Aslanım Çeviri Portekizce
989 parallel translation
- Toby, aslanım.
- Toby, maninho!
Johnny, aslanım, nasılsın?
- Johnny, meu garoto, como vai você?
- Nasılsın aslanım?
- Como estás, rapaz?
- Ben aslanım, Myrtle ise arada.
Eu sou leão e a Myrtle é no meio.
Hadi, Mike. Hadi aslanım.
Bom garoto.
Haydi aslanım, kahve için su ısıtabilir misin?
Seja um bom rapaz e ferva um pouco de água para o café.
Özellikle aslanım sınavların dört gün sonra olduğunu bilesin.
Especialmente, meu velho, porque o exame é daqui a quatro dias.
- Haydi aslanım Kırt-Kırt.
- Boa, Clip-Clip.
- Sonunda anladın. Pekâlâ o hâlde, parçala beni aslanım!
Muito bem.
Başardık, aslanım! Başardık.
Conseguimos, meu!
"Merhaba aslanım, epeydir yoksun."
"Olá, amigão, não te via há uns tempos."
- Aslanım!
- Vamos lá!
Zahmet etme aslanım, hiçbir şeyim yok.
Não tenho nada, meu velho.
Kralımız Aslan Yürekli Richard dönene dek onu savunmaya.
Protegê-la até a volta do nosso rei Ricardo.
Döneceğim zamana dek dönersem tabii çok üstün zekası nedeniyle, Korkuluk, benim yerime başa geçecek. Ona, muhteşem kalbiyle, Teneke Adam ile yüksek cesaretli Aslan, yardım edecekler.
Decido que até à minha volta se é que volto o Espantalho, em virtude da sua grande inteligência governará no meu lugar ajudado pelo Homem de Lata, devido ao seu grande coração e pelo Leão, devido à sua coragem.
Aslanı öldürmesine yardım etmeye geldim.
Eu vou ajudá-los a matar o leão.
Sen ancak aslanın Saran'ı öldürmesine yardım edersin.
Ajudarias mais depressa o leão a matar o Saran.
Samson aslanı öldürmemize yardım edebileceğini söyledi.
Sansão pensa que pode nos ajudar a matar o leão.
Ona ihtiyacım yok. Genç bir aslan.
Não vou precisar disso.
- Konuş bakalım aslan parçası!
Qual é a adivinha?
- Otuzu da aslan postundan mı?
Com 30 peles de leão?
Üzgünüm, Şu sesi çıkaran aslan mıdır nedir, onun yüzünden uyuyamadım.
desculpe, nâo consigo dormir com o Ieâo, ou o que é, a pairar.
Hiç aslan avladın mı? Hayır.
Não.
Varsayalım aslan postunu getirdi.
Suponha que o leão traz a sua pele... O que é que me acontecerá?
Firavunun düşmanlarının silahları bırakmalarını,.. ... yoksa oklarımın kanlarını aslanınki gibi akıtmasını istiyorum.
Deixar a minha espada beber o sangue dos inimigos do Faraó... como a minha flecha bebeu o sangue do leão.
Birşeyin ayağıma dokundugunu hissettim. Baktım ve o bir deniz aslanıydı.
Olhei e vi que era um leão marinho.
- Oldu, aslan terbiyecisi, çık bakalım.
Paga, companheiro.
- Dağ aslanı mı yapmış?
- Um leão da montanha?
Tatlım, bir dağ aslanı sorunumuz var.
Querida, temos tido problemas com os leões da montanha.
O kadar kızdım ki bir aslan gibi kükredim.
Estava tão irritado, rugi como um leão.
- Aslan kızım Geraldine.
Vamos. - Grande Geraldine!
Bende bu arada birkaç aslan ve kaplan bulmalıyım.
Eu vou tratar dos leões, dos tigres e isso.
Hayatım oracıkta durdu. Kara aslan kederinden öldü.
A minha vida parou, e ali o Lion deixou-se morrer de desgosto.
Aslan uyanıyor artık, hayatım.
O leäo está acordando, querida.
Dayıcığım, alkış tufanı kopmadıysa sırf sizin gibi bir aslan saygı beklediği içindir yine de alkış yağmurunu hak ettiniz.
Querido tio, se os presentes não aplaudiram é porque lhe têm um grande respeito, merecia uma ovação.
Ne o İngiliz Aslanı yorgun kafasını mı kaldırıyor?
Então o leão Britânico está a abanar a sua cabeca cansada?
Tanrının lütfuyla bu ülkeyi yönetmekle onurlandırılan lordum, kralım... bana üç aslan mührünü verdi ve onu korumakla yükümlüyüm.
Meu senhor e rei é quem governa pela graça de Deus. Deu-me seu selo para proteger.
O kadar açım ki bir aslanı yiyebilirim.
Estou com uma fome de leão.
Kızım yiyeceğe ve dinlenmeye ihtiyacınız olduğunu söyledi. Benim "Aslan" dediğim kişi yaralı.
A minha filha disse que precisam de descanso e alimentação e que um homem chamado Leo, está ferido.
Aslan'la karşılaşan bülbülün değeri var mı?
O que é uma pena, rouxinol comparas-te a um leão?
"45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
"Olhe, tenho um contabilista de 45 anos aqui comigo que quer ser domador de leões", a primeira pergunta dele não vai ser : "Ele tem o seu próprio chapéu?"
Sanırım aslan terbiyeciliğine geçişi sigortacılıktan yapmalıyım veya...
Penso que a sua ideia de fazer a transição para domador de leão através de fases fáceis, digamos, via seguros...
Teğmen Scott'un azgın bir çöl aslanıyla girdiği ölüm-kalım mücadelesini görün.
Vejam a luta mortal do Tenente Scott com um leão do deserto enlouquecido.
Aslan burcu olduğunu nereden anladım?
Como é que eu sabia? Há alguns indícios.
Gözlerine baktım ve bunu hemen anladım. Aslan.
Olhei nos seus olhos e vi logo.
Elbette, muhasebecilikten aslan terbiyeciliğine geçiş biraz büyük bir kariyer değişikliği olmaz mı?
Sim. Claro que é um grande salto, não acha... da contabilidade para domar leões de uma assentada?
Sizce de aslan terbiyeciliğinden önce bankacılık yapsanız daha iyi olmaz mı?
Não acha que seria preferível desbravar o caminho até ao domar leões via caixa bancário?
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
Mas, está a ver, a dificuldade é... se eu agora telefonar para o serviço e disser... "Tenho um contabilista de 45 anos que quer tornar-se um domador de leões"... a primeira pergunta deles não deverá ser "Ele tem chapéu próprio?"
Tanrım, aslan ve kuzuyu yarattın...
Senhor, que fizeste o leão e o cordeiro
Onları aslanın ağzından ve oradaki karanlıktan getiren ama buna rağmen onları ışığın lütfuna, kutsal yaşama ve sonsuz dinginliğe ulaştıran Tanrımız.
Livrai-os da boca do leão e da escuridão contida, mas especialmente, traga-os para a bênção da luz, sagrada vida, e repouso eterno.
Tersine ; ölümünün kederi bizim içimizde güvercinler, diğerlerinin içlerinde kuzulardan başka bir şey uyandırmasın ve böylece birlikte, acımızı paylaşmanın bağıyla Usta Po'nun hatırasından feyzalalım ve kör aslanın göz yaşlarını ebediyen silelim.
Que possa, na sua tristeza... acordar nada mais, que a pomba dentro de nós, o cordeiro nos outros... para que juntos, na ligação da compreensão nos podemos alegrar na memória do Mestre Po e limpar para sempre as lagrimas dos olhos do leão cego.