Barb Çeviri Portekizce
911 parallel translation
Barb çiftliğinden geliyoruz, çalmakta olduğun şey de Barb tuzu.
Somos homens do Barb, e estão a roubar sal do Barb.
- Onları Barb topraklarına davet eden oldu mu?
- Alguém os chamou às terras do Barb?
Barb çiftliğinden bazı beylerle bir sorunumuz oldu.
Tive um desentendimento com uns homens do rancho Barb.
Sanırım Barb sınırları içinde kalıyor, ama daha önce kimse hak talep etmemişti.
Acho que fazem parte do Barb, mas nunca ninguém as reclamara.
Barb'dan söz etmemiştiniz.
Não falou no Barb.
Ben Barb'dan Alec Waggoman'ım.
Sou Alec Waggoman, do Barb.
Sabah Barb'a uğra da zararının karşılığını ödeyeyim.
Passe pelo Barb amanhã de manhã, pagar-lhe-ei o que perdeu.
Dave'e kalırsa çiftliğin dağılacağını biliyor.
Sabe que se o Dave ficar sozinho, o Barb vai à ruína.
Zamanı geldiğinde Barb'ı Dave ile bana bırakacak.
Quando a vez dele chegar, deixará o Barb ao Dave e a mim.
Ama hayatım boyunca Barb için çalıştım.
Mas trabalhei toda a vida para o Barb.
Artık Barb'da düşmanların var burada kalıp tek başına onlara karşı koyamazsın.
Agora que se tornou inimigo dos do Barb... não pode ficar aqui a fazer-lhes frente sozinho.
Barb size de mi sorun çıkardı?
O Barb também lhe anda a arranjar sarilhos?
Barb'dan korkuyor olamazsın.
Não tem medo do Barb.
Yani Barb sana 600 dolar kadar borçlu. Yuvarlak hesap 600 olsun.
Quer dizer que o rancho lhe deve cerca de $ 600.
- Barb'dan beri peşimdesin.
- Seguiu-me desde o Barb.
- Yoksa Barb'dan mı emir alıyorsun?
- Ou recebe ordens do Barb?
Yarım Ay'a Barb'ın önemseyeceği bir kahya lazım.
O Half Moon precisa de um capataz que o Barb respeite.
Barb'dan nefret etmek için sebebin var.
Tem razões para odiar o Barb.
Kasabaya bir yabancı geliyor, siz onun Barb'a düşman olmasını sağlıyorsunuz.
Forasteiro na cidade, vocês tratam de lhe arranjar ressentimentos contra o Barb.
Barb'ı kurmanın ve korumanın tek yolu buydu.
Era a única forma de construir e manter o Barb.
Ne bekliyorsun yani, Barb'ı kalemle mi idare edeyim?
Que quer que eu faça, que mande nisto com um lápis?
Barb sürüsüne karışmış birkaç sığır bulacaksın.
Encontrará algum do meu gado no meio das manadas do Barb.
Onları ayırmazsak, Barb damgasını basıverirler.
Se não o separarmos, acabarão por o marcar com o ferrete do Barb.
- Barb'da otluyorlar.
- Estão a pastar nas nossas terras.
Alec dedi ki, " Eğer bir dana bir tutam Barb otu yerse...
O Alec disse : " Se um vitelo engolir uma erva do Barb,
"Barb sığırı olur." Bunu değiştirmeye mi kalkıyorsun?
"torna-se num vitelo do Barb." Estás a tentar mudar isso?
Barb topraklarında ne işin var?
O que faz nas terras do Barb?
Yarım Ay'a saldırıp Barb'ı bırakacaklarını mı sanıyorsun?
Não podes combinar acabar com o Half Moon e não com o Barb.
Barb baş edebilir.
O Barb aguentar-se-á.
Tabii, ama sadece Barb çiftliğine el koyabilmek için.
Claro, mas para deitar a mão ao Rancho Barb.
- Öldürdüğünü sanmıyorum ama Barb'dakiler aynı kanıda değil.
- Não acredito que o tenha feito, mas os homens no Barb não pensam assim.
Alec Barb'ı kurarken çok düşmanı olmuştu ama bu uzun zaman önceydi.
O Alec fez muitos inimigos quando criou o Barb, mas isso foi há muito tempo.
Barb, seni ariyorlar uzaktan.
Barb, é para ti, longa distância. Oh!
Hayir, Tesekkurler, Barb.
Já tenho outros compromissos.
Bence adamin uzerine cok fazla gittin, Barb.
Acho que não o devias ter provocado assim, Barb. Ele é um falhado!
Bazen cok fazla ileri gidiyorsun, Barb!
Tu passas-te ás vezes, Barb! Por favor!
Bulamayinca da Barb ve Phyl le polise gitmisler.
Então foram á policia com a Phyl e a Barb.
Barb, hayatim... ben, ben...
Barb, querida... eu..
Barb, yeter artik!
Barb, já chega!
Barb, Allah askina!
Barb, por amor de Deus!
Barb, cok sarhos. Bay Harrison...
Barb, já bebeste demasiado, o Sr. Harrison...
Barb, neden yukari cikip biraz uzanmiyorsun?
Barb, porque não sobes e vais dormir um bocado?
Barb, sarhossun!
Barb... estás bêbada!
Yalniz giderken Barb i kontrol et.
- Ok... Pode ver a Barb antes de ir?
Barb, sorun nedir?
Barb, que se passa?
Barb? Uyanik misin?
Barb estás acordada?
Phill ve Barb i cagirayim.
Vou buscar a Phyl e a Barb
- Geliyor, hayrola bu gece beni yalniz biraktiniz?
- A propósito, porque é que eu fui a única a trabalhar aqui hoje? - Nós também trabalhámos, Barb.
Evet, tabiki, Barb.
Sim, ok, Barb.
Sen ne dersin, Claire?
Não, obrigado, Barb.
Barb astim atagi gecirdi.
- Era Barb, teve um ataque de asma.