Aralık Çeviri Portekizce
1,734 parallel translation
Mayalar dünyanın sonunun 12 Aralık 2012'de geleceğine inanır.
Os Maias acreditavam que o fim do mundo ocorreria em 20 de Dezembro de 2012.
20 Aralık 1938 ile bu akşam arasında çok şey yaşandı.
Entre 20 de Dezembro de 1938 e esta noite aconteceu muita coisa.
20 Aralık 1938'deyiz.
Hoje é dia 20 de Dezembro de 1938.
8 Aralık gecesi siz ve Barkley çıkmayı mı plânlamıştınız?
A menina e o Barkley planearam encontrar-se na noite de 8 de Dezembro?
1 yeni mesajınız var. 23 Aralık 10.58 İşin bitti mi? !
Tem 1 mensagem nova 23 de Dezembro 10 : 58 acabaste?
23 Aralık 10.58 Eve nasıl dönüyorsun?
23 de Dezembro 10 : 58 como vais para casa?
Yazık. 23 Aralık 10.58 Yol arkadaşı arayanların ilanlarına baksana?
k seca pa ti 23 de Dezembro 10 : 58 viste no quadro se há boleia?
23 Aralık 15.12
23 de Dezembro 15 : 12
Tarih, 23 Aralık 1953.
Isto é de 23 de Dezembro de 1953.
Tam aralık ayıydı ve ben birkaç blok kuzeye doğru yürümek için dışarı çıkmıştım.
Era Dezembro e fui para a rua. Andei alguns quarteirões para norte.
Aralık ayını mahvediyor
Estamos na 2ª semana de Dezembro.
Biliyorsunuz, Dünya eğer takvimse 1 Ocak'ta başladıysa, şimdiki zaman 31 Aralık olurdu.
Se o calendário da Terra tivesse começado em 1 de janeiro, nós estaríamos em 31 de dezembro.
Biz 31 Aralık'ta gece yarısından önce 15. dakikadayız ve bütün kayıtlı tarih göz açıp kapayıncaya kadar geçen 60 saniyede gerçekleşmiş olurdu.
Aparecemos 15 minutos antes da meia-noite, de 31 de dezembro, e toda a história registada piscou à nossa frente nos últimos 60 segundos.
Aklınızda tutun 7 Aralık 1941'den hemen sonra Roosevelt'den Jimmy Byrnes'a giderek şöyle dedi :
Não se esqueçam que depois de 7 de dezembro de 1941, Roosevelt foi falar com Jimmy Byrnes e disse :
Ama Aralık 2006 planları Mart 2005 planlarıyla aynı.
E a de Dezembro de 2006 é igual à de Março de 2005.
... kısaca, zalim ve mazlum, sürekli birbirlerine karşı duran aralıksız bir savaşı taşıyorlar.
Numa palavra, opressor, e opressido! Manteve-se uma constante oposição entre eles, a seguir em frente, numa luta permamente.
Dün 7 Aralık 1941 alçaklık yaşanacak bir tarih Amerika Birleşik Devletlerine Japon deniz ve hava kuvvetleri tarafından aniden ve kasten saldırıldı.
Ontem... 7 de Dezembro de 1941... uma data que será lembrada com infâmia... nos Estados Unidos da America... foi inesperada e deliberadamente atacado... pelas forçad navais e aéreas do Império do Japão.
Aralık'ta Fransızlar evlatlarına tam 250 milyon harcadılar.
Em dezembro, a França gastou 250 milhões com suas crianças,
24 Aralık, Pazar.
DOMINGO 24 DE DEZEMBRO
1 Aralık 2002'de genç bir Afgan taksi şoförü olan Dilawar üç yolcuyu bir yere götürmek için taksisine aldı.
No primeiro dia de Dezembro, de 2002... Dilawar, um jovem condutor de táxi afegão, apanhou 3 passajeiros para uma viagem.
5 Aralık 2002'de bir taksi şoförü olan Dilawar Bagram'a getirildi.
Em 5 de Dezembro de 2002... Dilawar, um condutor de táxi, foi trazido para Bagram.
2001 Aralık ayında, Mohammed al-Qahtani adlı bir adam Afganistan'dan Guantanamo'ya getirildi.
Em Dezembro de 2001, um homem chamado Mohammed al-Qahtani, foi transferido do Afeganistão, para Guantánamo.
Sorgulayıcılar işkenceye farklılık katmak için yenilikler yaratıcılıklar ortaya koymaya çalışıyorlardı. Bir plastik eldiven şişirilerek mahkumun suratına belirli aralıklarla dokunuldu. Kayıt Sayfası 35 :
Trataram de serem originais, já que os próprios interrogadores, começaram a inovar, ficando criativos, entre aspas.
