English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ü ] / Üslup

Üslup Çeviri Fransızca

42 parallel translation
Kendine özgü bir üslup diyebilirim.
Je dirais même : elle a un style.
Nüktedeki üslup işte böyle değişir.
L'esprit change tant au fil des ans.
- Lütfen söyle. Sanatsal açıdan romanın, şekil ve üslup bakımından yetersiz, yavan ve vasat.
D'un point de vue artistique, votre roman est franchement médiocre.
Hikayenin bu gibi kısımlarını es geçeceğiz ki edep, üslup ve sansür bunu gerektiriyor.
Nous interromprons ce genre de scénes lorsque le bon goût, la correction et les censeurs l'exigeront.
Merhum kocamla birlikte edebi üslup gelişmeleri konusunda kaygılıyız Almanya'da... İngiltere'de görülen.
Feu mon mari et nous-mêmes sommes mécontents des récents changements littéraires qui se sont produits ici, en Allemagne... en Angleterre.
Bu üslup sizce de sert sayılmaz mı?
Ce langage n'est-il pas un peu rude?
Ve sonra... üslup oturur, ve size bilmeniz gereken şeyleri anlatmaya başlar, mesela Bethselamin isimli güzel gezegenin sakinleri, yılda gelen on milyar turistin yaratacağı toplam erozyondan o kadar endişelidirler ki gezegen üzerindeyken, yediğiniz ve çıkardığınız arasındaki net fark,
Tenez... Enfin, le style s'assagit quelque peu et le Guide commence à vous dire des choses que vous avez réellement besoin de savoir, telles que le fait que Bethselamine, cette planète fabuleusement belle, est tellement préoccupée par l'effet cumulatif de l'érosion provoquée par la visite annuelle de dix milliards de touristes que tout déficit net entre les quantités ingérées et celles excrétées durant votre séjour y sera récupéré par ablation chirurgicale au moment de votre départ.
Diane, bu denli uygunsuz bir üslup kullanmaya cüret etmişsin ama...
Diane, tu as pris des libertés avec le plus qu'imparfait, mais...
Bir üslup.
C'est pas quelqu'un.
Ben olsaydım zarif bir üslup seçerdim, ama tarzın değil.
Personnellement, j'aurai préféré une solution plus nuancée, mais ce n'est pas ton style.
Anlarsın üslup olarak eksikliğini, üstü kapalılıkla tamamlayan bir lisana bağlıyız.
C'est que notre langage compense son manque de style par l'obscurité
Dave Ferrie'ye göre bayağı süslü bir üslup.
Un peu fleuri, pour Dave.
O bana bunun etkileyici bir üslup katacağını söylemişti.
Pour donner un zeste de drame.
Güzel üslup.
- Eh bien. - Activation du canon photonique.
Doğru dürüst isyan edebileceğiniz... gerçek bir felsefe, üslup, ideoloji yoktu.
Il n'y avait aucune philosophie, ni ordre, ni aucune idéologie à combattre.
Bu bildiğim tek üslup.
C'est le seul langage que je connaisse.
- İyi üslup.
Élégant!
Görüyorsunuz, burada, sizin geldiğiniz kamplardakilerin aksine farklı bir üslup hakim.
Vous notez des différences d'attitudes par rapport aux camps dont vous venez.
Bu gerçekten agresif bir üslup.
C'est vraiment une tournure de phrase agressive.
Çok küçük bir üslup farkı.
Une légère différence dans la tournure.
İlginç bir üslup.
Tournure de phrase intéressante.
Netleştirici bir üslup.
Langage clair.
Beynimde mantıklı geliyor ama sözcüklere dökünce o kadar da mantıklı olmuyor, üslup olarak tabii.
Dans ma tête, ça sonne bien, mais ma bouche fait pas bien les sons. Formellement.
Kadınsı üslup kullanacağım. - Ondan bir şeyler çıkarmak için.
J'userai de mon charme pour le faire parler.
Kadınsı üslup kullanacağım.
J'userai de mon charme.
Çok belirgin bir üslup kullanmışsın, her zamanki gibi değil.
Tu as opté pour un ton particulier.
Doğru değil. Bana göre üslup gayet normaldi.
Ah, j'ai un ton tout à fait normal.
Güvenilir fakat saygılı bir üslup.
- Un ton autoritaire mais respectueux.
Tüm o gecelerde, en ufak bir üslup kötü olan dünyayı cehenneme çevirir mi diye endişelenerek uyanık kaldım.
Tant de nuits, je me suis demandé si une tournure de phrase allait mener le monde à sa perte.
Meclis üyesinin daha resmi bir üslup kullanmasını rica ediyoruz.
Le député Berthelsen est prié de mesurer son langage.
Ama asıl sorun satır aralarındaki saldırgan üslup.
Mais l'agression sous entendue derrière cette lettre est un problème.
Bu mesajdaki üslup da öncekilerden farklı.
Et le ton de ces messages de la nuit dernière... Il est différent des autres.
Bir beyefendiye karşı ne cüretle böyle bir üslup takınırsın sen?
Comment osez-vous parler à un gentleman de la sorte.
- Yine aynı üslup, Kara.
Revoilà ce genre d'attitude, Kara.
Bahse girerim bu üslup ev halkı arasında çok dikkat çekiyordur ancak burada işlemez o.
Je parie que cette langue bien pendue a beaucoup attiré l'attention sur toi lorsque tu étais à l'orphelinat, mais ça ne marchera pas ici.
Konuşurken, diyalog içerisinde böyle bir üslup kullanmam.
Je dirais que je n'emploie pas ce genre de langage.
Rahatsız edici bir üslup.
Etrange façon de présenter les choses.
İşe biraz üslup kat.
Du panache.
Gerçekliğin her yönü, en ufak bir parça dahi olsa dönüşebilir, bir üslup kazanabilir ve dansa dâhil edilebilirdi.
Le monde devenait une scène qui appartenait à ceux qui savaient chanter et danser.
Bu üslup senin.
Tu as ouvert la brèche.
Suçlu, elverişli bir üslûp kullanırken psikolojik bir imza bırakarak kucağımıza düştü.
Ce mode opératoire est utile car le sujet établit sa signature psychologique.
Bu güzel yüze ne de yakışan bir üslup.
Votre voix est aussi belle que votre visage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]