Bb Çeviri Portekizce
726 parallel translation
Anneni BB silahıyla mı vurdun?
E tu disparaste sobre a tua mãe?
Tıbbı yardıma ihtiyacım var ve bunu çabuk yapman lazım.
Necessito de ajuda médica e já!
Bir saat önce adli tıbbın basına söylediğine göre kız, her ne kadar boğulma sonucu öldüyse de bereler, bir boğuşmanın yer aldığını gösteriyor.
Há um hora, o médido Legista informou a Imprensa... que apesar da morte da rapariga ter sido causado pelo afogamento, contusões indicariam que que teria havido luta.
Tıbbın tarihinde alışılmadık şeylerin tarihi yatar.
A história da medicina é a História do incomum.
Bayan Resnick, tıbbın araştırması gereken çok şey var daha.
Senhora Resnick, na medicina, ainda há muito por investigar.
Bu da tıbbı komite kurumu.
Formámos uma comissão médica.
Tatlım, modern tıbbın tüm gereklerini yerine getirmiş olmamıza rağmen yılan sokmasına karşı henüz denemediğimiz geleneksel bir yöntem daha kaldı.
Embora tenhamos feito tudo o que a ciência moderna recomenda, há ainda o antídoto tradicional de veneno de cobra, que não tentámos.
Hükümetin uzay tıbbı programında bir işe başvurdum. Bir kızın faydalı bir şey yaptığını bilmesi muhteşem bir his olmalı. Harika.
Candidatei-me a um lugar no programa de medicina espacial do governo.
Radcliffe'ın tıbbı raporunu okudun mu?
Viu o relatório médico sobre o Radcliffe?
Tıbbın sosyalizasyonu gibi kavramları atın.
Deixemos as noções de medicina social.
Dr. Korby, "Arkeolojik tıbbın Pasteur'ü" diye biliniyor.
O Dr. Korby era também chamado "o Pasteur da medicina arqueológica".
Yardım istasyonunda, doktor ve tıbbı malzeme varmış.
Temos que tentar sair daqui. Ele disse que os postos de resgate têm médicos e medicamentos.
Eminim ki bizim tıbbımızı çok yüksek derecede geliştirebilir.
A Medicina evoluiria tanto. Venham.
- Tıbbı hekimlere bırak!
- Deixe a medicina para os médicos!
İkisi de profesyonel tıbbın dışına çıktılar, haksız mıyım?
Proibiram os dois de praticar medicina?
Al tıbbını, köpeklere at.
Atirai a medicina aos cães.
O, uzay tıbbının belirli alanlarında çok yetenekli bir doktordur. Ama bu konuda yanılıyor. Kesinlikle yanılıyor.
Ela é muito competente noutros campos da medicina espacial, mas está redondamente errada no que respeita a esta situação.
Siz onu tıbbınızla kurtaramadınız, ama benim inancım kurtarabilir.
Não a conseguiram salvar através da ciência, mesmo que tivessem tirânio, mas a minha fé pode...
Bir BB, ve bir BBB.
Um BB e um BBB.
Benim havalı tüfeğim nerede?
Onde está meu BB Gun?
Kimbilir duyduğu zevk ne büyüktü. Binlerce yıldır tarihini, tıbbını,... sihirbazlarının büyücülüğünü, dinini, siyasetini,... felsefesini dünyaya anlatamayan bir kültüre böylesine büyük bir olanak açılmıştı...
Que alegria deve ter sido para ele, o ter aberto este canal de comunicação unilateral com outra civilização, e permitir a uma cultura que tinha estado muda por milénios, de falar da sua história, magia, medicina,
Onlar modern tıbbın icadı.
Isso é que é progresso.
Modern tıbbın bir mucizesi.
É um milagre da medicina moderna.
Muhtemelen tıbbı bitirip zeki kızlarla evlenecekler.
Devem ser médicos casados com rainhas dos grémios femininos.
Büyük Kardeş, Büyük Kardeş.
BB, BB.
Büyük Kardeş'in kumandası altında hünerli ve pervasız bir manevra silahlı Avrasya ordusunun tamamiyle imhasını sağladı...
Uma audaciosa e engenhosa manobra sob a direcção do BB que garante a aniquilação total da divisão eurasiática portentosamente armada...
BÜYÜK KARDEŞ YAKINDA Kİ AFRİKA YAKASINDA OLACAK SALDIRIYI BİLDİRDİ
BB ANUNCIA ATAQUE EURASÍATICO À FRENTE DA ÁFRICA DO NORTE
Büyük Kardeş, Büyük Kardeş.
BB. BB. BB...
- Hey, BB, gitmek için hazır mısın?
Olá BB, vamos embora rapaz?
- Hey, BB buradayız.
BB, chegámos.
Buraya gel, BB.
Vamos BB, anda.
Tamam, BB. Gidelim.
Vá BB, vamos.
- Oh, onun adı BB.
Chama-se BB.
İyi misin? - BB.
Estás bem?
- BB, bu Tom.
BB, este é o Tom.
Çok uzun, BB.
Até qualquer dia, BB.
BB'nin merdivenlerden kendi başına çıkabilmesi için rampa yapmalıyız.
Preciso fazer uma rampa para o BB se mover sozinho.
BB, gel ve merhaba de.
BB, vem cá dizer olá.
- Adın nedir? - BB.
Como te chamas?
- BB.
- É já ali.
BB bu kilidi 1 dakikada kırabilir.
O BB pode decifrar isso num minuto.
Neden şaka olsun?
- Porque é que havia de estar? O BB é esperto.
Tamam, BB, gidelim.
- Larga-o, BB.
Şimdi bu çapraz çiftli BB'nin ön beyni için merkez kontrol hiyerarşisidir.
Este é o tipo de processador usado inicialmente como cérebro do BB.
BB bir atış yapsın ha, ha?
Ele consegue lançar.
- Bir atış yapmak ister misin, BB?
Queres, BB? Queres lançar?
Hadi, BB.
Vamos, BB.
Havalı tüfeğimi almaya gidiyorum.
Vou pegar meu BB Gun.
B ve B.
Winchester'66. Brandy BB.
Napıyorsun orada, BB?
E então, BB?
BB.
Faz isto sozinho.