English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Aim

Aim Çeviri Portekizce

76 parallel translation
Ve şimdi, tekrar kendi evinde eşi benzeri olmayan ; Ellen Aim!
E agora, o regresso a casa da inigualável e única Ellen Aim!
Bombacılar ve Raven Shaddock denen herif, Ellen Aim'i kaçırdı.
Os Bombardeiros e um tal de "Corvo" Shaddock raptaram a Ellen Aim.
Ellen Aim'i geri istiyorsan, sana onu vereceğim.
Queres a Ellen de volta? Vou resgatá-la.
- Sen Ellen Aim değil misin?
- Tu não és a Ellen Aim?
Hey Reva, Ellen Aim döndü.
Reva, a Ellen Aim voltou.
O orospu çocuğunun kafasını, Ellen Aim afişinin altına, kaldırıma çivilemek istiyorum.
Quero pregar a cabeça desse sacana ao passeio por baixo do cartaz que diz "Ellen Aim".
Baksana Reva, Ellen Aim bir konuda haklıymış ; kardeşin pisliğin teki.
Sabes que mais, Reva? A Ellen Aim tinha razão numa coisa. O teu irmão é um cretino.
Biliyor musun Tom, Ellen Aim'i kurtarmanı, sahnede harika göründüğü için istemedim.
Não te pedi para salvasses a Ellen por gostar de a ver no palco.
Hedef ( Aim ).
Aim,
Hedef mi?
Aim, o que quer dizer Aim?
Hedef derken neyi kastediyorsun?
O que é Aim? - Aim.
Hedef.
- Aim.
Hedef mi?
- Aim?
Tekrar ve tekrar söyleyip durduğu şey bu, hedef.
É o único que diz, uma e outra vez. "Aim".
Benimkiyle aynı, Hedef.
Quão mesma eu, Aim.
301, 2 adet AIM-120A havadan havaya roket içeriyor.
O 301 tem dois mísseis AIM-120A.
İki AIM-120 Alpha roket motorumuz var, belki tekrarlıyorum, belki işimize yarayabilir.
Temos dois motores de foguetão AIM-120 Alpha que podem, repito : podem estar à nossa disposição.
Merkez, Kazıcı 1. İki AIM-120 Alpha roket motorumuz var, belki tekrarlıyorum, belki işimize yarayabilir.
Temos dois motores de foguetão A120 Alpha que podem, repito : podem estar à nossa disposição.
Tamam, roket seçimi AIM-120A'ya. - Havadan havaya radar durumu BORE.
Mudem a selecção do míssil para AIM-120A e o modo do radar para BORE.
Çarrie-Anne'in iIk acıIıs sahnesi.. benim akIımı basımdan aImıstı... ... cünkü o sahneIeri. hiç görmemiştim...
Fiquei estarrecido com as cenas de Carrie-Anne no início... porque não tinha visto nenhuma delas.
TeIefonumu aImış oImaIı. Kazara.
É óbvio que ela deve ter pegado no meu telemóvel por engano.
..aImış oImaIıyım.
O dela é igual ao meu.
Tamam bayanIar, yataIım artık. Çünkü sabah 6'da o bisikIette değiIseniz... ... Derek içeri aImıyor.
Se amanhã às seis não estiverem na bicicleta não entram.
Vickie'ye aImıştım. Çünkü bir süre için gidecektim. Kuzeyde bir iş vardı.
Comprei-a para a Vickie... porque ia uns tempos trabalhar para o Norte... ganhar mais uns trocos.
Sipariş yaparken daha evveIden de sorun çıktığını söyIedi. Geçen NoeI bir CD doIabı aImış ve geIdiğinde kırıkmış. Ona "geri yoIIayın" dediğimizde...
Depois diz que já não é a primeira vez que tem problemas connosco... que no Natal passado encomendou um porta-CD que chegou todo partido, mas não o pôde devolver... porque tinha deitado a caixa fora.
Her ırkın en iyi... ... özeIIikIerini aImış meIezIer.
São uns mestiços fabulosos que reúnem as melhores qualidades de todas as raças.
Bu yerden herhangi bir duygu aImıyor musun gerçekten?
Não sentes vibrações nenhumas?
Tabii ki bir garipIik var. Babasının burnunu aImış.
Claro que parece estranho, tem o nariz do pai.
- Doğru nefes aImıyorsun.
- Não está a respirar como deve ser.
Çok kiIo aImış.
Ele pesava pouco mais que 80 lb.
Satın aldığım ilk albümü Elvis Costello'nun "My Aim is True" albümü.
É fácil. É o primeiro disco que comprei. Elvis Costello, "My Aim Is True".
- Ben de alayım bir tane.
Aim, eu quero um.
Bize yalnızca istediğiniz şeyi söyleyin, Bayan Von Bardas ve AIM de arzu ettiğiniz her şeyi size tedarik edecektir.
É só dizer-nos o que deseja, Menina Van Bardas. E a I.M.A. pode fornecer tudo o que desejar.
AIM uzun zamandır S.H.I.E.L.D " in başına bela oluyordu.
A I.M.A. tem sido um espinho da SHIELD
Kısaltmalara çok takardı. AIM gibi mesela.
Confiava muito nas siglas, como RIC
AIM merkezinin yeri bulunmuştur. Bu koordinatları ilet...
A base da IMA foi localizada!
Modoc ve AIM bir makine yarattılar bu cihaz gerçekliğin ta kendisini değiştirebilir.
MODOK e a IMA criaram um dispositivo... que pode alterar a própria realidade!
Hydra'nın içine sızmak. Doğanın silahlarını öğrenmek için onlar AIM'den silah kiralıyorlar ve nötralize ediyorlar.
Infiltrar-me na HIDRA e descobrir o que era a arma... que a IMA tinha criado, para poder neutralizá-la.
Galiba bu AIM'ın gemisi sadece bir kara delik açtı.
Que óptimo! Acho que essa nave abriu um buraco negro!
Karadul diyor ki AIM bir silah yaratmış...
A Viúva disse que a IMA criou uma arma de incrível poder.
Yani İntikamcılar alaşağı etti Hydra ve AIM'i helicarrier'ini kurtardın, ve dünyanı.
Então, os Vingadores derrotaram a HIDRA e a IMA.. salvaram o teu Porta-aviões Aéreo e provavelmente o mundo.
Tabii ki, Aim.
Vai em frente.
Özellikle de çikolata yanılıyor muyum, Aim?
Especialmente se for de chocolate, não é Ami?
Güzel bir akşam değil miydi, Aim?
Não foi uma grande noite Amy?
♪ Got the aim on my eye so when I move toward the focus ♪
Mira no meu olho Quando eu me mexer para o foco
Gelişmiş Fikir Teknisyenleri. Veya kısaca GFT.
Advanced Idea Mechanics ou AIM, abreviado.
Biliyor musun ben Tony'i 13 yıl önce davet etmiştim?
Convidei o Tony para se juntar à AIM, há 13 anos.
Senin yeniden dizaynın, şu büyük marka değişikliğin, o AIM'di değil mi?
O teu novo design e a reformulação foram feitos pela AIM, certo?
AIM'in uydu-yer bağı tesislerini incelediğimde Mandarin'in yayın sinyalinin yerini bulmayı başardım.
Depois de analisar os dados oriundos das instalações da AIM, consegui localizar o sinal da emissão do Mandarim.
- Evet, Ellen Aim.
- Sim, é ela.
Hedef, hedef, hedef, hedef, hedef!
Aim! Aim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]