Atticus Çeviri Portekizce
340 parallel translation
AttIcUs :.. [TURKISH]
[PORTUGUESE]
AttiCus-Tr twitter @ atticus _ tr
FIM
Sizi gördüğüne sevinecektir! Atticus!
Ele vai gostar de o ver!
- Atticus. Jem ağaca çıkmış.
- Atticus, o Jem está lá na árvore.
Jem ağaca çıkmış, inmiyor... Atticus Metodist takımında oynamaya... razı olmazsa inmeyecekmiş.
O Jem vai ficar lá em cima na árvore... até o Atticus concordar em jogar futebol pelos Metodistas.
Atticus da yaşlandığını söylüyor.
O Atticus diz que está velho demais.
- Günaydın, Atticus.
- Bom dia, Atticus.
Bir keresinde tel kapımızı tırmaladığını duydum... ama Atticus oraya vardığında o gitmişti.
Uma vez ouvi-o a arranhar a janela da nossa porta... mas desapareceu antes de o Atticus lá chegar.
- Atticus'la buluşma zamanı.
- Está na hora de ir ter com o Atticus.
- Neden babana Atticus diyorsun?
- Por que é que o chamas Atticus?
- Atticus, bu Dill.
- Atticus, este é o Dill.
"Sevgili kocam Atticus'a."
"Para o Atticus, meu amado marido."
- İyi akşamlar, Atticus.
- Boa noite, Atticus.
Atticus, Tom Robinson olayını duydun mu?
Atticus, ouviste falar do Tom Robinson.
- Tamam, yarın görüşürüz, Atticus.
- Bem, vemo-nos amanhã, Atticus.
- Atticus nerede?
- Onde está o Atticus?
Merhaba, Atticus.
Olá, Atticus.
- O zaman ben de Atticus'u çağırırım.
- Então vou chamar o Atticus.
Kendimi bildim bileli Atticus beni hiç kırbaçlamadı... ve böyle devam etmesini istiyorum. - Hayır, çağıramazsın.
- Não vais, não.
Şimdi dinle beni. - O zaman seninle geliyorum.
Ouve, o Atticus, que eu me lembre, nunca me chicoteou... e quero que assim continue.
Ama Atticus yemeğini şurupla doldurdu... şimdi de şurubu her tarafa döküyor.
Mas Atticus, ele vai inundar a carne com melaço... e está a deitar em cima de tudo.
Atticus'un açıklayamayacağı hiç kimse ve hiçbir şey yok gibiydi.
Parecia não haver... pessoa ou coisa que o Atticus não pudesse explicar.
Atticus, bir daha kavga ettiğimi duyarsa... canıma okuyacağına yemin etmişti.
O Atticus tinha prometido que me dava uma tareia... se soubesse que eu voltara a bater em alguém.
Atticus, sen pis zencileri mi savunursun?
Atticus, tu defendes pretos?
- Atticus'u göremiyorum.
- Não consigo ver o Atticus.
- Atticus'un ne dediğini biliyorsun.
- Sabes o que o Atticus disse.
Şu Atticus Finch, beni oyuna getirmeye çalışıyor!
Aquele Atticus Finch, está a tentar aproveitar-se de mim!
Atticus Finch gibi kurnaz avukatlara dikkat etmek gerekir!
Tem que se estar atento a advogados manhosos como o Atticus Finch!
Tanık sizin, Atticus.
A testemunha é sua, Atticus.
Üzgünüm, Atticus.
Lamento, Atticus.
Atticus, seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Atticus, posso falar contigo um minuto?
Ne oldu, Atticus?
O que foi, Atticus?
Atticus, seninle gelmemi ister misin?
Atticus, queres que eu vá contigo?
İçeriye git ve Atticus Finch'e onu çağırdığımı söyle.
Vai lá dentro e diz ao Atticus Finch que eu pedi que viesse cá fora.
Saat 10 : 00'a geliyor, ve Atticus bizi bekliyor.
São quase 10 horas, o Atticus já está à nossa espera.
Atticus, Jem öldü mü?
Atticus, o Jem está morto?
Hemen döneceğim, Atticus.
Já volto, Atticus.
Bir keresinde Atticus bize birisini tanımanın tek yolu... kendini onun yerine koyup onun ayakkabılarıyla dolaşmaktır demişti.
Um dia o Atticus disse que só se conhece realmente um homem... quando se entra na pele dele e se anda por lá um pouco.
Ve Atticus'u.
E em Atticus.
Ee Atticus, nasıl gidiyor?
Ático, como está a c-c-correr?
- Hoşçakal Atticus. - Güle güle.
Adeus, Ático!
- Evet, Profesör Atticus ile benim buldugumuz bir kalinti.
Sim, estava num artefacto que o professor Atticus e eu encontrámos.
- Atlantis'çi Atticus mu?
O Atticus da Atlântida?
- Atticus öyle düsünüyor.
- O Atticus acha que sim.
- Sen o deli Atticus ile beraberdin.
Foste aluno daquele tolo do Atticus.
MacGyver ve Atticus, Solon'un sandukasini bulmuslar.
O MacGyver e o Atticus encontraram a Arca de Sólon.
Ha, demek Atticus hala efsanevi Atlantis'i ariyor, öyle mi?
Então, o Atticus ainda continua a sonhar com a lenda da Atlântida?
Profesor Atticus. Telefonda Balkan elçiligi ile görüstüm.
Professor Atticus, acabei de receber um telefonema da Embaixada dos Balcãs,
Size hatirlatirim,... -...
Devo relembrar-lhe professor Atticus, que já não trabalha cá.
AttiCus-Tr
F I M
AttiCus
FIM