60ını Çeviri Portekizce
1,580 parallel translation
Tek eşlilik 60'ların kızları için.
A monogamia é para miúdas com 60 anos.
Altmış sene önce yapmıştım bu kolyeyi hayatımın aşkı için.
Fiz isto há 60 anos para o amor da minha vida.
Füzeler yeterince yaklaştığında, belki 7-G civarında güç harcayacaksınız. Ama sizi yakalamak için o soysuzlar 40 ila 60 arası harcamak zorunda.
Quando o míssil se aproxima, vocês estarão a 7 G's, mas para vos apanhar, ele terá de aumentar para 40 ou 60.
Genç bir kadın, 18 ila 22 yaşlarında, yaklaşık 160 boylarında, ırk ; bilinmiyor, narin bir vücut.
É uma mulher jovem, provavelmente entre os 18 e os 22. Tinha aproximadamente 1,60 m, raça desconhecida e feições delicadas.
Eiger bu yılın başlarında restore ettiği ana kumarhane binasında, yarım milyon dolar harcayarak düzenlediği bir partiyle 60'ına girmişti
Eiger quebrou a barreira dos 60 este ano, dando para si própio uma festa de anos de meio milhão de dólares no seu renovado casino, Queen Regent.
Ama saçmaların taksiciye gelmesi için aşağı doğru yaklaşık 60 derece sapması gerek
A deflexão vertical em relação ao táxi é de 60º.
Kaç yaşındasınız, altmış falan mı?
Você tem, quê, 60 e poucos?
Bayan Gordon 60 yaşında, bu da saldırganın 20 civarında olduğunu gösterir.
A Sra. Gordon tem cerca de 60 anos, o que coloca o violador na casa dos 20.
Evet, o kapıdan geçebilmek için en fazla 1.60 ve bayağı ince olmalısın..
Sim, para passar através daquela porta... deveria ter 1,50m, no máximo e muito magro.
Aslında Robb Report'ta senin yatını gördükten sonra sana baba diyebilir miyim?
De facto, depois de ver o teu iate de 60 metros na Robb Report, posso tratar-te por papá?
60'ını kullanıp 30'u cebe indirdiğini duydum.
Ouvi dizer que pede 60 e mete 30 ao bolso.
Vakaların geçmişi 30 sene öncesine dayanıyor. Ki bu da katilimizin 50'li ya da 60'lı yaşlarda olduğunu gösteriyor.
Tenho casos que remontam há 30 anos, o que coloca o espancador provavelmente na casa dos 50 ou 60 anos.
60 yıldır hayatımın aşkıyla birlikteydim ama şimdi ölüyorum.
Vivo com o amor da minha vida há 60 anos e, agora, estou a morrer.
MAP 60'ın üstünde olsun lütfen.
Mantenham a pressão arterial média acima dos 60.
Evet. Cerrahideki 60 inek de senin arkadaşın.
Sessenta doidos de bata são os teus amigos.
Sınavın bitmesine 60 dakika kaldı.
Têm apenas 60 minutos para concluir o exame.
Andie'nin vücudu soğuyup baypas'a geçince, iki litre kanını alıp geri vermek ve kafasının resmini çekerek, pıhtıya ulaşmak için yalnızca 60 saniyemiz olacak.
Quando a Andie estiver fria e em bypass temos 60 segundos para tirar dois litros de sangue do corpo dela e voltar a repô-lo para encontrar o coágulo que tem na cabeça.
60 dakikanın çoğu çiğnemek, ve hava durumundan konuşarak geçecek.
60 minutos, a maior parte a mastigar, a falar sobre o tempo.
Kalbinin atmasını biz onun yerine sağlayacağız. 60'a ayarla.
Vamos pôr o coração a bater por ele. Ponha nos 60.
Mesleğinde geçirdiğin 60 yıl içinde en heyecan verici anın neydi?
Qual é a memória mais emocionante dos seus últimos 60 anos de serviço?
60 Dakika'ya çıkmalısın.
Devias estar no 60 Minutos.
Temsil ettiğimiz 50 ve 60 yaşları arasındaki tüm siyahi kadınların vesikalık fotoğraflarını çek.
Arranja retratos de todas as mulheres negras que representamos com idades entre os 50 e os 60 anos e que tenham experiência de canto.
Ona göre bütün lambaların 60-watt olması gerekiyor.
As lâmpadas do quarto dele têm que ser de 60 watt.
Ameliyatların maliyeti $ 60,000 tutar.
O custo das operações é de $ 60.000.
Evcilik oynadıktan ve Tree Hill seçmenlere Dan Scoot'ın nasıl da harika bir aile babası olduğunu gösterdikten sonra.
Daqui a 60 dias, depois de fingirmos e mostrarmos aos eleitores... que Dan Scott é um excelente pai de família.
Erkekler şunu nasıl anlamazlar, her kadın, yedisinde de yetmişinde de, içinde, garip, özgüvensiz, kendini tanıyan bir genç kız barındırır.
