Ararım Çeviri Portekizce
9,521 parallel translation
Seni geri döndüğümüzde ararım.
Ligo-te quando regressar.
Tıbbi bir problemle karşılaştığımda tedavi yolunu ararım.
Se tivesse de me enfrentar com um problema médico, procuraria uma cura.
Ben hep teknik servisi ararım.
- Ligo sempre para eles.
Sonra ararım.
Eu ligo-lhe depois.
- Ararım. Tebrikler David.
Sim, parabéns, David.
Eğer ihtiyacım olursa seni ararım. Ama boşuna bekleme. Her şey kontrolüm altında.
Se precisar de si, ligo-lhe, mas tenho tudo controlado.
Sonra ararım ben seni.
Falo contigo depois.
"Seni ararım."
"Eu ligo-te."
Seni sonra ararım, Kim.
Vou ter contigo mais tarde, Kim.
Yok, yarın yeniden ararım.
Sim, não, volto a tentar amanhã.
Ruth'Ia yeniden konuşup sizi ararım.
Vou falar novamente com a Ruth e, depois conversamos.
Yarın ararım.
Ligo-te amanhã.
Bir saat sonra seni ararım.
Ligo-lhe daqui a uma hora.
Ah, anne. Ben seni sonra ararım.
Mãe, eu já te ligo.
Sabah ilk iş onu ararım.
Ligo-lhe logo de manhã.
Ararım onu.
Vou telefonar-lhe.
- Seni sonra ararım.
Posso ligar mais tarde.
Evet, seni sonra ararım.
Sim, eu já lhe ligo.
Seni sonra ararım.
Eu ligo-te de volta.
- Seni sabah ararım, tamam mı?
Ligo-te pela manhã, está bem?
- Arabama dokunursan polisi ararım.
Encostas-te ao meu carro e chamo a polícia.
Ian'dan haber alırsam ararım seni.
E se souber alguma coisa do Ian, eu ligo.
Seni sonra ararım. Ian'ın durumuyla ilgili bilgilendiririm.
Ligo mais tarde para contar-te sobre o Ian.
Yatağımda olacak, polisi ararım.
Na minha cama, ou chamo a polícia.
Eğer gitmezse polisi ararım. Bebeği onun çaldığını söylerim.
Se ele não for, vou ligar para a polícia e dizer que ele raptou um bebé.
Eğer beni dikizlersen, polisleri ararım!
Se olhares para a minha merda, chamo a polícia.
Yoksa Stalkerazzi'yi ararım.
Seis mil ou ligo aos Stalkerazzi.
- Ararım, sağ ol.
- É só ligar. - Obrigada!
Seni sonra ararım.
Ligo-te depois.
- Seni sonra ararım, olur mu?
- Ligo para ti depois, ok?
- Elbette. Yoldan seni ararım.
Ligo-te quando estiver na estrada.
Şu an uygun değilim, mesaj bırakırsanız sizi hemen ararım.
Não posso atender, por isso, deixe mensagem, e eu ligo-lhe depois.
Önümüzdeki hafta hatırlatmak için ararım.
Darei um toque na próxima semana para o relembrar.
Ben seni ararım.
Eu volto a chamar-te.
Ondan, geri ararım dedim.
Disse que voltava a telefonar.
O yüzden ben seni... Bu iş biter bitmez ararım, tamam mı?
Ligo-te logo que esteja resolvido.
Birkaç gün sonra hâlini hatırını sormak için ararım.
Vou ligar-te daqui a uns dias para ver como estás.
Seni sonra ararım.
Eu ligo de volta. Estou bem.
Daha fazlasını öğrenince ararım. Nelson sen Elijah ile git.
Ligo-te quando souber mais.
Beni sakın arama. Ben seni ararım.
Não entres em contacto comigo, eu ligo-te.
Seni ararım, fazla uzun sürmez.
Eu ligo-te. Não vai demorar.
Seni sonra ararım.
Ligar-te-ei mais tarde.
Seni geri ararım ben.
Já lhe ligo.
Oraya yerleştiğin zaman, ki yakında yerleşeceksin derim beni arar mısın?
Quando te instalares lá, o que vai acabar por acontecer, telefonas-me?
O zamanda dahi intikamını arar mıydın?
Será que ainda quer a sua vingança, então?
- Beni arar mısınız?
- Pode ligar-me?
- Seni ararım.
Eu ligo-te.
Seni sonra ararım.
Ligo-te mais logo.
Davina'yı ararım.
Vou chamar a Davina.
Sizi Palmer Tech'den ararım, çok geç kaldım.
Estou atrasada.
Live Oak'taki Bölge Savcısı'nı arar, neler olduğunu açıklarım.
Vou ligar ao procurador em Live Oak e explicar o que aconteceu.