English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Beamer

Beamer Çeviri Portekizce

63 parallel translation
Dava o kadar çabuk sonuçlanacaktır ki, mahkemeye taksi ücretini de getirmenizi öneririm çünkü, dönüşte Beamer'ınızı Dr. Turk kullanıyor olacaktır.
Senhor, esse processo ia acabar tão rapidamente que o aconselhava a pedir ao Táxi para aguardar à porta do Tribunal, porque o Dr.Turk já saía de lá a conduzir o seu BMW a caminho de casa.
Hukuk şirketine ortak oldum, Beemer kullanıyorum ve bu da karım.
Acabei de fechar negócio na minha firma, conduzo um Beamer, e esta é a minha mulher.
Ama bir keresinde, "Phish" grubunun turnesini takip ederken ki, bayılırım onlara her neyse, iğrenç bir Beamer kullanan adam beni almak için durdu.
Houve uma vez, eu estava caída nesse festival. Eu amava aqueles rapazes. Então...
BMW'mi nereden alacağım?
Quando posso ter o meu Beamer?
{ \ pos ( 190,220 ) } Bazen Kralsındır
Nuns dias és o beamer,
Şu Beamer'ı test edeyim bakalım.
Tenho de fazer um test-drive ao BMW.
Beamer daha rahat.
A Beamer ( BMW ) é mais confortável.
Işıklının vurulduğunu ve uçup gittiğini gördüm kendi takımıyla bir araya gelmeye çalıştığını tahmin ettim bu yüzden izlediği rotayı takip ettim.
Vi o "beamer" ser atingido e fugir, pensei que ele ia tentar reunir-se aos outros, então segui a direção que ele tomou.
Arkamızda uzaylı uçağı var.
Temos um'Beamer'a perseguir-nos!
Bir Projektörümüz var.
- Temos um Beamer.
Gömülü bir Projektör.
- Um Beamer enterrado.
Projektörün içinden bir radyo yayını aldık.
Recebemos uma transmissão de dentro do Beamer.
Dediğine göre Projektör'ün pil ya da onun gibi bir şeyinin içinde geri dönmek için yeterli miktarda güç depolanmış.
Disse que vai haver energia armazenada no Beamer, numa bateria ou alguma coisa do tipo.
Ne oldu? - Projektör'de sana ihtiyacımız var.
Precisamos de ti no Beamer.
Çalışıyorduk ve birden bu filizler Projektörün konsolunda sallandı ve Volm iletişimcisine el koydu.
Trabalhávamos e de repente... aqueles tentáculos saíram do painel do Beamer, e apanharam o comunicador Volm.
Anlaşılan bu Projektör Volm girişini farkeden bir savunma mekanizmasıyla donatılmış.
Parece que este Beamer tem um mecanismo de defesa que detecta a presença Volm.
Projektörü dünya atmosfer parazitinin üzerine elle uçurmayı başarabilirsek Espheni güç çekirdeğine, yaklaşma radyo parıldağına otomatik olarak kilitlenebilme şansı var.
Se pudermos pilotar manualmente este Beamer além da interferência da atmosfera terrestre, ele pode ligar-se automaticamente ao sinal localizador, até ao cabo de força Espheni.
Cochise'in teşhisine göre uzaya çıkıldığında Projektör yaklaşma radyo parıldağına kilitlenecek ve kendi başına Ay üssüne uçacak.
Segundo o Cochise, quando estivermos no espaço, o Beamer vai sintonizar o sinal Espheni... e vai sozinho para a Lua.
O projektörü çalıştırsalar bile çakılacak.
Mesmo que consigam fazer o Beamer funcionar, ele vai cair.
Bu Projektör tek yönlü, tamam mı?
O Beamer é passagem só de ida.
Projektörle uçacağın için nasıl hissediyorsun?
Como foi pilotar o Beamer?
Bir Projektörümüz var.
Bem... Temos um Beamer.
Bu Projektör kendisini kazıp ortaya çıkmayacak.
Este Beamer não vai sair daqui sozinho.
Shaq'la beraber aşağıda hala gömülü olup ihtiyaçları olan parçalar yüzünden zorlaşan Projektörün kontrollerini belirlemeye çalışıyor.