Por que é que os homens não percebem que qualquer mulher, tenha ela 16 ou 60 anos, continua a ter aquela miúda adolescente, esquisita, insegura, envergonhada, dentro de si?
- Kalkan gücü % 60'ın altına indi. - Bu nasıl mümkün olabilir?
A força do escudo baixou 60 %.
Silahların şarj olmasına 60 saniye var.
Devemos ter armas prontas em 60 segundos.
Buranın 60 mil batısında, Nazareth yakınlarında.
A 100 km a oeste daqui, perto de Nazareth.
Ya 60 saniye içinde bana katılırsın, ya da sensiz başlarım, ve.. ve ikimizde biliyoruz, sen içeri girdiğinde ne kadar rahatsız edici göründüğünü.
Ou vens ter comigo daqui a 60 segundos, ou terei de começar sem ti, e... ambos sabemos como é constrangedor quando entras e me apanhas a meio disso.
Atardamarlarındaki kan duvarlara sıçramış, aynanın tabanından yaklaşık olarak 60 santimetre yukarıya... "Toto onu ısırmış."
sangue arterial espirrado na parede, com aproximadamente um metro vindo da base do espelho até... onde aprendemos que "Toto morde."
Ve bu kristaller, insanların beynindeki teta dalgaları etkileyerek, kâbus görmelerine yol açtı.
Num raio de 60 centímetros. Talvez invisível a olho nu, mas eles estão lá.
"60 çeşit kurşun yarasını inceleyebilecek ama konu, konuşma becerisine gelince, o yok."
"Ele será capaz de analisar 60 tipos de ferimentos de balas..." "... mas quando se tratar de habilidades normais, nenhuma. "
Bence şahane bir yaşam sürüyorsun ve ben senin hayat tarzını ayakta tutmak için haftada 60 saat çalışıyorum.
Ouve-me tu. Acho que tens uma vida muito boa para a qual eu trabalho 60 horas por semana para sustentar.
"... ama Fransızların bu işe karışmış olmasını... " "... üzerinden 60 yıl geçmiş olsa da hâlâ aklım almıyor. "
Se o povo francês o devia ter feito ainda está para lá da minha compreensão, mesmo 60 anos depois.
Yarışın bitmesine hala 60 tur var.
Será que os apanha a 60 voltas do fim?
Genç bir kadın 30-35 yaşlarında 1,65-1,70 boylarında.
É uma rapariga entre os 30 e os 35 anos 1, 60 m ou 1, 65 m, morena.
Ayak izlerine göre kaçıranın ağırlığı 60 kilogram civarında olmalı.
Pelas pegadas, o raptor deve pesar cerca de 60kg.
Hizmetinizin bedeli altın olarak altmış escudo olacak.
O pagamento pelos teus serviços será 60 escudos em dobrões. Para partilhar.
Kızların en iyi dostudurlar. Yüksek basınca tabii tutulan karbondan yapılırlar. Adetlere göre 60. evlilik yıl dönümü hediyesi olurlar.
Bem, são os melhores amigos das mulheres, feitos de carbono, em altas pressões, o tradicional presente de 50 anos de casado e duram para sempre.
Bilgisayara göre rüzgarın hızı 60 ila 85 deniz mili.
O computador diz que há ventos de 60 a 85 nós.
Kariyerinizin aşağı yukarı % 60'ını hafif hipotermik bir durumda geçireceğinizden emin olabilirsiniz.
Pensem que passarão 60 % das vossas carreiras... num estado ligeiramente hipotérmico.
- Bakın, Bay Ashe. Şu tren yollarının kapanması için 60 günümüz var.
Olhe, Sr. Ashe, tínhamos 60 dias para controlar esta ferrovia.
'60ların pop kanalı gibi.
É como uma canção pop dos anos 60.
Zürafa diliyle kulağını temizleyebilir, çünkü dili yaklaşık 50 santimdir.
A girafa consegue limpar as suas próprias orelhas com a sua língua, porque a língua dela tem aproximadamente 60 centímetros de comprimento.
70'lerde evet ama onların hepsi kamera hileleriydi.
Nos anos 60, sim, mas eram todas falsas, truques de câmara.
Başarımın büyük kısmı 60'larda 70'lerdeydi.
Bom, eu tive mais sucesso no final dos anos 60, 70.
Neutron-S savaş başlığının patlamasına 60 saniye.
Detonação das ogivas Neutron-S dentro de 60 segundos.
Bize karşı duruyorlar Çünkü biz onların yollarının üstünde duruyoruz. 60'dan fazla ülkede binlerce terörist var.
Eles estão contra nós... porque nós estamos no caminho deles.
Maddeyi vermek için 60 saniyen var... yoksa kızın balkondan aşağıya dalış yapacak.
Tem 60 segundos para me dar o artigo, antes que ela dê um mergulho da galeria.
Fortune 500 listesinde yer alan 60 şirketi paylaşacaksınız.
Vão ter acesso a 60 dessas empresas.