Bildirilerden biri, 2002 Aralık ayının başlarında Bagram'daki sorgulayıcıların, internet aracılığıyla Guantanamo'yla irtibata geçerek, Guantanamo'nun Savunma Bakanlığı'ndan elde ettiği yeni teknikleri öğrendiklerini bizlere gösteriyor.
Um dos memorandos, mostra que, nos princípios de Dezembro de 2002, os interrogadores de Bagram, que estavam em contacto com os tipos de Guantânamo, através da Internet, souberam que eles haviam, recebido do Secretário de Estado, instruções de novos métodos.
İÇERİDEN BİRİ 2002 Aralık ayının başlarında, mahkumlara yapılan kötü muamelenin devam ettiğini duydum.
O INFORMADOR No começo de Dezembro de 2002, continuava a abusar-se dos presos,
Hem de, öylesine bir para ki Aralık ayında, Chicago'da yağan kar kadar çok!
Lançamos boletins que parecem, as nevadas de Chicago em Dezembro.
"19 aralık 1956."
19 de Dezembro de 1956.
"Ay takvimine göre 4 Aralık."
Calendário lunar, 4º dia de Dezembro.
24 Aralık tarihli reçete kayıtları.
É o registo das receitas que saem. Do dia 24 de dezembro.
Ya 8 Aralık 1941?
Ou desde 8 de Dezembro de 1941?
8 Aralık 1937
8 DE DEZEMBRO DE 1937
10 Aralık, saat 13 : 00'a kadar, General Asaka ve ben Zhongshan Kapısının dışında Çin ordusunun ateşkes bayrağı taşıyıcısını bekliyorduk.
Até cerca de 13 : 00h de 10 de dezembro, o general Asaka e eu esperamos junto ao portão Zhongshan o portador da bandeira de trégua do exército chinês.
11 Aralık 1937
11 DE DEZEMBRO DE 1937
13 Aralık.
13 de dezembro.
Xia Shu Qin Aralık 1937
Xia Shu Qin Dezembro de 1937
18 Aralık, Cumartesi.
18 de dezembro, sábado.
17 Aralık 1937 Komutan Matsui resmen şehre girer
17 DE DEZEMBRO DE 1937 O comandante Matsui entra formalmente à cidade.
24 Aralık, Noel Arifesi.
24 de dezembro, um dia antes do Natal.
Borcunu ödeyemeyince, 18 Aralık 1944 gecesi ölümüne karar verildi.
Incapaz de pagar o empréstimo, Jacob K. foi marcado para morrer na noite de 18 de Dezembro de 1944.
9 Aralık 2005'e dönersek, Jang-jin...
"No dia 9 de Dezembro de 2005, Jang-jin..."
9 Aralık 2005'te...
Dia 9 de Dezembro de 2005,
7 Aralık 1995
7 Dezembro 1995
Polis bu gece, 6 Aralık gecesi Rettendon'da öldürülen üç kişinin kimliğini açıkladı.
A polícia revelou os 3 nomes dos assassinados na noite de 6 de Dezembro :
Eğer oturup, hayatım için yalvaracağımı sanıyorsan... amcığın tekisin. 6 Aralık 1995'de, Anthony Tucker, Patrick Tate ve Craig Rolfe, Workhouse Lane, Rettendon, Essex'de, bir Range Rover'ın içinde öldürüldü.
Estão muito enganados. A 6 de Dezembro de 1995, Anthony Tucker, Patrick Tate e Craig Rolfe foram mortos num Range-Rover... em Workhouse Lane, Rettendom, Essex.
Dirseğinin içini, oradaki aralık ile aynı hizada tutmalısın.
Aponta o interior do teu cotovelo em direcção àquela linha.
Alt devre levhasının oyunda olduğunu öğrendiğimiz aralık.
Foi quando descobrimos que a placa de sub-circuito estava em jogo.
Envanter işi Aralık sonunda olur.
O inventário é no final de Dezembro.
Tuck Tucker Aralık 2010
= = J.A.P = = Jota Alves Productions
Sizin dikkat aralığınız, Çavuş Briggs'inkinden bile kısa.
A sua janela de atenção é ainda mais pequena do que a do sargento Briggs.
Emin olmak için çok erken, ama yaşı, boyu kilo aralığı kızın tarifiyle uyuyor.
É muito cedo para dizê-lo com certezas, mas a idade, altura e peso batem certo com a descrição da rapariga.
En yakın hedef Los Angeles Şehir Merkezi. Bu 4 dakikalık bir zaman aralığı.
Se for o caso, temos apenas quatro minutos.