English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bachelor

Bachelor Çeviri Portekizce

47 parallel translation
I remember your bachelor party.
Lembro-me da sua despedida de solteiro.
Açıkçası, kardeşim beni Bachelor yarışmasıyla şaşırttı.
O meu irmão confundiu-me com o elenco de "The Bachelor".
Bana sahiden bekarlığa veda partisi hafta sonu... sebebiyle şehirde olduğunuzu mu anlatıyorsun?
Are you honestly goanna try to tell me that you guys are in town... for a bachelor party weekend?
Ben sadece Bachelor'ı seyrederim.
Na verdade, só vejo novelas e The Bachelor.
Edward O'Kelly ayın 8'inde saat 1'de Bachelor'dan geldi.
Edward O'Kelly veio de Bachelor às 13 horas do dia oito.
Gören de gözde bekar yarışmasını kazanmış zanneder.
Parece que ela acabou de ganhar o "The Bachelor".
Doğum günümde bile acele etmemi söylemiştin çünkü "Bachelor" başlıyordu.
Até no meu aniversário pediste que fosse rápido porque estava a dar o "Bachelor".
"The Bachelor" başladı diyecektim.
Ia dizer que está a dar o "Bachelor".
The Bachelor şovundaki gibi.
Como no O Solteiro.
Şimdi birbirimizi sevdiğimize göre garip sırlarımızı paylaşmamız gerekiyor sanırım.
Está bem. Começa tu. Choro quando vejo o "The Bachelor".
Tamam, ilk sen.
Eu vejo o "The Bachelor".
Edie Teyze, Bachelor'da ne kaçırdım?
Tia Edie, o que perdi no "Solteirão"?
İlk para fırlatma uzmanı önce "Gelinim Olur musun?" da yarı finalist olmuş. Sonra "Şişmanlar Yarışıyor" da 45 kilo kadar vermiş. Şu andaysa "Ünlüler Terapide" programını kazanmak üzere.
A primeira especialista de rotação de moedas foi semi finalista no The Bachelor, e depois, perdeu prai 100 kilos no The Biggest Loser, e agora está a ganhar o Celebrity Rehab.
Hafta sonu eşofmanlarımızı giyip bir yığın Çin yemeği yiyeceğiz ve "The Bachelor" ı izleyeceğiz.
Vestimos fatos de treino, comemos comida chinesa, - e vemos "The Bachelor". - Já percebi.
Biliyor musun, aslında "The Bachelor" bayağı iyidir.
Sabes, o "The Bachelor" è na verdade muito bom.
Neden evde kalıp "The Bachelor" ı izlemiyoruz?
Por que não ficamos a ver o "The Bachelor"? Inscrevi-me num fantástico curso de culinária.
Bu hafta 80 saat çalıştım, o yüzden şimdi Çin yemeğine, "The Bachelor" a ve eşofmanlara odaklanalım.
Trabalhei 80 horas esta semana. Comida chinesa, "The Bachelor", calças de fato de treino.
Ki sorun da değil ama lütfen itiraf et ve beni bu berbat aktivitelere sürüklemekten vazgeç.
Mas, por favor, admite isso e pára de me arrastar para todas essas actividades horríveis. Devíamos ter ficado em casa a ver o "The Bachelor".
Beni insan kurbanı izlemeye getirmişsin ya da "Müzmin Bekâr" ın bir bölümünü...
Trouxeste-me para ver um sacrifício humano... Ou um episódio do "The Bachelor"?
"Şahane Bekâr" filmini izledim ben, tamam mı?
Eu vi o "The Bachelor".
"The Bachelor" un ilk bölümü gibi ama elmalı martiniler yok.
Parece o começo de "The Bachelor", mas sem os appletinis.
Yani, "Bachelor" için 2 saat kanepede oturduktan sonra bile zor toparladım.
Quer dizer, eu mal consegui sair do sofá depois de 2 horas de "Bachelor".
Ben Evleniyorum yarışmasında güller verileceği zaman televizyona bağırarak verdiğim tavsiyeyi vereyim sana da.
Vou dar-te o mesmo conselho que eu grito em frente à televisão quando o "Bachelor" está a oferecer rosas.
Bizim ise tek yaptığımız kendimizi kandırarak onları Şahane Bekar'ı izleyebileceğimiz küçük am delileri olarak görmeye çalışmak.
Nós... Nós enganamo-nos em pensar que eles se podem tornar em fodilhões sensíveis com quem podemos ver o The Bachelor.
"The bachelor" ile "Homeland."'in karışımı gibi.
É uma mistura de "The Bachelor" e "Homeland".
"The Bachelor" bölümlerinden birine benziyor derim.
Como um episódio do "The Bachelor".
Ticaret Bölümü, 2. Sınıf..
Bachelor do Comércio 2 º ano.
Patronumla yemeğe çıkmak eve gidip The Bachelor'ı izlemekten daha eğlenceli olacaktır.
Sim, vai ser muito mais divertido jantar com o meu chefe em vez de ir para casa e ver "The Bachelor".
Çocukları bir gece Peggy ile bırakmalıyız, kafamızı sokabileceğimiz bir oda tutup, beraber "The Bachelor" izlemeliyiz eğer sen de istersen.
Devíamos deixar os miúdos com a Peggy, alugarmos um quarto, e dormir cá, e podemos ver "The Bachelor" se quiseres.
- Ben çok isterim seninle "The Bachelor" izlemeyi..
- Via o "The Bachelor" contigo.
The Bachelor'un var olma sebebine değdiriyorsun.
Estás a abalar a base toda do "The Bachelor".
Sen bir sonraki müzmin bekar mısın?
És o próximo Bachelor?
Ona "Bachelor" deniyor.
Ele é chamado de "O Solteirão".
Ya da "The Bachelor" hakkında konuşmak için.
Ou para falarmos do "The Bachelor."
The Big Bang Theory, 9. Sezon, 3.
The Big Bang Theory The Bachelor Party Corrosion
Yattığın kız sayısı kadar mı?
A tua temporada no "The Bachelor"?
"The Bachelor" diye bir televizyon programı var.
"The Bachelor" é um programa de tv.
"The Bachelor" diye bir televizyon programı var.
"The Bachelor" é um programa de TV.
Bu dizi senin kişisel The Bachelor bölümün değil.
Esta série não é o teu episódio pessoal de The Bachelor.
Tıpkı The Bachelor dizisindeki gibi. Ve sen de altı dolarlık park için araba sürmüş olacaksın.
É como um episódio de "The Bachelor", mas tens que conduzir até lá e pagar $ 6 dólares para estacionar.
Bu gece Bachelor finali var.
Hoje à noite dá o último episódio do Bachelor.
The Bachelor'ı çok fazla seyrettin.
Viste o suficiente The Bachelor.
Evet, The Bachelor'ın 10 sezonunu izlersek anca açılır.
Funcionou, só vai demorar 10 temporadas do "The Bachelor" para derreter aquelas dobradiças.
İlaç mümessilliği saatleri çok esnek, ondan The Bachelor'a katılabiliyoruz.
O horário dos delegados de informação é flexível. É por isso que tantos de nós entram em The Bachelor.
- Bachelor Bud.
Quem ganhou
Evde kalıp The Bachelor'ı izlemeliydik. - Ölçeği yerine koyayım.
- Tenho que pôr isto...
BİTMEDİ Honey Boo Boo, Who Marries the Millionaire, Dance Mom Bachelor, Bachelorette.
Meu querido amor, quem casa com a milionária, a mãe suburbana,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]