English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ü ] / Üstümde

Üstümde Çeviri Fransızca

669 parallel translation
ilk tanistigimizda üstümde o ceket vardi.
Je portais cette veste quand on s'est connus.
Bugün bizim defileye gelmiş, ve bunu, benim üstümde görmüştü ama, bir an için bile, bunu, bana alacağını düşünmemiştim.
"Il est venu au défilé, aujourd'hui, " il m'a vu la porter. " " Mais je n'ai pas songé un seul instant
- Saatim üstümde değil.
Je n'ai pas ma montre.
Herhalde Duvalle'in üstümde yarattığı etkiden olsa gerek.
C'est à cause de ce Duvalle.
Avukat benden şüpheleniyor, üstümde taşımak istemiyorum.
L'avocat me soupçonne, je veux pas le garder sur moi.
Heyheylerim üstümde de.
J'ai le trac.
Hiç ipim yok üstümde
Qui tire les ficelles
Hiç ipim yok üstümde
Voyez, personne ne me soutient
Hiç ipim yok üstümde
Je suis un affranchi
Hâlâ üstümde olduğu için şanslıyım.
Je suis chanceuse de porter ça.
Size yardım ettiğimiz için benim üstümde kontrolünüz olduğunu düşünüyorsunuz.
- Vous comptiez là-dessus! Nous sommes à votre merci pour vous avoir aidé!
Şeytani gözlerinin benim üstümde olmasını istemiyorum.
Je dois m'habiller pour le souper et je ne veux pas que tu me jettes le mauvais œil.
- O kadar yok, üstümde.
- Je ne les ai pas en liquide.
Çıkıncaya kadar gözlerinden yardım almadı hiç. Hep üstümde kaldı gözleri ışıl ışıl.
car il a franchi la porte, sans me quitter du regard.
Yeterince kanın var üstümde...
Mon âme n'est que trop chargée de ton sang.
Çünkü gözü hep üstümde olacak. Ne düşünüyor biliyor musun?
Il me murmurera :
Neredeyse sahip olduğum her şey üstümde.
J'en ai la plupart sur moi.
Ama dişlerini benim üstümde veya Eve'in üstünde bilemene izin vermem.
Mais ne les aiguise pas sur moi, ni sur Eve.
Bir üstümde, bir yedek, bir de yıkamada.
Une sur moi, une propre, une sale.
Ben alçakgönüllü bir soytarıdan başka bir şey değilim. Ya sen? Sen benim çok üstümde bir yerdesin..
Je ne suis qu'un bouffon et vous régnez si haut!
Benim üstümde hak iddia edemezsin.
Tu n'as aucun droit sur moi.
Ben bu çağın çocuğuyum, üstümde hakimiyet kuran kimse yok. Anlıyor musun bilmiyorum.
" Je n'ai plus aucun pouvoir sur mon existence.
En az 900 metre üstümde uçacaksın.
Reste 1000 mètres au-dessus.
Evet, o sıralarda üstümde epey para vardı. - Ben de nakit ödedim. - Anlıyorum.
Oui, par hasard, j'avais suffisamment d'argent sur moi.
- Ama elbise benim üstümde olacak.
- Je l'aurai sur moi.
Bir kereliğine bile olsa onu üstümde görmeni istiyordum.
Je voulais que vous la voyiez sur moi. Juste une fois.
Damatlığım bile üstümde.
J'ai même revêtu mon habit de noces.
Balık pazarına üstümde sadece tulumla giderdim.
Parfois, je ne portais que ma salopette.
Bütün Paris'in gözü üstümde.
Tout Paris m'observe.
Kendi üstümde mi kullanayım?
Devrais-je l'essayer sur moi?
Fakat, üstümde çıplak bir bayan asılıyken uyumakta biraz sorun yaşayabilirim.
Mais j'aurais du mal à dormir avec cette femme nue au-dessus de moi.
Benim de üstümde siyah bir kabanlık ve can kurtaran yeleği vardı.
Le bateau fuyait et moi j'étais en déshabillé et gilet de sauvetage.
O gömleğin benim üstümde Bay Fossati'den daha iyi duracağını söylemiştiniz.
Vous aviez dit que ça m'irait mieux qu'au sénateur...
Tabi ki elbiselerim üstümde.
Bien sûr que je suis habillée!
Gözün üstümde olsun.
Surveille-moi.
Babam öldüğünden beri firmanın bütün sorumluluğu benim üstümde.
Depuis que mon père est mort... je suis responsable de la société.
- Bugün pisboğazlığım üstümde.
- C'est de la gourmandise.
Benim üstümde deneme yapamazsın.
Je suis pas ton cobaye
Dul Faulk üstümde otururken nasıl içebilirim ki?
Impossible, avec la veuve Faulk sur moi!
- Ayrıca üstümde otoriteni kullanamazsın.
- Vous ne pouvez user de votre rang.
Bir çete üyesi işimi bitirir sandın, ve üstümde anahtar aramayıp $ 500,000'ı bırakacak.
Tu crois qu'un ravisseur me frapperait, et qu'avec 500000 $ en jeu, il ne me fouillerait pas pour avoir la clé?
Benim üstümde yürüyebilir... üstüme bomba yağdırabilir... beni yakabilir, kısırlaştırabilirsiniz... ama asla bana acımayın Bay Dobbs, asla.
Vous pouvez me marcher dessus, me bombarder, me brûler, me rendre stérile, mais n'ayez pas pitié de moi, M. Dobbs, jamais.
Bunu benim üstümde kullanmasını istedin, değil mi?
Vous vouliez qu'il utilise ça contre moi?
Hayır, üstümde hiçbir şey yok.
Je n'ai rien.
- Diğer eli üstümde ve umurunda değildi. -
D'un autre côté, l'imprudence est déjà faite.
Hep üstümde taşıyorum. Hep elimin altında.
Je l'ai toujours à portée de la main.
Onu her Perşembe, kasapta görüyorum. Ve üstümde çok iyi bir izlenim bıraktı.
Je la vois tous les jeudis dans ma boucherie, et elle m'a fait bonne impression.
Siyah çamaşırlarım üstümde.
J'ai mes sous-vêtements noirs.
Bir şey var üstümde!
On mâche sur mon front.
Korkuyorum. Ailemin gözü üstümde.
Je crois que mes parents me surveillent.
Ellerin üstümde teklif ettiğin bu mu?
C'est un homme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]