Barbados Çeviri Portekizce
177 parallel translation
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
Labrador, Barbados, Trinidad, Salvador,
Barbados Adaları'na doğru... " "... hareket edecektir. "
De 1864, para as Ilhas Barbados.
Halifax'a, sonra da buraya, Barbados'a kadar peşinde dolaştığı... " "... bir subay tarafından terk edilmiş. "
Foi abandonada por um oficial que ela seguiu até Halifax e, depois, aqui para Barbados. "
Umarım, Willie ayın onaltısına kadar seninle kalabilir çünkü, Connie ve ben Barbados'a gitmeyi düşünüyoruz.
Estava a pensar que podias ficar com o Willie no fim de semana de 16, pois nós estávamos a pensar em ir às Barbados.
Sen bu işi alana kadar seni her gün Barbados'tan arayacağım.
Ligo-te diariamente de Barbados até aceitares o emprego.
Barbados'taki kaynaklarımız doğruladı. Bancroft şehire geliyor.
A nossa fonte em Barbados confirma que Bancroft está quase a entrar no País.
Sen ben Mike Barbados'dayız.
Tu, eu e a Mike nas Barbados.
İnanılmaz Barbados turu da yalan oldu o halde.
Suponho que o negócio do pacote para Barbados esteja de parte.
Barbados'ta büyük çiftliğimizi kurunca, seni de çağırırım.
Quando estivermos estabelecidos na nossa plantação em Barbados, mando-te buscar.
Güzel. Aferin. Ee, Barbados ne tarafta?
- Então, qual o caminho para Barbados?
Barbados'a gitmiyorsun sen.
- Não vais para os Barbados.
Ona Barbados'ta olduğumu söyle, Bir numara bırakabilir mi? Charlie
Diz-lhe que estou em Barbados, se pode deixar um telefone.
Ailemin evinde kalıyorum ve hizmetçi bir aylığına Barbados'a gitti.
Tenho ficado em casa dos meus pais e a empregada foi para as Barbados.
Sizi çok özledim ama Barbados'tan döndüğünüz zaman sizi görmek harika olacak.
Tenho montes de saudades, mas vai ser óptimo ver-vos quando voltarem.
Neden benimle birlikte Barbados'a gelmiyorsun?
Porque não vem comigo para Barbados?
Bunu bana o yapıyor lanet Barbados şarkılarıyla aklımı çeliyor.
É ela que me obriga a isso! Os seus cânticos de Barbados tentam-me!
Güzel elbiseler vereyim ve gökyüzüne yükseltip Barbados'a, evine uçurayım. " Dedi.
Dar-te-ei um vestido bonito para usares, ponho-te lá em cima, no ar, para voares de regresso à tua terra natal, Barbados. "
Boston Limanında bir gemi var. Barbados'a gidiyor.
Há um navio que parte de Boston para Barbados.
- Lieberman Barbados'taymış.
- Ele está em Barbados.
- Sağlık Müdürü Barbados'ta mı?
- O inspector sanitário? Em Barbados?
- Lieberman Barbados'ta ne yapıyor?
- Que é? - Que está o Lieberman a fazer em Barbados?
- Bir kopyasını ona, Barbados'a fakslayın.
- Envie uma cópia por fax para Barbados. - Tudo bem.
Ondan bahsetmeniz komik. Kendisi Barbados'ta.
Que engraçado, ele está em Barbados.
Annem, Barbados'tan eve dönerken uçakta söylemişti.
A mamã contou-me no avião quando estávamos a voltar dos Barbados.
Sullivan'ların hepsi iki gün önce Barbados'a gitti.
Todos os Sullivan foram para Barbados ha dois dias.
İki gündür Barbados'daymışsınız.
Esteve em Barbados ha dois dias?
Barbados'a gittiklerinden beri kullanmamışlar.
Não andaram desde que a família saiu da cidade.
Christine hastalanmasaydı, şimdi beraber Barbados'da olacaktınız.
Se a Christine não tivesse adoecido estaria agora consigo em Barbados.
W. Sullivan, Christy'nin Barbados'a neden gitmediğini söyledi mi?
Quando falou ao Sullivan, ele disse porque a Christy não foi a Barbados?
Basın konferansını hatırlıyor musun? Sana sarılıp, Christy hastalanmasaydı, seninle Barbados'a gelirdi, dediğini?
Lembra-se da conferência de imprensa quando ele o abraçou e disse que se a Christy não tivesse adoecido, estaria consigo em Barbados?
Christine hastalanmasaydı, seninle Barbados'da olacaktı, şimdi bile.
Se a Christine não tivesse adoecido estaria agora em Barbados.
Haydi, Barbados'a gidelim.
Vamos para Barbados.
Barbados kireci tam gelir.
Visco de barbados é o ideal.
Bu Barbados Ben.
Aqui temos Barbados Ben.
Barbados'tan geçen hafta döndük.
Chegámos de Barbados na semana passada.
Ailesi Barbados'ta!
Os pais dele estão em Barbados!
Kimse 3 pis ve traşsız otostopçuyu arabasına almaz.
Ninguém dará boleia a 3 fulanos porcos e barbados.
Zaten benim de Barbados'a gitmeden önce ofise uğramam gerekiyordu.
Vou pro escritório antes de irmos a Barbados.
Barbados.
Em Barbados.
Barbados'ta o kadar kalacaklardı.
É o tempo que deviam ficar em Barbados.
Shaun bunu Barbados'tan geri getirdi.
Shaun trouxe de Barbados.
- Barbados'ta bir uçurum kenarında. Gün batımında.
- Num penhasco em Barbados, à tarde.
Barbados'u çok seviyorum.
Adoro Barbados.
Sanki Barbados Havayolları sosyal hayatını hiç umursamıyor gibi.
Parece que a Air Barbados não quer saber da nossa vida social.
Barbados'a gelip bana evlenme teklif etmeyi planlamamıştı.
Não pensava ir para Barbados e propor-me casamento.
- Bu yalan! Barbados'da da öpüştük.
Beijámo-nos em Barbados.
"Bayım, ben Barbados Adaları'nda yaşayan basit bir kadınım."
"Sr., não passo de uma mulher simples das Ilhas Barbados."
- Barbados.
- Barbados.
- Barbados mu? - İlk karşılaştıkları yer.
Barbados?
- Lieberman Barbados'ta.
- Está em Barbados.
Barbados'ta hayır dedim, şimdi de bu.
Disse não em Barbados, e agora isto?