Está lá em baixo com o Shaq, a tentar aceder aos controles do Beamer, é difícil, porque há partes que estão soterradas.
Projektörü topraktan çıkartmadan yapamayacağımız bir şey.
O que é impossível antes de desenterrar o Beamer.
Projektörü kaldırmaya yardım edecek aleti getirebildiniz mi? Hayır, pusuya düştük.
Conseguiste o que precisamos para levantar o Beamer?
Projektör hakkında Tom Mason'la konuştuktan sonra ritüelinize devam edebilirsiniz.
Vais poder continuar o teu ritual depois que eu falar sobre o Beamer, com o Tom Mason.
Projektörle doğrudan iletişim kuruyor.
Ele comunica-se directo com o Beamer...
Projektörü istenilen yere yönlendirmek için farklı bir sinyal gerekli. Ama...
É preciso um sinal diferente para direccionar o Beamer... mas...
Ve yeterince yakın olursam, Projektör sistemlerine giriş yapabilirim.
Se estiver perto, posso aceder ao sistema do Beamer.
Projektörü uçurmayı başarabilirsiniz peki, ama onu Aya uçurup sonra da geri gelmeyi?
Podes ter conseguido pôr o Beamer a voar, mas ir e voltar da Lua?
Anne, Projektörü biliyorsa o zaman biz...
- Ela sabe do Beamer, nós...
Projektörle uçabilirim, saldırıya uğrarsa onu korurum.
Consigo pilotar o Beamer, defendê-lo se for atacado.
Projektör geliyor. Buradan defolup gitmemiz gerekiyor.
Um Beamer a aproximar-se.
Ama Projektörü geminin çekici kirişinden bırakmam gerekecek. Yoksa o da sürüklenir. Onu buradan yapamam.
Mas preciso que soltes o Beamer do raio tractor da nave ou ele também é arrastado.
Buradan Projektörü manuel olarak bırakabilirim.
Consigo libertar o Beamer daqui, manualmente.
Bu harika, ama benimle Projektörde olmalısın.
Boa, mas tens de estar no Beamer comigo!
Projektöre gelmiyorum.
Não vou estar no Beamer.
Korkarım ki onların Projektörü özgüdüm radyofar'ı kilidinden koptu.
Lamento, mas o seu Beamer... explodiu devido à tranca do sinal localizador.
Tom ve Lexi'nin Projektörü babamın savunması sayesinde kurtarıldı. Ama çatışma sona erdiğinde, gemileri hiçbir yerde bulunamadı.
O Beamer do Tom e da Lexi foi poupado pelo meu pai, mas depois da batalha já não foi encontrado.
Evet, Işıncı'dan son saniye kaçışını falan...
- "Queimadura". - Como escapaste do Beamer...
Tamam. Bence sen fazla üşümüşsün. Uzay boşluğunda savrulan o soğuk Işıncı'da halüsinasyon görmüşsün.
Acho que estavas hipotérmico, a alucinar naquele Beamer congelador que estava às voltas no espaço e... foi assim que acabaste por ter essas visões.
Bilincin yerinde olmadığı zaman belki de otomatik pilot devreye girip seni suya indirdi veya gemiden attı.
Talvez quando estavas incapacitado, alguma função de piloto automático pousou o Beamer na água ou ejectou-te.
Birbirimize o kadar tutkunduk yani.
Tinha um Beamer, um apê e um bolso cheio da grana.
- Acele etme.
- Sem muita perfeição, Beamer.
Beyaz Beamer, 3 serisi,
BMW branco, série 3, matrícula do carro :
Projektör önemli.
O Beamer é importante.
Projektör kalktıktan hemen sonra terk etti.
Ele foi-se embora logo a seguir, à descolagem do Beamer.
Sana katıldığımda...
Isso vai deixar o Beamer, pronto para ti.
Projektörü programladım.
Eu programei o Beamer.
- Tam olarak, okyanusta iğne aramak. Projektörün dönmeyi başarabileceğini söylemiştin.
Disseste que o Beamer, conseguia voltar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]