Adrenaline Çeviri Portekizce
80 parallel translation
Daha fazla adrenaline ihtiyacımız var.
- Precisamos de mais adrenalina.
Ofis işlerine, Noel primlerine, kafeine ve adrenaline.
A politica empresarial, as "broas" do Natal, a cafeína, a adrenalina.
Adrenaline yanıt veriyor.
Está a responder à adrenalina.
Kanıma adrenaline pompalanıyordu.
Não pode esperar que me lembre de tudo.
Son hamleyi yapman için adrenaline ihtiyacın olacak.
Precisas de adrenalina para o salto final.
Çok sakin bir insanın yaşadığını hissetmesi için maceraya, adrenaline ve ölüm korkusuna ihtiyacı vardır.
Acredito que este homem tão reservado precisa da emoção, da aventura, da adrenalina, do medo de morrer... para sentir-se realmente vivo.
Kızı kurtarmaya çalışırken salgıladığım adrenalindendir.
A adrenaline subiu quando eu tentei salvar aquela miúda.
Adrenalin Gücü filmi galası için verilen özel davetteyiz. Popüler ve farklı bir aksiyon olduğu kesin olan bu filmde Bo Laramie bir firariyi oynuyor.
Estamos aqui, esta noite, para a estreia de "Adrenaline Force", o filme que lança Bo Laramie, no que certamente nos trará várias sequelas de um filme de acção de grande êxito.
Eldeki damarlar adrenaline boğulunca kılcal damarlar büzüşmüş. İlaç kalbe yaklaşamamış bile. - Onlar da B planına geçmiş.
Isso entupiu-lhe as veia da mão, levando à total constrição capilar, nunca chegando sequer perto do coração.
Eğer bu devam ederse, kalp atış hızını korumak için adrenaline ihtiyaç duyacak.
Se isto continuar, ele vai precisar de adrenalina para manter o ritmo cardíaco.
- Adrenaline ve şiddet bağımlısı...
Viciado em adrenalina e na violência.
- Bünyem adrenaline doymuş durumda.
- Sinto a adrenalina.
Korku, ölüm ve savaştan kaynaklanan adrenaline ve kesintisiz ereksiyona tekrar sahip olmak ister miydim?
À adrenalina e à erecção interminável que resulta do medo, da morte e da guerra?
Sinir sistemi adrenaline pompalıyordu.
O sistema nervoso dela bombeia adrenalina.
Pek bakmaya vaktim olmadı ama adil tıp raporunda endorphin ve adrenaline seviyelerinin çok yüksek olduğu yazıyordu.
Não tenho tempo para te segurar na mãozinha, mas o relatório do legista diz que os níveis no sangue de endorfina e adrenalina eram bem elevados.
Endorphin ve adrenaline.
Endorfina e adrenalina.
Ve şimdi de bu adamın adrenaline ihtiyacı olduğunu belirtmen.
E agora este tipo que estava a precisar de adrenalina.
Ama o hap kalbi tetikleyen bir adrenaline benziyor.
O comprimido imita uma injecção de adrenalina para o coração.
- Adamın adrenaline bağışıklığı var yani.
- Ele é imune à adrenalina!
Geçen senenin bölge şampiyonuna, içten bir Buckeye eyaleti selamı verelim. Karşınızda, Vocal Adrenaline!
Por favor, dêem as boas vindas à maneira de Buckeye... aos campeões regionais do ano passado, Adrenalina Vocal!
Bu adımlar Vocal Adrenaline ile rekabet etmemize yetmez.
Não conseguimos competir com os Adrenalina Vocal com estes passos.
- Vocal Adrenaline'i çalıştırıyor.
Trabalha com os Adrenalina Vocal.
Vocal Adrenaline her gün 14 : 30'dan gece yarısına kadar prova yapıyor.
Os Adrenalina Vocal ensaiam todos os dias desde as 14h30 até à meia-noite.
Vocal Adrenaline'deki çocuklar bizimle alay edecekler diye kaygılanıyorum.
Estou tão nervosa. Eles vão rir-se de nós.
Siz Vocal Adrenaline'den misiniz?
Vocês são do grupo Adrenalina Vocal?
Kabul edelim hiçbir zaman Vocal Adrenaline gibi iyi dansçılar olamayacağız.
Encaremos os factos. Nunca seremos tão bons dançarinos como os Adrenalina Vocal.
Vocal Adrenaline'de kalmam için beni devamlı bırakıyorlar.
Estão sempre a chumbar-me para poder continuar nos Adrenalina Vocal.
