English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Alayım

Alayım Çeviri Portekizce

9,868 parallel translation
Hele bir kanatlarımı geri alayım var ya.
Quando recuperar as minhas asas...
Seni alayım mı?
Vou buscar-te?
Pizza mı bu? Evet, 10 dolar alayım.
E são 10 dólares pela piza.
Teşekkürler içtiğinizden alayım.
Obrigada, bebo o que está a beber.
- Alayım mı? - Hayır.
- Devo levá-lo?
Alayım.
- Dá cá.
İzin verin size bir özür içkisi alayım.
Deixe-me pagar-lhe uma bebida de desculpas.
Mesajınızı alayım?
Queres deixar recado?
Viski kola alayım.
Quero um uísque e Coca-Cola...
- Viski alayım.
Quero um uísque.
Anita, esmer şeker alayım.
Anita, açúcar amarelo.
- Ben alayım.
- Vamos levar isto.
İçeri alayım mı?
Mando-o entrar?
Hayır, dur ben alayım.
Não, deixa-me ficar com isso.
Ben de bağlantı kablolarını alayım. Hemen yola koyulursunuz.
Vou buscar os meus cabos... e vai estar de volta ao seu caminho num instante.
Bir schnapss alayım.
Quero um schnapps.
Birini siz birini en alayım.
Leve uma e eu levo a outra.
- Tabii. Vaftiz için yeni bir elbise alayım diyorum.
Gostava de comprar um vestido para o meu batismo.
Evet. Reading Festivali'nde sahne alayım.
Sim, devia tocar no Reading.
Pekâlâ, bıçağı alayım.
Muito bem, passa-me a faca.
Randevu mu alayım? Çünkü ortaklar Louis'in muzaffer dönüşüne inanmış olabilirler, ama onlar benim bildiğim şeyi bilmiyorlar
Os sócios podem ter engolido o conto de fadas e o regresso triunfante, mas não sabem o que eu sei.
- Senin için de bir şeyler alayım mı?
Ponho alguma coisa na mala para ti?
- Magnetleri alayım lütfen.
- Os imãs.
Cevapları alayım.
- Agora, respostas.
Dur, ceketini alayım.
- Deixe-me ficar com o casaco.
- Onu da hazır gelmişken alayım dedim.
Sim, levar o DVR foi uma desculpa para consertar a porta.
Saati de alayım.
E deixa o relógio.
- Ben bir içki daha alayım.
Vou buscar outra bebida.
Kaydını alayım.
Eu inscrevo-te.
Bak ne diyeceğim, onu ben alayım.
Sabes que mais? Eu fico com isso.
Sana yeni bir kahve makinası alayım.
Vou comprar-te uma nova cafeteira.
- Bir koruma da alayım.
- Vou montar uma escolta.
Büyütecimi alayım.
Deixem-me ir buscar a minha lupa.
Ben bunu alayım, sende onu doldur.
Vou levar este, e você vai preencher tudo isso para fora.
- Ben gidip... Gelinliğimi alayım.
- Eu vou... buscar o meu vestido.
Ben eve gidip bir duş alayım, üstümü değiştireyim.
Vou para casa tomar banho e mudar de roupa.
Ben bir duş alayım.
Vou tomar banho.
- Kevin, üzerimi alayım hemen.
Kevin, vou buscar o casaco.
El feneri alayım.
Vou buscar uma lanterna.
- Ondan biraz alayım.
- Deixa provar um bocado disso.
Pardon. Martini alayım.
Desculpe, só...
- Harika. İki tane alayım.
- Óptimo, quero dois.
- Tempura. - Ben de tempura alayım.
Uma garrafa de cerveja e... uma tempura.
Gösteri Alayı'nın peşinden Roma'ya gideceğim. Amacımızı kurtarabilir miyiz bakacağım.
Vou seguir o desfile de armas até Roma, verei se alguma coisa se salva para a nossa causa.
"Yirmi liradan kaç tane alayım." dedim.
Quantos bilhetes eram.
Onu ben alayım.
Eu levo isso.
Su alayım.
Água.
Bir tane de ben alayım.
Eu tenho um.
- Tamam mı? Alay etme.
- Não te metas comigo.
Alay mı ediyorlardı seninle?
Provocaram-te?
- Onunla alay mı ediyorsun?
- Estás a fazer pouco dele?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]