Anton Çeviri Portekizce
1,331 parallel translation
- Anton!
- Anton!
Anton'u buldum.
Encontrei o Anton.
Anton Gorodetski'yi görmem gerek.
Necessito do Anton Gorodetske.
Anton, neredesin?
Anton... Anton onde está? Anton!
Anton!
Anton!
Anton, hiçbir şey göremiyorum.
Anton, não vejo nada!
Beni bırakma, Anton!
Não me deixe Anton!
Sen ne yaptın, Anton?
O que fizeste, Anton!
Rica ediyorum, Anton.
Até mais nunca Anton.
Leo veya Anton isminin nesi var?
O que raio tem de mal Leo ou Anton?
Anton Bruner Sonsuz İnsan
Anton Bruner Eternal Man
Anton Bruner'in bunu tercüme etmeme yardım edebileceğini düşünüyorum.
Penso que Anton Bruner pode ajudar a traduzir.
Seninle görüşmem gerek. Anton Bruner hakkında.
Preciso de falar consigo a respeito do Anton Bruner.
Bruner, Sovyet Savunma Bakanlığının gizli bir programında görev almıştı.
Anton Bruner fez parte de um programa não oficial do Ministério da Defesa Russa.
Bruner, uzun yıllar Moğolistan'da yaşadı.
Anton Bruner viveu na Mongólia durante muitos anos.
Bruner'in adresini niçin bana verdin?
Porque é que me deu o endereço do Anton Bruner?
- Anton Swann.
- Anton Swann.
- Biliyordum. Anton, in arabadan.
- Anton, afasta-te deste carro.
Anton van Leeuwenhoek.
Anton van Leeuwenhoek.
Kes sesini Anton.
Cala a boca Anton.
Anton Beresch, Rusya'dan ayrılan cumhuriyetlerden birinde, eski bir ordu subayı.
Anton Beresch, ex-oficial da Rússia republicana dissidente.
Adı Anton Beresch.
O nome é Anton Beresch.
Dr. Anton Kostov, şehrin çok rağbet gören estetik cerrahlarından.
Dr. Anton Kostov. Um cirurgião plástico da cidade.
Anton, ne yapıyorsun?
Anton, o que estás a fazer?
Bundan sonra resital olmayacak, Anton.
Já não há mais recitais, Anton.
- Anton.
- Anton?
Anton!
Anton?
Anton?
Anton?
Kes sesini, Anton!
Cala-te, Anton!
Adı Anton Rhimes.
O nome dele é Anton Rhimes.
Bu sen ve Anton Rhimes'ın 6 : 20'de çekilmiş görüntüsü.
Este és tu com o Anton Rhimes às 6 e 20.
Ve sadece 6 : 45'te, Anton ölmüştü. Tamam, diyelim o zamana kadar onunla birlikteydim.
Só que às 6 e 45 o Anton foi morto.
Bunu tam da Anton'un gizli görevi bittiği zaman yapacaktık.
Iria acontecer assim que o trabalho infiltrado do Anton acabasse.
Anton'un korkması mı?
O Anton com medo?
Burası Anton Rhime'ın cinayetiyle ilişkili zincirin bulunduğu bölge.
Isto faz parte da cadeia de tiroteio relacionada com a morte do Anton Rhimes.
Neden benimle oynamalısın, Anton?
Porque é que me provocas, Anton?
Anton sendromu her iki oksipital lob zarar gördüğünde olur.
A cegueira do Anton indica uma lesão em ambos os lobos occipitais.
İnme, hem Anton körlüğüne, hem de öforiye neden olabilir.
Uma trombose pode ser a causa da cegueira do Anton, e ainda da euforia.
Yakında Anton körlüğü geçirecek.
Terá a cegueira de Anton, em breve.
Kurbanınızın ismi Anton Greenway.
O nome da vítima é Anton Greenway.
Hava polisinin kaldığı otel odasında bulduğumuz koli bandının üzerindeki parmak izi tetiği çeken-bölü-sahte polis kılığına giren Anton Greenway'in parmak iziyle eşleşti.
As impressões digitais da fita adesiva no quarto do hotel do Delegado era um jogo para o nosso falso Delegado, o Anton Greenway.
Bu kurbanımız Anton Greenway'in uçakta giydiği takımın ceketi.
Esse era o casaco do fato que a vítima, Anton Greenway, tinha vestido no avião.
Anton Greenway.
Anton Greenway.
Bize neden Anton Greenway'i öldürdüğünü anlatmıyorun?
Porque não nos dizes quem matou o Anton Greenway.
Anton's öldü mü?
O Anton está morto?
Anton bir hava polisinin çalıntı kimliğini kullanarak bindiği uçakta öldürüldü.
O Anton morreu dentro de um avião com credenciais roubadas a um Delegado.
Kankan Anton'u en son ne zaman gördün?
Quando foi a última vez que viste o teu amigo Anton?
Anton uğradı.
O Anton veio aqui.
Şarjörünün her yerinde parmak izin olan, tahrip edilmiş ateşli silahı hatırladın mı? Hani Anton'un klüpten yürüttüğü?
Lembras-te da arma desfeita com as impressões no pente, depois do golpe que o Anton te deu no clube?
Laboratuvarım Anton Greenway'in kanını ayrıkların içinde buldu.
O meu laboratório encontrou sangue de Anton Greenway nas fendas da asa.
Yoktu ve sen bunu biliyordun. Çünkü Anton'u tanıyordun.
Não havia, e você sabia disso, porque conhecia o Anton.