Şahı Çeviri Fransızca
2,524 parallel translation
Bu şahıs eski federal ajan Brian O'Conner.
Un ancien agent fédéral, Brian O'Conner.
Bay Lindbergh, şahıs yukarı çıkarken merdiven parçalansaydı içe göçerdi. Yani yanlış hesap var.
Si l'échelle avait cassé pendant qu'il montait, elle aurait été inutilisable.
Evet. Şüpheli şahıs işte bu.
Voilà notre suspect.
Bu adam aynı şahıs.
Pour le suspect.
8 : 55 sularında, sorgulanmamış kadın şahıs sözlü münakaşa başlattı.
Altercation verbale apparue à environ 20 h 55. Avec une suspecte.
Masa 23'ü mutlu edelim, lütfen 3 kişi. Son derece önemli şahıslar.
Hors-d'œuvre pour la table 23, s'il vous plaît, trois personnes, ultra VIP.
Will Salas, Henry Hamilton cinayetindeki şüpheli şahıs finans dünyasının etkili ismi Philippe Weis'ın kızı Sylvia ile birlikte hareket ediyor.
Will Salas, suspecté du meutre de Henry Hamilton, certainement accompagné de Sylvia Weis, fille du magnat de la finance, Philippe Weis.
K. A. I. yani kısımlara ayrılmış istihbarat haber alma dünyasının en güvenilir şahısları için ayrılmıştır.
S.C.I. L'accès aux informations sensibles est réservée aux personnels de confiance de la communauté du renseignement.
Ardınızdaki şahıs, şüpheli bir paket taşıyorsa ve göz temasından kaçınıyorsa orada size fenalık etme maksadıyla bulunuyor olabilir.
Si on vous suit avec un sac suspect et en évitant le contact visuel on veut peut-être vous nuire.
N.S.A. bana bu korsan kızın adresini verdiğinde Michael Westen, yakında yeniden CIA ajanı olacak şahıs, buranın yakınından dahi geçmeyecek.
Quand la NSA me donnera une adresse pour ta hackeuse, Michael Westen, bientôt réintégré en tant qu'agent de la CIA, ne va nulle part à proximité de cette adresse.
Tomas Molinez'e cinayet için yardım eden iki şahıs ikisi de Brime ilçesinden.
Les deux lascars qui ont assisté Tomas Molinez viennent de Brime.
Tamam, o hâlde işe bu iki şahısla başlıyoruz.
Bon, on va commencer par ces deux-là.
Lou, cinayete kurban giden şahısla bir ilişkin varmış davada çalışmışsın ama kendini davadan çıkartman gerektiğini düşünememişsin.
Lou, tu avais une relation avec la victime d'un meurtre, tu as enquêté, et tu n'as pas trouvé nécessaire de te récuser?
Dedektif Bryant, karşındaki şahıslardan biri tanıdık geliyor mu?
Inspecteur Bryant, reconnaissez-vous l'un des individus se tenant devant vous?
Şu anda Kayıp Şahıslar içindesin. Santiago bana anlattı.
Tu es au Bureau des Personnes Disparues, maintenant, m'a dit Santiago.
Kayıp Şahıs'larda çalışıyorum.
Je suis du Bureau des personnes disparues.
Kayıp Şahıslar'da.
Il est au Bureau des personnes disparues.
Kayıp Şahıslar'da ne yapıyor ki?
Mais qu'est-ce qu'il fait au Bureau des Disparus?
Çünkü 1. tekil şahısla konuşuyordun ve ben bu tip büyük görevlere davet de edilmem.
On ne m'invite jamais aux missions cruciales.
Oldukça korkunç şahıslar tarafından aranıyorsun. Yasadan bahsetmiyorum bile.
T'es recherché par des caïds et par les flics.
Kıyafetlerin içinden geçecek kadar salınmaları yeter böylece biriken dozlar hassas şahıslar için kesinlikle zarar teşkil edebilir.
L'exposition cumulée peut être dangereuses pour certains,
Ama tabii üçüncü bir şahıs bulmamda sen bana yardımcı olabilirsin.
A moins que... vous pouviez me aider trouve un tiers.
Üçüncü şahıs derken?
Qu'est-ce tiers?
- Deli şahıs için özür dilerim.
Désolé pour la folle. Pourquoi suis-je un voleur?
Eğer şahıslara rastlanırsa derhal bilgi versinler ve alarm durumuna geçilsin.
Qu'ils nous alertent s'ils les voient.
İnsanlar onun hakkında sanki çok ahım şahım bir yermiş gibi konuşur ama aslında bir avuç Allahın belası hödük ve köylüyle yürüyecek bir sürü boş araziden başka bir şey değil.
Tout le monde en parle comme si c'était un endroit super génial et tout, mais... c'est rien qu'une bande de gros bouseux et de ploucs qu'ont beaucoup trop d'espace pour en faire le tour!
Kendinizi her zaman süper kahramanlar gibi üçüncü şahıs olarak mı tanıtıyorsunuz?
Est-ce que vous vous référez toujours à vous à la troisième personne, comme les super héros?
Birinci şahıs nişancı. Cehennemden kaçmaya çalışıyorsun.
Vous essayez de vous échapper de l'enfer.
Şahını mat olmaktan korumalısın.
Tu devrais protéger ton roi.
Şah mat.
Echec et mat.
Şah, kale ikiye.
Roi en deux de la Tour.
Kale, Şah kale üçe.
Tour en trois de la Tour. Échec.
Şah ve sonunda mat.
Échec à la découverte, et soit dit en passant, mat.
Şah damarı ve gırtlak kesilmiş, tıpkı diğerleri gibi.
Carotide sectionnée, comme d'hab. Ça concorde.
Okul çocuklarına dikkatlice bir bakalım. Daha şimdiden, beyne giden damarları şah damarları, iç ve ortadan kalınlaşmaya başlıyor.
- On voit déjà chez nos enfants à l'école que l'épaisseur médio-intimale de leur artère vers le cerveau, l'artère carotide, augmente.
Siyah Şah.
Le roi noir.
Siyah Şah ve beyaz at.
le roi noir et le cavalier blanc.
Tamam siyah şah ve beyaz at sağa dönüp gaz odasına gidiyorlar.
"Le roi noir et le cavalier blanc " prennent à droite et se dirigent vers la chambre à gaz.
" Şah ve at önce sola sonra sağa dönün.
" Le roi et le cavalier prennent à gauche, puis à droite.
"Siyah şah ve beyaz at gaz odasına giriyorlar".
"Le roi noir et le cavalier blanc " doivent entrer dans la chambre à gaz. "
Siyah şah sandalyeye oturuyor.
"Le roi noir doit s'asseoir dans la chaise..."
Siyah şah mı?
Le roi noir.
Şah, mat!
Échec et mat. C'est scandaleux!
Boyundaki sağ ve sol şah damarları paramparça olmuş.
La jugulaire et la carotide sont plutôt déchiquetés.
Konyaklar, şah.
Le Cognac Royal pour le roi. Vodka Queen.
Şah mat.
Échec et mat. Buvons.
Ve büyük final için 6 santimlik kesik, kulaktan kulağa, şah damarını kesmiş.
Et le grand final... Une entaille de 6 cm, d'oreille à oreille, sectionnant l'artère carotide.
Önemli olan tek şey şah-mat yapmak.
Faut viser l'échec et mat.
Sah... "sahte mi hakiki mi"
Bien. "Vrai ou faux". Oui!
Şah mat.
Échec et mat. Encore.
Anlaşıldı! Silahlı şahıs bir tesisatçı çıktı.
C'est un plombier.