
Onların varlığı, Sadie için yeni bir üniforma çocuklarımın odalarında hapis olması ve genelde taç giyme törenlerinde görülen bütün bu şatafat ile telaşın sebebi.
On a Sadie déguisée en soubrette, mes enfants enfermés dans leur chambre, et tout le faste et l'hystérie d'un couronnement.
Dezenfekte edilecek bir üniforma daha. Ne eğlenceli.
Et un uniforme à désinfecter.
Bunca yılımı, bir beyaz üniforma, koca bir ay ve zencefil çiçekleriyle aceleye getirilmek için harcamadım.
Un uniforme... un clair de lune m'influenceraient-ils? Ou même des fleurs splendides.
Tek hoşlandığım üniforma bu.
Ça, c'est le seul uniforme qui me plaise.
Askerler üniforma, bayanlar balo elbiseleriyle.
Soldats en grand uniforme, dames en robe du soir.
- Gerçekten görkemli bir üniforma.
Notre tenue est riche. Et comment!
Bir Apaçiyi üniforma içinde göreceğime kör olsaydım keşke.
Mieux vaut être aveugle que te voir en uniforme.
O günlerde, her yerde daha fazla üniforma görüyordunuz.
Il y avait des uniformes partout, à cette époque-là.
Biliyor musun Wellman, bu üniforma benim için en önemli şey oldu, tabii Jean dışında.
Cet uniforme est la seule chose... qui ait jamais eu un sens pour moi, en dehors de Jean.
- Neden üniforma giymediğimi mi?
- Pourquoi je n'ai pas d'uniforme?
Siyah üniforma... beyaz nişanlı. Orada, bir başına duruyor.
... l'uniforme noir avec le plumet blanc, là, tout seul, c'est lui.
Sadece askerler üniforma giyer.
Seuls les soldats ont des uniformes.
Sizin gibi bir kadina sahip olmak için, insanin böyle süslü bir... üniforma giymesi gerekiyor herhalde.
Je suppose qu'il faut un uniforme comme ça pour avoir une femme comme vous.
Çünkü bir asker, mavi bir üniforma giymekten baºka ºeyler de yapar.
Car un soldat fait plus que porter un uniforme.
Bir üniforma giymeye layik degilsin ve hiç olmayacaksin.
Vous n'etes pas fait pour l'uniforme, vous ne le serez jamais.
Donanma beni üniforma içine sokacak kadar çaresiz olabilir ama... komutama bir gemi vercek kadar salak değil.
La marine s'est résignée à m'engager mais pas au point de me laisser naviguer tout seul.
O yüzden üniforma içindeyim.
Voilà pourquoi je suis en uniforme.
Burada saat altıdan sonra mavi üniforma giymelisiniz.
C'est la règle après 18 h, ou la police militaire vous arrête.
Polisler yine karınca gibiler. Nereye tükürsen yeşil üniforma.
Il y a plus de flics que de putains sur le trottoir, ce soir.
Eğer üniforma giymek ve selam verme zorunda kalmazsam askerlikle ilgili fikrimi değiştirebilirim.
Si j'ai pas à porter ces culottes ni à saluer.
Bir üniforma edinmelisin.
J'ai réfléchi.
Ve üzerimde mavi üniforma da olmayacak!
Avec Olivia... et je ne porterai plus d'uniforme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]