Ama şimdi bölgesel yarışma için endişelenme dönemi geldi. Emin olun ki, Vocal Adrenaline çok sıkı çalışıyordur, biz de çalışmalıyız.
Mas... agora temos de nos preocupar com as Regionais, e podem apostar que os Adrenalina Vocal estão a trabalhar bem, por isso temos de fazer o mesmo.
Kimin adrenaline ihtiyacı var?
Quem precisa de adrenalina?
Sodyum bisülfat adrenaline önleyici etki yapıyor bu da taşikardiye sebep oluyor.
Bissulfito de sódio... o conservante que mantém a epinefrina boa pode causar taquicardia.
Biz bölüm yarışmasını kazanmakla meşgulken... Vocal Adrenaline de kendininkini kazanmakla meşguldü.
Enquanto estávamos ocupados a vencer o nosso Seccional, os Adrenalina Vocal estavam ocupados a vencer o deles.
- Vocal Adrenaline'densin.
És dos Adrenalina Vocal.
Adı Jessie ve Vocal Adrenaline'in baş erkek şarkıcısı.
O nome dele é Jessie e é o líder masculino dos Adrenalina Vocal.
Bir dakika, Rachel'ın Vocal Adrenaline'den bir herifle beraber olduğunu öğrendik.
Espere. Descobrimos que a Rachel namora com um rapaz dos Adrenalina Vocal.
Her anımı Vocal Adrenaline'i düşünerek geçiriyorum.
Passo o tempo todo a pensar nos Adrenalina Vocal.
Neden, Vocal Adrenaline'de olduğu için mi?
Porquê? É porque ele é dos Adrenalina Vocal?
- Sen Jessie St. James biliyorsun Vocal Adrenaline'in yıldızı, bölge yarışmasındaki rakibin.
Conheces o Jessie St. James, a estrela dos Adrenalina Vocal, a tua concorrência nos Regionais.
Vocal Adrenaline'den Jessie denen çocukla çıkıyor.
Ela anda com aquele Jessie dos Adrenalina Vocal.
Vocal Adrenaline'i bıraktım. Senin için.
Então deixei os Adrenalina Vocal... por ti.
Jessie Vocal Adrenaline'i terk etti...
O Jessie deixou os Vocal Adrenaline. "
Ama daha Terri'den boşanmadı ve Vocal Adrenaline'in koçu ile seviştiler.
"Mas ainda está casado e curtiu com a directora dos Vocal Adrenaline."
Ama sonunda Vocal Adrenaline'in koçu ile sevişme ve dünya çapında bir patlıcan mıknatısı olan April Rhodes... -... ile beraber uyuma seansları yaptığı ortaya çıktı.
Parece que tem andado enrolado com a directora dos Vocal Adrenaline e dormido com aquela saloia falhada da April Rhodes.
Vocal Adrenaline'den arkadaşları ile bahar tatili için San Diego'ya gitti.
Ele está a de férias em San Diego com os amigos dos Adrenalina Vocal.
Ait olduğun yere, Vocal Adrenaline'e geri dönebilirsin.
Podes voltar para os Adrenalina Vocal, onde pertences.
Ohio Gösteri Korusu chat odaları Vocal Adrenaline'in nasıl avantajını kaybettiğini konuşuyor.
Nos chats de coros, diz-se que os Adrenalina Vocal estão em desvantagem.
Çünkü eğer bölge yarışmasını Vocal Adrenaline'e kaybedersek hiç kimse pişman olmayacak.
Se perdermos contra os Adrenalina Vocal, será sem arrependimentos.
Vocal Adrenaline'in bir zayıf noktası var.
Os Adrenalina Vocal têm um ponto fraco.
Benim kastettiğim daha çok Vocal Adrenaline bizi sıkı bunalıma soktu gibiydi.
Estava a pensar em algo como... Os Adrenalina Vocal deixaram-nos num mau funk.
Vocal Adrenaline bugüne kadar bir kere bile funk tarzı parça söylememiş.
Os Adrenalina Vocal nunca fizeram um número de funk.
Funk tutkudur ve bu tutku verdiği hislerden gelir. Vocal Adrenaline'nin icrasında bu hislerden hiçbiri yok.
A sua paixão está na emotividade e os Adrenalina não têm nada disso.
Sandy Vocal Adrenaline'i nasıl yeneceğimi söyledi, şimdi de Rachel farkında olmadan diğer ezeli düşmanımı nasıl yeneceğimi söylüyor.
O Sandy disse-me como vencer os Adrenalina Vocal e a Rachel, sem querer, disse-me como vencer a minha arqui-inimiga.