Şang Çeviri Fransızca
68,941 parallel translation
O adamların elinde binlerce insanın kanı var.
Ces hommes ont sur les mains le sang de milliers de personnes.
Git.
Bon sang.
Bir saniye sonra, onun bıçağı elimdeydi ve adam yerde yatıyordu.
Une seconde plus tard, j'avais son couteau plein de sang à la main et il était mort.
Salamanca kanıyla!
- le sang des Salamanca!
- O zaman yürüyün!
- Alors bougez, bon sang.
Çok kan kaybetti.
Il a perdu beaucoup de sang.
- Kan nakline ihtiyacı var.
Il a besoin de beaucoup de sang.
Lanet olsun.
Bon sang.
Kanlı para olduğunu söylüyor.
Il dit que c'est l'argent du sang.
Lanet olsun, tam tuzağın içine düştün.
Bon sang, vous êtes tombée dans le piège.
Eğer ellerimde kan varsa, bunu bütün dünya duysun sevgi için var.
Si j'ai du sang sur les mains, sache-le, monde... ce sera par amour.
Kanlı Yarış'a hoş geldin.
Bienvenu à La Course de Sang.
- Kendine hakim ol.
- Garde ton sang-froid.
Julian Slink canavar terbiyecisi, şarap uzmanı amatör bir kılıç ustası, profesyonel bir katil ve de Kanlı Yarış'ın yaratıcısı.
Julian Slink... Dresseur de bêtes, expert en vin, fine lame, tueur professionnel, et créateur de la Course de Sang..
Telefonun çektiği tek odanın Kanlı Yarış üzerine kayıtlarla dolu olmasının ihtimali ne kadar?
Quelles chances j'ai? La seule pièce qui capte est remplie de dossiers sur la Course de Sang.
Karşıt Suçlar Biriminden birini Kanlı Yarış'a sokman hataydı.
Permettre un agent ContraCrime sur la Course de Sang était une erreur.
Bizim de aradığımız bu. Bay Slink, Kan, Heart Holding'in olmazsa olmazı.
Vous voyez, c'est ce que nous recherchons... le sang, M. Slink, l'essence même de Heart.
Söz veriyorum bu yılki Kanlı Yarış Heart'ın tarihindeki en iğrenç en korkunç yarış olacak.
Vous avez ma parole. Cette année, la Course de Sang, sera la plus vicieuse, la plus horrible course de l'histoire de Heart.
- Bir daha anlat.
- Redites-moi. - Bon sang.
- Bak yemin ediyorum Chuck...
- Bon sang!
Yok ama yeterince kasın eziliyor ve kanına potasyum karışmaya başlayacak.
Non, mais tu écrases assez de muscle et le potassium se dilue dans ton sang.
Çok kan kaybediyorsun.
Vous perdez un paquet de sang.
Bizden önce davranacaklar.
Bon sang! Ils vont nous buter.
Radyasyonu kenenin kanı emdiği gibi emiyor.
Il suce les radiations comme les tiques sucent le sang.
Saf iblis kanına sahip bir Gölge Avcısı.
Un Shadowhunter avec du sang pur de démon.
Hangi baba, oğlunun üstünde saf iblis kanıyla deneyler yapar?
Quel genre de père testerait du sang pur de démon sur son fils?
Damarlarında akan her damla iblis kanı yüzünden insanlık için bir tehlikesin.
La moindre goutte de sang de démon dans tes veines fait de toi une menace pour l'humanité.
İstedikleri kadar uğraşsınlar, aşağı dünyalılar iblis kanını sonsuza kadar kontrol edemez.
Ils peuvent essayer de faire les gentils, les Créatures Obscures ne pourront pas contrôler leur sang à jamais.
Madem o kadar kötücül bir kan, neden damarlarıma enjekte ettin?
Si ce sang est si maléfique, pourquoi me l'avoir injecté?
Aynı kanı taşımıyorsunuz.
Vous n'avez pas le même sang.
Kanımdan da öte, o benim parabataim.
C'est plus que des liens du sang. C'est mon parabatai.
Tanrım.
Bon sang.
- Ben kan içmeye başladım.
- Et je bois du sang.
Ne kadar karşı koyarsan koy, iblis kanın yüzünden öldüreceksin.
Tu peux lutter autant que tu veux, le sang de démon te poussera à tuer.
Clary ile o melek arasında bir kan bağı olabilir.
Clary pourrait être reliée à cet ange par le sang.
İçindeki Gölge Avcısı konuştu sanki.
C'est le sang de Shadowhunter qui parle.
Aman Tanrım!
Bon sang!
Yaşamak için kan içmesi gerek.
Il a besoin de sang pour survivre.
Vampirin kanımı içmesine asla gönüllü olmazdım.
Je laisserais jamais un vampire goûter à mon sang.
Kana susamaktan haberim vardı, hatta bir ara hissetmiştim ama bu denli fena olmamıştım.
J'en avais entendu parler, j'avais déjà été assoiffé de sang, mais pas autant que là.
Öldürmeyi ve yıkmayı kafasına koymuş iblis kanı taşıyan yaratıklar bu gezegeni kuşatmış durumdalar.
Cette planète est assiégée par des créatures au sang de démon, avides de mort et de destruction.
Yalnızca saf melek kanı taşıyan biri aktive edebilirdi.
Seule une personne avec du sang pur d'ange le pouvait.
Sende iblis kanı yok Jace.
Tu n'as pas de sang de démon, Jace.
İblis kanı taşıdığımı söyledin.
Tu m'as dit que j'avais du sang de démon.
Bana iblis kanı zerk etmedin.
Tu ne m'as pas injecté du sang de démon.
- Melek kanı zerk ettin.
- Mais du sang d'ange.
- Kan kokusu alıyorum.
- Ça sent le sang.
Kana susamanı kastetmiştim.
Je parlais de soif de sang.
Herondale olduğun çok belli.
C'est ton sang Herondale.
- Yolunda ama çok meraklandım.
- Oui, je me suis fait un sang d'encre.
Bunun vebalini almak istiyor musun?
Tu veux ce sang sur les mains?